Türkiye markalarıyla büyüyecek

O günlerde Doğtaş Mobilya sektöründe markalaşma adına önemli yatırımlar yapıyordu.
Yıllar içinde Doğan ailesini hep yakından izledim, önemli projelere imza attılar.
Doğtaş Türkiye’nin en önemli markaları arasına girdi. Bayi ağlarını genişlettiler.
Sonra da Kelebek’i alarak sektördeki iddialarını genişlettiler.
Ardından Lova Yatak ve RuumStore hamleleri geldi.
İnşaat sektöründe Doğyap, perakende sektöründe Troypark markaları da gruba eklendi.
Ama asıl büyük yatırım hamlesi enerji sektöründe Biotrend markasıyla oldu.
Biotrend Enerji’nin 10 biyogaz, 1 biyokütle ve 1 atık yakıt hazırlama ve tedarik tesisi olmak üzere toplam 12 adet faal tesisi bulunuyor. Biotrend’in bu yıl devreye girecek olan 1 biyokütle ve 5 biyogaz tesisiyle birlikte toplam 6 bölgede, 11 ilde, 17 tesisleri olacak.
18’incisi de İzmir Menderes Biyogaz Elektrik Üretim Tesisi olacak.
Davut Doğan, gecikme yaşansa da Menderes içinde onay süreçlerinin kısa zamanda tamamlanacağını umut ediyor.
Biotrend enerjide kendini kanıtlamış, Türkiye’nin enerji ihtiyacını karşılayan ve en önemlisi evsel atıkları enerjiye dönüştürmeyi başaran bir grup...
80’lerin sonunda gazeteciliğe başladığımda ekonomi alanını tercih ettim.
Türkiye’nin 80’lerde başlayan ihracat hamlesini, turizmdeki ve sanayinin birçok alanındaki gelişmeleri yakından izledim.
Elbette birçok şirketi, grubu, holdingi de yakından takip etme imkanım oldu.
Doğanlar Grubu’nun da gelişimi, büyümesi, değişimi onlardan biriydi.
Türkiye markalarıyla büyüyecek, güçlenecek.

Doğayla çevreyle dost
sanayi yapmak mümkün

DOĞANLAR Holding Yönetim Kurulu Başkanı Davut Doğan, Türkiye’deki evsel atıkların yüzde 20’sini, yer üstü ve yer altı sularına karışmadan önce temiz enerji ve ısıya dönüştürdüklerini söylüyor.
“Bu yıl 6 yeni tesisimizle 11 ilde 17 tesise ulaşacak; evsel, tarımsal ve ormansal atıkları elektriğe dönüştürerek yüz binlerce hanenin enerji ihtiyacını karşılayacağız. İstihdamımız 293’ten 450’ye çıkacak. ‘Çöpten elektriğe, elektrikten geleceğe’ sloganıyla tesislerimizde ortalama 4.4 milyon ton atık bertaraf ediyor, dünyadaki karbon salınımının azalmasına milyonda 2.3 katkı sağlıyoruz” diyor.
İzmir Menderes tesisleri için de en ideal projeyi tasarladıklarını söyleyen Doğan, şöyle diyor.
“Biz grup olarak temiz enerjiyi savunuyoruz. Ve bu konuda çok titiziz. Türkiye’nin diğer illerindeki tesislerimiz en önemli kanıtımızdır. Menderes’te de herkesin içinin rahat olmasını istiyoruz.”
Ben çevreyle, doğayla dost sanayinin olabileceğini düşünüyorum.
Biliyorum herkesin aklında, hafızasında Türkiye’nin geçmişte yaptığı yanlışlar var.
Oysa teknoloji çok değişti ve gerçekten artık iyi örneklerimiz var.
Örneğin Biotrend, İzmir’in çöpünü alıyor ve enerjiye dönüştürüyor.
Bu çöpler niye toprağa gömülsün.
Enerjiye dönüşmesini, ekonomiye katkı yapmasını sağlamalıyız.

Gerçekten de milli servet

“BİYOKÜTLEDEKİ potansiyel milli servet” diyor Davut Doğan...
Türkiye’de kişi başı günlük üretilen çöp miktarı 1 kiloymuş. Toplam nüfusa göre günlük çöp miktarı ise 80 bin ton. Bu miktarın sadece 45 bin tonu işleniyor. Bu oranın yüzde 20’sinin Biotrend tesislerinde işlendiğini söylüyor Doğan. “Dünyada asimetrik dağılımı nedeniyle jeopolitik ve güvenlik meselesine dönüşen enerji konusunda ülkemizin dışa bağımlılığını ve oluşan cari açığı da düşünürsek, bu potansiyel bizler için salt bir gelir kapısından ziyade Türkiye için milli servet niteliği taşıyor” diyor.

Sivas pilot oldu
sırada İzmir var

SİVAS’taki tesislerde bir pilot çalışması yapılmış.
Isı buharını değerlendirmek üzere seracılık uygulamasına başlanmış ve çok başarılı olunmuş.
Yeni yatırımlarla kompost yani organik gübre, atıktan türetilmiş yakıt, geri dönüşüm malzemelerinin satışlarının yanı sıra, buhar satışı ve seracılık faaliyetleri ve biyogaz ve deponi gazı tabanlı elektrik üretimi de gerçekleştirilmiş.
Hatta karbon ticaretinin önümüzdeki döneme damgasını vuracağını ve elektriğin bile önüne geçebileceğini düşünüyorlar. Sivas’ın başarılı olmasından sonra İzmir ve Bergama’daki tesislerde de belediyelerin bahçe ve bağlarda kullanılmak üzere gübre talepleri olmuş. Benzer çalışmaları şimdi İzmir’de de uygulamayı planlıyorlar.

Ayrıştırmayı yapamıyoruz

AVRUPA’da evsel atıklar ayrıştırarak çöpe atılıyor. Türkiye’de bunu bir türlü başaramadık.
Böyle olunca ancak entegre tesisler olduğunda ayrıştırma yapılabiliyor. Organik, ambalaj, yanabilir ve herhangi bir dönüşüm yapılamayacak maddeleri birbirinden ayırmak gerekir.
O yüzden bu tesisleri önemsiyorum. Aksi halde bu milli servet yok olup gidiyor.
Ve artık evlerde de bu ayrıştırmaya gitmeliyiz.
Bu farkındalık artıncaya kadar sürekli eğitimleri yapmalıyız.