Türkiye ve Yunanistan tek destinasyon olabilir

İki ülke; yani Türkiye ve Yunanistan dünya turizm pazarına tek destinasyon olarak çıkabilir.
Özgener iki ülkenin turizminde, kültüründe ve etkileşiminde yeni düşünceleri, yeni eğilimleri Ege kıyılarında uygulamak ve süreçleri doğru kurgulamak adına işbirliği yapmasını önerdi.
Ve dedi ki;
“Çeşme-Sakız, Ayvalık-Midilli, Kuşadası-Samos, Bodrum-Kos, Marmaris-Rodos, İzmir-Selanik-Halkidiki, İzmir-Atina-Girit gibi özel programlar ve pazarlama kampanyaları yapmamız gerekir. Bu durum Türk ve Yunan turizmcileri motive edeceği gibi iki ülke bakanlıkları tarafından da bir strateji olarak benimsenirse, üçüncü ülkelere birlikte giderek ortak standlar ve organizasyonları gerçekleştirebiliriz.”
Pandemi koşullarında deniz trafiği de aksadı. Oysa Türkiye ile özellikle adalar arasında yoğun bir trfik yaşanırdı.
Yunanistan uzun süre kapılarını kapadı, girişlere izin vermedi.
Bu koşulların yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini de söyledi Özgener...
Özgener; yine önemsediğim bir başlığı da ortaya attı.
“Bugün sağlıklı ve iyi bir yaşamı merkeze koyarak seyahat etmek ve destinasyonları da aynı özenle seçmek bir zorunluluk.
Giderek artan bir gezgin segmenti ile özellikle kişisel sağlıkları, refahları korumaya ve iyileştirmeye odaklanan seyahatler planlanıyor. Bu değişim, sağlıklı ve iyi yaşam turizminin büyümesinin de önünü açıyor. Bugün global sağlık turizmi tüm dünyada 4.7-5 trilyon dolarlık hacim yaratırken, özel bir segment olan sağlıklı ve iyi yaşam turizmi 732 milyar dolarlık bir hacimde gerçekleşiyor. Yıllık yüzde 10 büyümede olan sağlıklı yaşam turizmine sağlıklı beslenme, estetik, spor, fitness, detoks uygulamaları da eşlik ederek pastayı daha büyütüyor.”
İki ülke bir araya gelerek turizmdeki bu yeni algıyı birlikte yönetebilir.

Gastro diplomasiyle
çözülmeyecek sorun yok

Ve gastronomi...
Giderek daha tematik seyahatler olacak.
Bu coğrafyanın böyle de bir şansı var.
Gastronomi, pandemi sonrası değişen yeni alışkanlıklar, Akdeniz tipi beslenme Yunanistan ve Türkiye’nin güçlü yanları...
Mahmut Özgener buna bir slogan da bulmuş;
“Uzun yaşam konsepti ortak kültürümüz...”
Güzel de olmuş.
Bence iki turizm bakanı bu sloganı kullanmalı.
Özgener şöyle konuştu; “Örneğin; Urla’da asırlık zeytin ağaçlarımız, 3000 yıllık bağ kütüklerimiz ile üretilen şaraplar, çok özel bir asiditeye sahip zeytinyağımız var. Bölgemizin en önemli gastronomi rotasını oluşturan Urla gastronomi rotası, birbirinden eşsiz özellikleri ile ortak kıyılarımızın, maviliklerimizin esintilerini taşıyor. Ancak iki kıyının birbirinden lezzetli yemeklerinin buluşturulduğu ortak bir Ege Mutfağı kitabımız hala yok. Bir Ege Mutfağı kitabı çıkarılması yönünde alınacak karar; iki ülkeyi birbirinden leziz tatların tüm dünyaya yayıldığı ortak bir gastrodiplomasi masasına da oturtacaktır.”
Bazen siyaset günlük hayatımızı bloke ediyor.
Ama inanın gastro diplomasiyle birçok gerginlik yumuşayabilir.
Bu coğrafyanın kıymetini bilelim.
Siyaseti bir kenara bırakalım; iki ülkenin artılarını birleştirelim.

Yerel daha da önem kazanacak

BALIKESİR’in Sındırgı Belediye Başkanı Ekrem Yavaş ile sohbet ediyorduk. Sındırgı sağlık turizminde öne çıkan yerlerden biri... Şifalı kaplıca sularından faydalanmak için çok sayıda kişi var. Bu arada kooperatifler sayesinde yerel ürünleri de Türkiye’nin masalarına getiriyorlar. Çok sayıda kadın girişimci kurulan kooperatifler sayesinde ürünlerini farklı kanallarla satabiliyor.
Ben yerelin, lokalin turizmde önem kazanacağını düşünüyorum. Standart hizmet ve lezzetler yerine yerelin tercih edildiğini biliyorum.
O yüzden yerel yönetimlere ve sivil toplum örgütlerine düşen yerelin taçlandırılmasıdır.
Sındırgı ve Başkan Ekrem Yavaş doğrusunu yapmış.
Yerel üreticileri destekleyerek geleneksel lezzetlerin tadılmasını, anlatılmasını sağlamış.
Kooperatifler geliştirilerek daha da büyütülebilir.
İtalyanların, İspanyolların bu konudaki başarılarını izliyoruz.
Türkiye’de de kooperatifler daha büyük desteği hak ediyor.

Atina’ya gitmek için
Biraz daha bekleyeceğim

ÇOK sık gittiğim yerlerden biri Atina...
Pandemi boyunca gidemedim.
Ama sürekli temsilcimiz Yorgo Kırbaki’den bilgi aldım. Yunanlılar gerçekten de pandemiyi disiplinli bir şekilde geçirdiler. Ancak orada da bir gevşeme var.
Vaka sayıları epey artmış, ölümler de...
Yunanlı dostlarım kapanmalardan endişe ediyorlar.
Çünkü bizden daha fazla kapalı kaldılar.
Hatta markete giderken bile merkezi sisteme mesaj atıp izin alarak sokağa çıktılar.
Gelişmeleri izledikçe anlıyorum ki...
Atina’ya gitmek için biraz daha bekleyeceğim.

Aşı kartı da şart

BAZI ülkeler aşısızlara yönelik tedbirleri artırıyor.
Bence Türkiye de gecikmemeli.
1 Aralık’ı milat kabul etmeli.
Sonrasında toplu yerlerde, kamuda, işletmelerde aşı kartı şartı getirilmeli.
Ve nokta...