Tarihini iyi bilmeyenler geleceğe sağlıklı bakamaz

Selim Gökdemir ile arada buluşuyoruz. Elbette sektörüyle ilgili gelişmeleri de masaya yatırıyoruz ama daha çok tarih konuştuğumuzu söylemeliyim. Ben de; Gökdemir de tarihe meraklıyız.
Tarihini iyi bilmeyen ulusların geleceğe de sağlıklı bakamadığını düşünüyoruz.
Gökdemir; 1925-2007 yılları arasında Almanya Başkonsolosluğu olarak hizmet veren İzmir Birinci Kordon’daki 132 yıllık tarihi binayı 2016 yılında Almanya Devleti’nden satın almıştı.
Restorasyon bitmek üzere ve yakında beni çok heyecanlandıran bir müze projesini burada hayata geçirecekler.
Burası bir “Dijital Tarih Müzesi” olacak.
Gökdemir; “Müzede yakın tarihimizin, tarihi değerlerimizin, olaylarımızın ve kimliklerimizin dijital ortamlarda anlatımı ile belgesel filmler eşliğinde görsel sunumunu planlıyoruz. Tarihi objelerin ve kitapların da onlara refakat etmesini istiyoruz. Tarih hakkında tüm gerçeklerin çarpıtılmadan bilinmesi gerekir. Geçmişini doğru anlayamayan toplumların geleceklerini de doğru şekillendiremeyeceğine inanıyoruz” diyor.
İnşaat dışında farklı alanlara da yatırım yapmak istiyorlar.
Dijital müzeyle film endüstrisinde de önemli yatırımları olacak.
O yüzden Megapol bir yapılanmaya da gitti.
Meslektaşımız, medyanın deneyimli isimlerinden Osman Gencer artık bu yeni vizyonu geliştirmek için Megapol Gruba geçti.
İzmir kamuoyunun ve sanat dünyasının yakında tanıdığı Zeki Hozer de bu grupta...
“Megapol Film, Belgesel Yapım Merkezi” böylece hayata geçmiş oldu.
Ağırlıklı olarak belgesel yapımları olacak.
Yakın tarihimizin önemli olaylarını, tarihi kimliklerimizi ve geçmişimizin hassas dengelerini anlatan belgeler yapılacak.
Bence hepsi kent hafızası için önemli adımlar...
Şunu unutmamak lazım.
Hangi işi yapıyorsanız yapın; yaşadığımız coğrafyaya da kültürel anlamda destek vermek zorundayız.
Bunu çok az grup yapıyor.
İzmir tarihte hep önemli bir kent oldu.
Ve yakın çevresini de her zaman etkiledi.
O yüzden İzmir’i, Ege’yi anlamak; yakın tarihimize imza atmış insanları unutmamak bu kente yapılacak en büyük hizmetlerden biridir.

Seçim yaklaştıkça isimler
havada uçuşuyor; normal...

Daha yoğun kulis dönemleri de gördük.
Şimdi değişen denklemler üzerine siyaset yapılıyor.
Bir kere CHP’de Genel Başkan değişti. CHP gibi geleneksel bir partide genel başkan değişikliği çok önemlidir.
Ve bu tarihi gerçekleri bilen birçok siyasetçi Kılıçdaroğlu’nun yanında durmayı daha doğru bir strateji olarak gördü.
Ama Özgür Özel seçimi kazanarak yeni genel başkan oldu.
Her ne kadar Özel kucaklayıcı bir konuşma yapmış olsa da; her değişimin yeni kadrolaşması olur.
Bu da siyaseten normaldir.
Her yönetici kendine yakın isimlerle çalışmak isteyecektir.
Hele bu siyaset olunca, kadro hareketleri daha da şekillendirici olur.
Şimdi...
Özel’in önünde kritik bir süreç var.
İlk sınavını yerel seçimlerle birlikte yapacak.
Eskisi gibi kadrolar tamamen mi değişecek yoksa bazı rötuşlar mı olacak yoksa gelecek planları dikkate alınarak farklı bir strateji mi izlenecek; göreceğiz.
Ama bu tercihler diğer partileri de etkileyecektir. Bunu da bilmek gerekir.

Bana “Alternatif yok
isim arıyoruz” diyorlar

Siyaset bir kadro işi olduğuna göre partiler gelecekte bir yerlere getirecekler insanları neden bulmazlar, hazırlamazlar?
Örneğin belediye meclis üyelikleri hep bir kontenjan olarak görülür. Oysa buralarda yetişmiş insanlar belediye başkanı olabilirler, milletvekili olabilirler ya da partilerin yetkili organlarında görev alabilirler. Ama bizde son dakika bu listeler dolduruluyor. Tabii yine partilerimizin takdiridir ama siyasette kalite istiyor, demokrasimizi güçlendirmeyi arzu ediyorsak bu detayları unutmamak gerekir.
Türkiye seçime giderken birçok partinin aday arayışı olduğunu biliyorum.
Ve bana “Alternatif yok, isim arıyoruz” diyorlar.
Ben de bunları kendilerine söylüyorum.
Nasıl olsun?
Bu insanlar bu görevlerde kendilerini gösterecekler, fark yarattıklarını hissettirecekler ve doğal olarak bu kişilerin isimleri aday olarak kamuoyunda konuşulacak.
Gençlerimizin siyaset yapmasını hep teşvik ettim.
Kadınlarımızın siyasette olmalarını hep bekledim.
Türkiye değişecek, demokrasi güçlenecekse böyle olacak.

Yapay zekâ ne işimize yarayacak?

Bill Gates yazıyor, söylüyorsa doğrudur.
“Herkesin yapay zeka asistanı olacak” diyor.
Bill Gates, “Yapay zekâ ne işimize yarayacak?” diye soranlar için bir yazı kaleme aldı.
Gates’in açıklamaları şöyle...
1) Artık yazılım ve işletim sistemleriyle uğraşmak yok...
“Windows, MacOS veya Linux kullanıyor musunuz? iOS mu yoksa Android mi? Bugün bunlar anlamlı seçimler gibi görünüyor, ancak 5 yıl sonra hiçbirimiz bunların hiçbirini umursamayacağız. Farklı görevler için farklı uygulamalar kullanmanıza gerek kalmayacak. Cihazınıza günlük dilde ne yapmak istediğinizi basitçe söyleyeceksiniz.”
2) Kulağınıza konuşan temsilciniz olacak...
“Yapay zekâ alanında çalışan şirketler, insanların ‘kişisel asistanlarıyla etkileşim kurması için uygulamalar, gözlükler, kolyeler, iğneler ve hatta hologramlar dahil çeşitli yollar araştırıyor. Bunların hepsi olasılıklar, ancak insan-temsilci etkileşimindeki ilk büyük atılımın kulaklıklar olacağını düşünüyorum.”
3) Temsilciniz kişisel ilişkilerinize dahil olacak...
“Tıpkı bugün bir kişisel asistanın yapabileceği gibi 5 yıl içinde bir dijital temsilci, bir arkadaşınızın doğum günü yaklaştığını size hatırlatabilir, hediye olarak ne isteyebileceği konusunda bazı önerilerde bulunabilir ve sonra sizin için hediyeyi satın alır.”
4) Kişisel sorunlarınızı çözmenize bile yardımcı olacak…
“Asistanınız aynı zamanda terapistiniz de olabilecek.”