Paylaş
Ama Türkiye’nin gücü de bu istikrarsız bölgede bir istikrar adası olmasından geliyor.
Biz toplum olarak kendimizi ya çok eleştiriyor ya da çok övüyoruz.
Bazen de eleştiri dozunu kaçırıp kendimize haksızlık yapıyoruz.
Eleştiride de, övgüde de ölçülü olalım.
Çünkü ne düşündüğümüz kadar kötü bir fotoğrafımız var, ne de övündüğümüz kadar işlerimizi yoluna koyabilmiş değiliz.
Ama Türkiye’nin gücünü ve geldiğimiz noktayı da hiç küçümsemeyelim.
Her fırsatta yazıyorum.
Demokrasi konusunda çok eksiklerimiz, yapmamız gerekenler var.
Ama şunu da unutmayalım.
Çok sık seçime gitmemize rağmen bir şekilde bunu yönetebilen, sandığa gitme cesaretini gösteren bir demokrasimiz var.
Seçim varsa, ortaya sandık konuyorsa korkmamak gerekir.
Ben Türk insanının sağduyusuna hep inanmışımdır.
Bakın şu Ortadoğu’ya...
Ne iç kargaşalar bitiyor, ne de istikrarsızlıklar...
Türkiye bu coğrafyanın yıldızıdır.
Bunu şundan söylüyorum.
Vaktim oldukça ülkeyi geziyorum.
Üreten bir sanayimiz var ama daha fazlasını da üretebiliriz.
Güçlenen bir sivil toplumumuz var ama daha güçlüsünü istemeliyiz.
Geleceği hayal eden gençlerimiz var ama onlara daha iyi imkanlar sunabilmeliyiz.
Ülkemizin kıymetini bilelim, bunu demokrasiyle taçlandıralım.
O yüzden Türkiye yüzünü hep Batı’ya dönük tutmalıdır.
Avrupa Birliği çıpasını her zaman önemsiyorum.
Önemli olan bu kriterlerde bir sivil toplum ve demokrasiye sahip olmaktır.
Bunlar olunca ekonomimiz de daha güçlü olacaktır.
Avrupa Birliği sürecini yeniden hızlandırmalıyız.
Bir şey daha;
Türkiye Avrupa’ya lazım.
Çok zaman kaybediyoruz çok
İZMİR’de hoşuma giden bir toplantılar dizisi var. Ve yıllardır devam ediyor. Kenti yöneten odaların, derneklerin, sivil toplum örgütlerinin başkanları düzenli toplanıyorlar ve kenti konuşuyorlar. Bana çok kıymetli geliyor.
Ortak bir aklın olması bazı sorunların çözümünü hızlandırabilir.
Başkanlar Kurulu bu ayki toplantıda ikinci bir Alsancak meselesini ele almış.
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, Alsancak’taki Elektrik Fabrikası ve Tekel eski Şarap Fabrikası’nın kent kültürüne kazandırılması konusunda başkanlardan destek istemiş.
“Bu konuda İzmir’in tüm kurumları bir araya gelirse bu özel noktaları kente kazandırır, ikinci bir Alsancak yaratabiliriz” demiş.
Katılıyorum, hatta tam destek veriyorum.
Ama geçmişten bir örneği de hatırlatmak istiyorum.
2000’lerin ortasında İzmir Ticaret Odası ve Arkas, Tekel fabrikalarının bir kültür merkezi olması için büyük çaba sarfetti.
Türkiye’nin en iyi mimarlarına restorasyon projeleri hazırlatıldı, örnek girişimler yapıldı.
Adı da Reji olacaktı.
Sonra itirazlar başladı, bitmeyen itirazlar...
Bu arada Reji projesinin daha verimli olabilmesi ve kente değer katabilmesi için gar önünün trafiğe kapatılması önerildi. Bunun için de araç trafiğinin yerin altına alınması teklif edildi.
Hatta bunun için fizibilite ve modelleme yapıldı.
Ama dediğim gibi itirazlardan proje uzadı ve güncelliğini kaybetti.
Bir not düşmek isterim.
İzmir’de geçmişte iyi denemeler oldu, yapıldı.
Ama hepsinin önü bir şekilde kesildi.
Bundan zararlı çıkan İzmir oldu.
Eğer bugünkü konuşmalar geçmişte yapılmış olsaydı, belki bugün Reji açık, Gar’ın önü ikinci bir Alsancak olurdu.
Teknoloji serbest kenti olalım
İZMİR Başkanlar Kurulu bir konuyu daha ele almış. O da benim uzun yıllardır yazdığım bir konu...
Benim tezim İzmir’in dijital kafalı bir şehir olması.
Bunun için herşey uygun; İzmir’den daha iyi bir adres olamaz.
Bu konuda iyi gelişmeler de var.
Bir kere birçok yazılım şirketi çoktan İzmir’e geldi bile...
İkincisi başta Ticaret Odası olmak üzere birçok kurum bu konuya daha çok ilgi göstermeye başladı.
Ama bu meseleyi bir adım öteye taşımak gerekir.
Türkiye birçok kente, bölgeye teşvik verdi. Ben o günlerde de yazmıştım. ‘İzmir’in tematik teşviğe ihtiyacı var’ diye...
Yine tekrarlıyorum.
İzmir’in Türkiye’nin Silikon Vadisi olabilir. Bir kümelenmenin de olduğu gerçek...
Hükümet İzmir’i teşvik etmeli, sadece bu konuda...
Göreceksiniz İzmir harikalar yaratacak.
Adım kadar eminim; teknolojinin devleri İzmir’e gelmek için yarışacak.
Bunun için bazı muafiyetler, ya da kolaylıklar yeter.
Ama benim önerim İzmir’in bir Teknoloji Serbest Kenti statüsü kazanması.
Göztepe daha iyi olacak
BİRÇOK arkadaşım Beşiktaş’ın Göztepe’yle yapacağı maç için arıyor. Bu Göztepe stadında oynanan ilk maç olacak çünkü... Şimdiden bir sonraki yılın planlamasını yapmaya başladı Göztepeli yöneticiler... Şimdiden sponsorluk görüşmelerine de başladılar. Haklılar, Göztepe iyi bir marka... İzmir önemli bir kent ve birçok şirket için anlamlı bir adres... Dolayısıyla ben Göztepe’nin bundan sonra çok daha iyi olacağını düşünüyorum. O yüzden hep stat meselesini gündemde tutmaya çalışıyorum. Anladınız mı Karşıyakalılar...
Paylaş