Turizmde daha fazlasını hak ediyoruz

SADECE Antalya değil, Türkiye’nin her yerinde turizmde işler yolunda gözüküyor.

Haberin Devamı

 

Rakamlar pandemi öncesini yakalamış gibi...
Gerçi, Ukrayna-Rusya gerginliği olmasaydı tablo çok daha parlak olacaktı ama bu iki ülkenin bıraktığı boşluğu Avrupalı turistler kapatmış gözüküyor.
Salim Uzun’un haberine Sefer Levent de yazısıyla katkı koydu.
Uzun’un haberi kış ayları için de umut vericiydi.
Avrupa’da yaşayan yaklaşık 150 milyonluk emekliyi Türkiye’ye getirecek yeni bir paket hazırlanmış.
Yine başı Antalya çekiyor ama bu organizasyon Türkiye geneline de yayılabilir.
Paket kısa süreli de değil.
Avrupa’da yaşamanın daha maliyetli olduğu bir gerçek ve Türkiye’nin kış koşulları çok daha iyi...
“Avrupa’da kalmak Antalya’da tatil yapmaktan daha pahalı” diye bir mottoları var.
Antalya’da 4 yıldızlı her şey dahil otelde kasım-ocak ödeminde 56 gece konaklama ve uçak bileti için kişi başı bin 209 euro ödenecek. Günlük maliyet 21 euroya geliyor.
Avrupalının yerinde olsam bir dakika bile düşünmem.
Ama bu rakamları görünce de düşünmüyor değilim.
Türkiye gibi bir ülkenin çok daha katma değerli bir turizm yapması gerekir.
O güzelim tesisler boş kalmamalı, üstelik çok daha iyi rakamlara satılabilmeli.
Bir diğer konu ise bizim emeklilerimiz ve insanımız...
Bu paketler yerliler için de düşünülmeli.
Yani 21 euroya bir Avrupalı turist kalabiliyorsa bizim insanımız da aynı şartlardan yararlanabilmeli.
Yine de bu paketler turizmde, özellikle de kış aylarında kullanılmalı.
Turizmde hak ettiğimiz yere gelinceye kadar 12 ay turizmi hedeflemeliyiz.

Haberin Devamı

 
Türkiye’nin ikinci
konut meselesi

KIŞ aylarında deniz kıyısında olmayı seviyoruz.
Her fırsatta Çeşme’ye gidiyorum örneğin...
Bodrum’da olmayı, özellikle de Fethiye’yi, Dalaman’ı, Dalyan’ı yürüyüş rotası olarak kullanıyorum.
Hasat döneminde Ayvalık’a bayılıyorum.
Son yıllarda, özellik de pandeminin de etkisiyle buralarda daha fazla vakit geçiren insanların sayısında bir artış yaşanıyor.
Yazlıklara ikinci konut diye bakıldığı için ve sadece yaz aylarında kullanıldığı için ne yazık ki çoğunda ısıtma sistemi yok.
Yalıtımı da yeni konutlarda olduğunu düşünüyorum.
Kıyılarda kışların daha ılıman geçtiğine dair bir algı vardır.
Öyle olabilir.
Daha doğrusu buralara kış biraz geç gelir.
Ama inanın iyi üşütür.
Denizin, nemin, rüzgarın da etkisiyle soğuk içinize işler.
O yüzden ne klima, ne elektrikli ısıtıcıyla o soğuk günleri geçiremezsiniz.
İkinci konut meselesi Türkiye’nin masaya yatırması gereken bir konudur.
Ya bakış açılarını değiştireceğiz ya da bu konutlara yeni nitelikler kazandıracağız.
O yürüyüşleri yaparken içimden hep bunları geçiriyorum.
O boş, ıssız sokakları gördükçe insan üzülüyor.
Oysa bu konutlar kışın da kullanılmalı.

Haberin Devamı

 
Kentimiz İzmir’e tebrikler

DÖRT ayrı Avrupa Birliği projesi yürütüyorlar.
Kültürel miras alanında İzmir’e önemli katkılar sağlıyor Kentimiz İzmir Derneği...
19’uncu International Business Awards’da yılın kuruluşu kategorisinde gümüş ödül kazandılar.
Hem de dünyanın dört bir yanından binlerce kurum arasından sıyrılarak bu ödülü kazandılar.
Tebrik ediyorum.
Bir kentin hafızasına, geleceğine hizmet veren her kurumu destekliyorum.

 
Kemeraltı için kampanya

DESTİNATİON İzmir Başkanı Bülent Tercan’ın Kemeraltı’nın UNESCO Dünya Mirası olması için kampanya önerisini de destekliyorum.
Tercan, “Hedefin yakalanabilmesi için kentin tüm kesimleri ile hep birlikte çalışmalıyız. Biz her zaman olduğu gibi yine elimizi taşın altına sokmaya hazırız. EGEV Başkanlar Kurulu ve İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in açıklamalarını memnuniyetle karşılıyoruz. Bu partiler üstü, kentin ortak çıkarını gözeten bir mesele” diye konuşuyor.
Kesinlikle katılıyorum.
Bazı şeyler değil aslında birçok konu partiler üstü olarak algılanmalı.
Hele bu konuda herkesin bir araya gelerek bir kampanya yürütmesi gerekir.

Haberin Devamı

 
Ne derdi büyüklerimiz

“AĞUSTOSUN yarısı yaz, yarısı kış” derlerdi büyüklerimiz...
İklimler değişince bu da değişti.
Artık eylül de yazdan sayılır.

Yazarın Tüm Yazıları