Vicdan

PERŞEMBE akşamı Hürriyet’in 68’inci yıl gecesinde hem yeni yılı kutladık, hem de arkadaşlarımızın kıdem ödül töreni vardı.

Gecede en iyi haber, fotoğraf ve görüntü ödülleri de verildi.
Hiç kuşkusuz son yıllarda beni en çok etkileyen fotoğraflardan birini Doğan Haber Ajansı’nın Bodrum muhabirlerinden Nilüfer Demir çekti.
Cansız bedeni sahiline vuran Aylan Kurdi bebeğin fotoğrafı...
TIME bu kareyi “tüm zamanların en etkili 100 fotoğrafından biri” olarak seçti.
Bu ödül Nilüfer’in hakkıdır.
Hem Suriye savaşına dünyanın bakışını değiştirmiştir, hem de vicdan sahibi herkesi harekete geçirmiştir.
Tabii vicdan varsa, vicdanlar farkındaysa...
İnsanlık çok şeyi halletti, çok şeye çözüm buldu, çok şeyi hayatımıza kattı.
Ama bunları yaparken galiba vicdanları zayıflattı.
Bugün yeniden yükselmesi gereken değerler var.
Vicdan işte onlardan biridir.
Aylan bebek rahat uyusun...
Bilemiyorum ailesi huzurlu mu, güvende mi?
Aylan’ları yok belki şimdi ama, onun sayesinde hayatları biraz kolaylaştı mı?
Çok eminim ki, her türlü zorluklara yine göğüs gererlerdi, yeter ki Aylan bebek yanlarında olsaydı.
Vicdan...
İşte ben buna bakıyorum.
Vicdansızlara da lanet okuyorum.


ARALIK
Ne kadar soğuktu

BEN çok üşüyenlerden değilim.
Hatta biraz soğuğu da sevenlerdenim.
Ama bu yılki aralık beni üşüttü.
Vücut ısımı dengelemekten zorlandım.
Ve bir kez daha farkına vardım ki, ben soğuk coğrafyada yaşayamazmışım.


SAKİNLİK
Ve soğukkanlılık

15 Temmuz gecesi çekilen bazı görüntüler yeni servis ediliyor.
Başbakan Binali Yıldırım bir canlı yayına bağlanıyor ve yaşanan olaylarla ilgili bilgi veriyor.
O gece hatırlayın, bir darbe girişimi var, hepimiz endişeliyiz, neler olduğunu merak ediyoruz ve takip ediyoruz.
Hainler halka kurşun sıkıyor, Meclis’i bombalıyor ve devleti tehdit ediyor.
Başbakan Binali Yıldırım’ın o videosunu birçok kez izledim.
Yıldırım, her zamanki gibi soğukkanlı, sakin, ama mesajını bu sefer sert ve kararlı veriyor.
Siyasette deneyim kolay kazanılmıyor.
Öyle bir süreçte, yönetilmesi gereken bir krizde insan bazen çok heyecanlı, normalden farklı olabilir.
Ama Yıldırım, dediğim gibi soğukkanlı ve kararlı...
15 Temmuz gecesi bir kabus yaşadık.
Ama süreci tersine çeviren siyasetçinin dik duruşu, halkın da desteği oldu.

KOLTUK
Gerektiğinde bırakılmalı da

İZMİR Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu önümüzdeki seçimlerle ilgili, “Koltuk bana miras değil, babamdan miras kalan şirketim de değil. Belediye başkanlığı halkın seçeceği bir iş, insan ömrü sınırlı... Hayatımın en güzel 15 yılını hiçbir çıkar sağlamadan hatta maddi kayıplara uğrayarak harcadım. Helalı hoş olsun. Ulvi görevi namusumla, şerefimle yapmanın layığını yaşıyorum. Doğrusu, bundan sonra benim aday olmamam yani jübile yapmamdır” demiş.
Siyaset bu...
Bazen insan istemese de aday olmak zorunda kalır.
Zaten Kocaoğlu bu opsiyonu da söylüyor.
Ama koltuğun miras, siyasetin de bir bayrak yarışı olduğunu hatırlatmak adına bu sözleri önemsiyorum.
Çünkü bizde siyasete giren ölünceye kadar siyaset yapmak istiyor.
Her koltuk bırakılır.
Zamanı geldiğinde her koltuğu bırakmayı bilmek gerekir.


Başımız dik

BAZEN okuduklarıma, yaşadıklarıma, gördüklerime, tanık olduklarıma inanamıyorum.
Biz bu hale nasıl geldik.
Bilgisayarın başına geçmişler, eleştirmiyorlar, küfrediyorlar, hakaret ediyorlar, iftira atıyorlar, hedef gösteriyorlar.
Parmak sallayıp gözdağı veriyorlar.
Çekineceğimizi, korkacağımızı filan zannediyorlar.
Alnımız açık başımız dik...
Verilemeyecek ne hesabımız var, ne de vicdanlara yaptığımız bir haksızlık...
Ama yapılan haksızlıklara cevap vermek elbette hakkımız...
Hukuk içinde ve bize yakışan şekilde...
Elbette yapacağız.