Tecrübe şartını kaldıran holding

YILDIZ Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ali Ülker’in bir konuşması dikkatimi çekti. Gazeteler de bu konuşmayı haber yaptı.Ülker dedi ki;

Haberin Devamı

 


“Dünyada fark yaratabileceğimiz en temel unsurlardan biri, tüm şirketlerimizde ‘insanı’ merkeze koymak olmalı. Özellikle gençlerimize daha fazla fırsat tanımamız gerekiyor. Hızlı adapte olan, hızlı öğrenen genç bir nüfusumuz var. Yıldız Holding’de bu gerçekten yola çıkarak, şirketlerimizde gençlere daha fazla yer açabilmek adına ‘tecrübe’ şartını ortadan kaldırdık. Ayrıca kadınların ekonomiye daha fazla katılımının önünü açmanın da son derece önemli olduğunu düşünüyoruz. Bu nedenle Yıldız Holding Kadın Platformu liderliğinde tüm şirketlerimizde kadınların daha görünür olması ve yöneticilik pozisyonlarında daha fazla kadın çalışana fırsat tanıyabilmeyi hedefliyoruz.”
Hepimizin önüne gençlerden talepler geliyor.
Ve ben de Ali Ülker gibi düşünüyorum.
Bugünün gençleri bizlerden çok daha farklı düşünüyorlar.
Aslında dünyada kariyere, deneyime bakış da çok değişti.
Teknoloji sayesinde bilgiye çok hızlı ulaşabiliyorsunuz.
Eğer aldığınız eğitim bütün bu bilgileri bir araya getirme şansını size veriyorsa kariyer basamaklarını çok daha hızlı çıkabiliyorsunuz.
Elbette deneyimi gözardı etmiyorum.
Ama birçok şirketin “tecrübe” ya da bir yerde çalışma şartının değişmesinin gerektiğini düşünüyorum.
Ve Ali Ülker şöyle devam ediyor;
“Veriyi doğru analiz edebilmek, bizim gibi şirketler için giderek daha önemli hale geliyor. Bizler Yıldız Holding’de çalışanlarımıza veri bilimi alanında değer katacak önemli atılımlar gerçekleştirdik. Veri biliminde uzman profesyonelleri, şirketimizin orta kademe yöneticileriyle ortak projelerde bir araya getirerek, kurum içi uzmanlığı artırdık. Veri bilimi konusunda bizleri heyecanlandıran bir diğer projemiz de ‘Global Veri Yönetimi Yönetişimi’ projesi oldu. Bu proje sayesinde Yıldız Holding’in tüm dünyaya yayılan şirketlerindeki bilgi ağını ve büyük verisini, birbiriyle etkileşim kuracak şekilde tasarlamak istiyoruz. Yıldız Holding ve şirketlerinin performansını, etkileşimde olduğu tüketicilerin davranışlarını, marka gelişimlerini yakından takip edebilecek bir alt yapı oluşturduk. Böylece daha kapsamlı analizlerle veriyi daha sağlıklı kılabilecek, yönetebilecek bir konuma geleceğiz.”
Gençler artık kariyer planlarını daha işe girerken görmek ya da en azından bu kurguyu yapmak istiyorlar.
Gençlere şans verelim.

Haberin Devamı


Affa karşı değilim
sık yapılana karşıyım

Haberin Devamı

“İMAR aflarına karşıyım” diye yazdım.
Yüzlerce, binlerce mesaj geldi.
“Tamam haklısınız...” diye başlayan “Ama mağduruz...” diye biten yorumlar...
Tekrar edeyim.
Devletin vatandaşıyla barışmasına kimin itirazı olabilir ki...
Benim de yok, niye olsun.
Destekliyorum da...
Ama iki, üç yılda bir imar affı çıkarılırsa çarpık kentleşmenin önüne geçemeyiz.
Üstelik deprem kuşağında olan ve deprem mağduriyetleri yaşaya bir ülkede bunu anlamam mümkün değil.
Çünkü çözüm gibi gözükse de sorunlar büyüyor.
Bir yanlışı düzeltmek için doğrusunu yapmanız gerekir.
Ama bizde olmuyor.
İmar afları üst üste gelince vatandaş “Nasıl olsa yakında af çıkar ben bildiğimi yaparım” diyor.
“Tamam haklısınız” diyenlere bir çift sözümüz olmayacak mı?
Örneğin işini doğru düzgün yapan, yasalara uyan, her detayı kurallarına göre yapan insanlara haksızlık değil mi?
Aflara karşı değilim.
Ama sık yapılana karşıyım.
Göreceksiniz.
Son olmayacak, bir süre sonra yeniden talep edilecek.
Kentlerimizi sağlıklı, altyapısı güçlü hale getirmek istiyorsak doğruları yapmalıyız.
Kriterler, parametreler belli, evrensel...
Artık akıllı şehirlerin yarıştığı bir dünyayı konuşuyoruz.
Bugünü değil geleceği düşünerek hareket etmeliyiz.
Şehirlere nefes aldırmalıyız.
Yoksa inanın hepimiz nefes almakta zorlanacağız.

Haberin Devamı


Aklımda kalmasın diye

YAZ sonu eylül, ekim planları yapıp uyamayanlardanım. Hele bu sene... Pandemide birikmiş, ertelenmiş bütün etkinlikler yapılmaya başlandı. Günde bir, iki değil; dört beş yere gitsem de bitmeyecek bir liste var önümde... Ekimde böyle geçiyor, geçecek... En azından bir, iki gün kaçmayı deneyeceğim. Aklımda kalmasın diye...


Şu vize meselesi

GERÇEKTEN de artık bir mağduriyet olmaya başladı. Birçok arkadaşımın çocuğu stres içinde... Yurtdışında üniversite okuyorlar; vize alıp alamayacakları belli değil. İş insanı arkadaşlarım görüşmeye gidecekler, fuarlara katılacaklar bekliyorlar. Aslında ille de bir nedenle vize almak zorunda değil insanlar... Gezmek için, görmek için, yeni yerler keşfetmek isteyenler için bile vize şart... Gel gör ki; randevu almak için üç aydır bekleyenler var. Randevu alıp da vizesinden haber alamayanlar da çok...
Gerçekten bu iş artık çözüm bekliyor.
Bu kadar da olmaz.

Yazarın Tüm Yazıları