Paylaş
Yansı Eraslan Özel Ege Lisesi’nin Kurucu Temsilcisidir, Zafer Eraslan ise Özel Çakabey Okulları’nın Kurucu Temsilcisi...
Her iki okul da son yıllarda adını başarılarıyla sıkça duyuruyor.
İzmir’in bir eğitim şehri olması gerektiğini her zaman savunan bir kişi olarak Özel Ege’nin de Çakabey’in de performansları beni mutlu ediyor.
Elbette, Eraslan Ailesi’nden bir beklentim daha var.
O da üniversite...
Eraslan kardeşlerin böyle bir projeleri olduğunu biliyorum, üzerinde çalıştıklarını, yurtdışındaki modelleri incelediklerini ve İzmir’in ölçeklerinde oldukça büyük yatırım planladıklarını görüyorum.
Dilerim...
Hayallerini en kısa sürede hayata geçirirler; İzmir’in üniversiteleri gençlerimizin en fazla tercih edilen kurumları olurlar.
¡
Yansı’nın da, Zafer’in de eğitim dışında hobileri vardır.
Bugün size Zafer’inkilerden bahsetmek istiyorum.
Zafer Eraslan, teknolojiyi takip eder, en son çıkan fotoğraf makinelerini alır ve Türkiye’yi karış karış dolaşır. Türkiye’de belki de kimsede olmayan fotoğraf arşivi Zafer’dedir.
Milyonlarca fotoğraf ve çok özel mekanların video çekimleri...
Zafer Eraslan, bu hobisini Çakabey’le de bütünleştirdi ve okulun “Kültür Yayınları”na yatırım yapmasını sağladı.
Eraslan bu konuda şöyle düşünüyor:
“Eğitim sektöründe yer almak, geleceği şekillendirmek yani bir anlamda geleceği çizebilmek demektir. Bu müthiş bir güç, ama aynı oranda büyük bir sorumluluktur. Bu sorumluluk, okul duvarlarını aşmakta ve bizleri toplumun tüm sorunlarına karşı duyarlı hale getirmektedir. Çakabey Kültür Yayınları ile ülkemizin kültürel ve doğal zenginliklerini önce kendi insanımıza sonra dünyaya anlatmak istedik. Okulumuz bünyesinde oluşturduğumuz yüksek profesyonel olanaklar ve kadro ile ‘İzmir 8500 Yıllık Bir Kent’ başlıklı 400 sayfalık kitap ve 20 dakikalık belgesel filmi, Gümüşhane Karaca Mağarası kitap ve belgeseli, Kapadokya hakkında bir kitap, film ve sergi hazırladık.”
¡
Kitapları tek tek inceledim, Zafer’in bana verdiği görüntüleri üşenmeden saatlerce televizyon karşısına geçip izledim.
Tek kelimeyle hepsi muhteşem...
İzmir için yapılan kayıtlar bugüne kadar seyrettiklerim arasında en iyisi...
Gümüşhane Karaca Mağarası görüntülerini, dünyanın en iyi belgesel kanallarında rahatlıkla yayınlayabilirsiniz.
Hele “İzmir 8500 Yıllık Bir Kent” kitabı...
EXPO Genel Sekreteri Loscartales’in bu kitabı elinden düşürmediğini biliyorum.
O da İzmir üzerine yapılmış en iyi kitaplardan...
Zafer, bu kitap için günlerce çalıştı.
Ekibiyle birlikte arabaya atladı, bazen güneşin doğuşuna şahitlik etti, bazen batışına...
Zafer Eraslan şunları söylüyor:
“Bu kitapta kentimizi tanıtırken taşıdığı ruhu da yansıtmayı amaçladık. Çünkü, İzmir özgürlük, kurtuluş, modernizm ve barış ruhunu insanından taşlarına kadar sindirmiş bir şehirdir. Yaşamaktan gurur duyduğumuz şehrimizi ona yakışır kalitede bir eserle temsil etmekten mutluluk duyuyoruz.”
Biz de yaşadığı şehre, ülkeye katkı koyan herkesle gurur duyuyoruz.
