Paylaş
Türkiye’nin gündemi böyledir.
Sabah başka şeyler konuşursunuz, akşam eve gittiğinizde ise başka bir gündem vardır.
Gece yatarken bambaşka bir konuyu tartışıyor da olabilirsiniz.
Bazıları buna “Dinamik Türkiye” diyor.
Evet, çok dinamiğiz.
İnsanımız yaratıcı ve girişimci...
Ama dinamizmi, gündemin sık değişmesiyle anlatmak sanırım mümkün değil...
Ben Türkiye’nin geleceğine inananlardanım.
Gerçekten de müthiş bir coğrafyada yaşıyoruz.
Kültürel zenginliklerimizin değerini bilmeliyiz.
İnsanımızın bu eski topraklarda yoğrulduğunu, şekillendiğini, dünyaya bu birikimle baktığını düşünüyorum.
Ama bu sık değişen gündemin, enerjimizi de emdiğini söylemeliyim.
Türkiye’nin biraz sakinliğe, dinginliğe ihtiyacı var.
Size bugün başarılı bazı gençlerimizden örnek vermek istiyorum.
Siyasetin o kısır gündeminden dışarı çıktığınızda bu gençlerin farkına varıyorsunuz.
İnanın Türkiye’nin geleceğinin garantisi işte bu gençler...
Ben onları tanıdıkça çok mutlu oluyorum.
İsveç’te bir Türk
üstelik İzmirli
adı Ezgi Atis
EZGİ ATİS...
İzmirli, Karşıyakalı...
Pırıl pırıl bir gencimiz...
Çocukluğunu bilirim; çocukluğundan beri izlediğim bir gencimiz...
Babası meslektaşım, Hakan Atis...
Hakan, bizim dönemin en başarılı televizyoncularındandır.
Çocukları Ege ve Ezgi de başarılı işler yapıyorlar.
Size anlatayım istedim.
Ezgi, şimdi İsveç’te, bir dünya devi SKF’te...
***
İsveç’in dünyaca ünlü şirketi SKF, günümüzde Avrupa’dan Asya’ya, Amerika’dan Avustralya’ya kadar dünya coğrafyasında 130 ülkede 46 binden fazla çalışanıyla endüstriyel ürünler geliştirip satan bir dev.
1907’de kurulmuş SKF, uçaklardan gemilere, trenlerden otomobillere, her türlü vasıtadan dayanıklı ev ürünleri olarak adlandırılan buzdolabından çamaşır makinesine kadar geniş yelpazede kullanılan rulman denilince ilk akla gelen kuruluş.
SKF, geçtiğimiz yıl küresel ölçekte bir program başlatmış. Geleceğin yönetici adaylarını belirlemeye dönük “Global Trainee” programına dünyanın birçok ülkesinden çok sayıda başvuru olmuş. Uzun ve zor mülakatlar sonrasında programın ilk dalgası için dünya genelinde sadece altı genç seçilmiş.
Bunların ikisi İsveçli, biri Alman, biri İtalyan, biri Fransız, biri de Türk.
O Türk de sevgili Ezgi Atis...
Ezgi, Karşıyaka Anadolu Lisesi’ni dereceyle bitirdikten sonra Türkiye’de ilk 300’ün içine girerek Boğaziçi Üniversitesi’nin Endüstri Mühendisliği’ni kazandı. Geçtiğimiz yıl da onur derecesiyle mezun oldu.
***
Ezgi, Eylül 2018’e kadar SKF’nin değişik ülkelerdeki organizasyonlarında görev alacak.
Daha sonra İstanbul’a dönecek.
Öğrencilik yıllarında UNILEVER, BSH ve VODAFONE gibi küresel şirketlerde görev alan Ezgi, gelecekteki kariyerini global şirketlerde devam ettirmeyi hedefliyor.
SKF’in insanı geliştiren ve değer veren etkin kurumsal yapısında İzmir’i başarıyla temsil ediyor. Gençlere tavsiyeleri bol bol kitap okumaları, birkaç lisanı çok iyi derecede öğrenmeleri, sosyal olmaları, seyahat etmeleri, çok çalışıp sebat etmeleri ve hayata her zaman pozitif bakmaları...
***
Ezgi Atis, Türkiye’nin geleceğini kurgulayacak o gençlerden sadece biri...
Bebekliğini, çocukluğunu, genç kızlığını bildiğim Ezgi, şimdi İsveç’te, dünyanın en büyük şirketlerinden birinde bizi temsil ediyor.
Gurur duyuyoruz.
13 yaşında ilham
kaynağı olmak
isteyen bir genç
GELİN size bir başka genç kızımızdan söz edeyim.
Adı Arya Nur Güneş...
Viyolonseldeki başarısıyla adından söz ettiriyor.
Üstelik 13 yaşında olmasına rağmen “İlham kaynağı olmak istiyorum” diyor.
Ben hedefleri olan, iddialı insanları çok seviyorum.
Şimdiden ilham kayrağı olmak istiyorum diyorsa, o kızımız olur.
Hem iyi bir örnek olur, hem de ileride bir rol model olur.
Arya Nur geçenlerde katıldığı ilk uluslararası yarışmadan ödülle dönerek bunu da kanıtladı.
Litvanya’nın Kaunas şehrinde düzenlenen “Kaunas Sonorum 2017 Genç Müzisyenler Uluslararası Müzik Yarışması”nda jüri özel mansiyon ödülüne layık görüldü.
18 ülkeden yaşları 10 ila 23 arasında değişen 590 müzisyen arasından sıyrılıp bu ödülü almak gerçekten gurur verici...
Doktor anne babanın çocuğu olan Arya Nur’un müziğe olan yeteneğini aile 4 yaşındayken keyfetmiş. 6 yaşında piyano çalmaya başlamış. Arya Nur’un daha o yaşlardan besteleri var.
***
Arya şimdi Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Devlet Konservatuvarı Müzik ve Bale Ortaokulu’nda...
Eğitmeni Prof. Dr. Çağlayan Ünal Sümer ile çalışıyor, onun tavsiyesiyle çello çalmaya başlamış.
Sümer, “Yaşına göre çok ileride ve onun özel olduğunu düşünüyorum” diyor.
Keşfedilmiş bir gence yatırım yapmak lazım.
Daha 13 yaşında ödülle dönen Arya’nın ileride daha büyük başarılar getireceğinden eminim.
Bakın şimdiden neler diyor...
“Müziğimle insanlara duygularımı yansıtmak ve dokunmak istiyorum. Jacqueline du Prè gibi ben de başkalarına ilham olmak istiyorum. Müziğimi geniş bir kitleye tanıtmayı hedefliyorum.”
Ben de müziğin, sanatın, insanın duygularına, kalbine dokunduğuna inananlardanım.
***
Jacqueline du Prè, çellonun gelmiş geçmiş en iyi yorumcularından biridir.
Onun da Arya gibi 4 yaşındayken müzik yeteneği keşfediliyor. Çello sesini duyunca büyüleniyor ve annesinden kendisine bir çello almasını istiyor.
Sonra müthiş bir hikaye çıkıyor ortaya, sahnede devleşen, dünyanın gelmiş geçmiş en etkileyici çellocusu oluyor.
Jacqueline du Prè’nin hikayesi 90’ların sonunda film de oldu.
“Paylaşılmayan tutkular” filmi, Oscar’a aday gösterildi.
Müthiş bir filmdi.
***
Arya Nur Güneş’i tebrik ediyor.
Ve hayallerinin gerçekleşmesini diliyorum.
Paylaş