Efes ve Bergama listede yer almalı
Zafer Eraslan’ın son günlerde merak saldığı bir başka konu UNESCO tarafından belirlenen dünya mirasları... Bunların korunması için anlaşma imzalayan ülkeler tarafından seçilen 21 ülke temsilcisinin oluşturduğu Dünya Miras Komitesi, aday gösterilen değerler arasından seçim
yapıyor ve liste bu şekilde oluşuyor. Tüm dünyada 890 dünya mirası yer alıyor. Türkiye’de 9 adet dünya mirası bulunuyor, 23 tane de geçici listede... Zafer Eraslan, “Çakabey Kültür Yayınları’nı kurduğumuz ilk günden bu yanaaklımda ve gönlümde olan bu projenin iki boyutu var. İlk olarak dünya mirası seçilen yerler inanılmaz bir turizm getirisi sağlıyor ve tabii buraların korunması için de bir kaynak ayrılıyor. Maalesef bizim kendi insanımız dahi henüz kendi şehrindeki dünya mirasını tanımıyor. Halbuki önce bizim tanımamız gerekir” diyor. Ben de kendisine katılıyorum.
Ve diyorum ki...
Bu listede mutlaka Efes ve Bergama’nın da olması gerekir.
Zafer, bugüne kadar Sivas, Pamukkale, Safranbolu, Xanthos-Letoon, Çorum çekimlerini tamamlamış.
Eraslan Ailesi’nin ilk hedefi; kitapları sonbahara yetiştirmek, dünya miraslarımızın güzelliğini gözler önüne seren büyük ve gezici bir sergiyi İzmir, Ankara ve İstanbul’da açmak...
İşte bizim dokuz mirasımız
1- İstanbul’un tarihi alanları
2- Safranbolu Şehri (Karabük)
3- Hattuşaş (Boğazköy)-Hitit Başkenti (Çorum)
4- Nemrut Dağı (Adıyaman-Kahta)
5- Xanthos-Letoon (Antalya-Muğla)
6- Divriği Ulu Camii ve Darüşşifası (Sivas)
7- Truva Antik Kenti (Çanakkale)
8- Pamukkale-Hierapolis (Denizli)
9- Göreme Milli Parkı ve Kapadokya (Nevşehir)
Biri Zeynep’i yanıtlasın
İlköğretim 5. sınıftaki kızım Zeynep geçenlerde sordu. “Babişko, vatandaşın devlete karşı görevleri nelerdir?” “Kızım” dedim, “Atatürk, bu tür sorularınıza yanıt olsun diye bir ders kitabı yazmıştı. Ona bak istersen.” “Şaka yapıyorsun herhalde” dedi Zeynep, “Atatürk bizler için kitap mı yazmış?”
Baktım inanmıyor, hep başucumda duran “Medeni Bilgiler” (Uygarlık bilgileri, Örgün Yayınevi) kitabından “Vatandaşın devlete karşı görevleri” bölümünü açıp, gösterdim.
Zeynep şaşırmıştı; can alıcı soruyu sorması uzun sürmedi. “Madem Atatürk, okuyalım, öğrenelim diye kitap yazmış, neden derslerimizde bu kitap okutulmuyor?”
“Ben de bilmiyorum ve anlayamıyorum, kızım” dedim. Atatürk’ün kurduğu Türk Tarih Kurumu’nun Atatürk’ün bu kitabını yeterince basmadığını, bastıklarında bazı bölümleri sansürlediğini, çıkardığını söylediğimde Zeynep’in tepkisi şöyleydi: “Yok artık Baba!”
¡
Baktım ki, başa çıkamayacağım “Al kitabı, incele; istersen okula götür, arkadaşlarına da göster. Bana sorduğun soruları öğretmenlerine sorabilirsin” deyip, topu taca attım.
Şu sıralar “Anayasa” konusu işleniyor Zeynep’in sınıfında... Ve Anayasa’mızın değiştirilemeyen 2. maddesinde “Türkiye Cumhuriyeti’nin Atatürk milliyetçiliğine bağlı, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk Devleti” olduğu; 42. maddesinde ise, “Eğitim ve öğretimin, Atatürk ilkeleri ve inkılâpları doğrultusunda” yapılacağı yazıyor. Atatürk’ün çocuklar için yazdığı ders kitabının okutulmadığı bir ülkede, Atatürk milliyetçiliğine bağlı bir devletten, Atatürk ilke ve devrimleri (“inkılâp” sözcüğünün kendisi Atatürk devrimlerine aykırı bence) doğrultusunda yapılan eğitim öğretimden söz edilebilir mi? Ben yanıt bulamadım; Milli Eğitim Bakanlığı’ndan, Türk Tarih Kurumu’ndan birileri çıksın Zeynep’i yanıtlasın lütfen. “Atatürk’ün Medeni Bilgiler kitabı neden derslerde okutulmuyor?”
(Prof. Dr. Ülgen Zeki Ok’un kaleminden, okulgen@superonline.com)
Paylaş