Sürpriz yok gözler yine İzmir’de olacak

LİSTELERDE çok büyük değişiklik olmadı.
Beklendiği gibi CHP aynı isimlerle 1 Kasım seçimlerine girecek.
MHP’de 6 seçimdir değişmeyen ikili var, Oktay Vural ve Kenan Tanrıkulu yine liste başındalar.
Eğer sürpriz sayılırsa MHP’deki en önemli değişim, üçüncü sıradaki kadın adayların ikinci sıraya çekilmesi oldu.
7 Haziran’ın en çok çalışanı MHP’li Senem Kılıç’tı, belki de bu gelişmede Kılıç’ın bu performansının büyük rolü olmuştur.
Kamuoyu AK Parti listelerindeki değişimi “büyük sürpriz” olarak yorumladı.
Oysa partinin en çok hayal kırıklığına uğradığı İzmir olmuştu. Dolayısıyla başarısız olmuş bu listenin değiştirilmesini sürpriz olarak yorumlamamak gerekir.
Ve elbette Binali Yıldırım’ın ilk sırada olduğu ve listeyi şekillendirdiği bir yerde teşkilat ağırlıklı isimlerle seçime gidileceği de besbelliydi.
Atilla Kaya ve Necip Kalkan’ın önlerde olmasını da böyle yorumlamak gerekir.
İzmir olunca partiler de ayrı bir özen gösteriyor.
MHP’nin bu hamlesine karşılık HDP de benzer bir hamle yaptı.
İkinci sıralara kadınları koydu.
Sonuç itibariyle 7 Haziran öncesinde not düştüğüm şu gerçeği bir kez daha hatırlatmak istiyorum.
Türkiye’de seçim nasıl yorumlanırsa yorumlansın, gözler İzmir’de olacak.
Çünkü, AK Parti’nin tek başına iktidarı kaçırmasında İzmir’de aldığı kötü neticenin de büyük payı oldu.
Yüzde 36’dan 26’lara gerileyen partinin İzmir’den alacağı oy, artık daha da önem kazanmaya başladı.
Ama şunu hatırlatmak isterim.
AK Parti, ister yerel, ister genel seçim olsun, stratejisini hep İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’na eleştiriler üzerine kurdu.
Yani Ankara’da esen rüzgarlar buraya hiç gelmedi, İzmir’in imbatı bildiği gibi esmeye devam etti.
Özetle...
1 Kasım’ın yerel değil, genel bir seçim olduğunu dikkate almak gerekiyor.

Seçim değil geçim

BİZE gelen konuklar, konuştuğumuz dostlar aynı soruyu soruyor.
“Sonuçlar değişmezse ne olacak?”
Valla bu ve benzeri soruların muhatabı biz değiliz.
Elbette siyasetçiler...
Ama şunu söylemeliyim.
Bir daha kim “Seçim...” diye bir çıkış yaparsa, net söyleyeyim, bu sefer büyük bir yanılgıya düşer.
Çünkü insanlar seçim değil, geçim derdinde...
Ve piyasalar fena halde sıkıntıda...

Hayat siyasetten ibaret değil

SONUCU elbette halkımız belirleyecek. Belki bir partiyi tek başına iktidara getirecek, belki de koalisyon diyecek, hep birlikte göreceğiz. Öyle çok uzun da beklemeyeceğiz, şunun şurasında sayılı gün var, bayramı yok sayarsanız geriye bir ay kalıyor.
Son dönemde siyasetin kalitesi, ilkeleri çok sorgulanıyor. İktidara kim gelirse gelsin, tamir edeceği ve gözden geçireceği ilk şey bu ilkeler olacak.
Çünkü parti ayrımı yapmadan söylüyorum, bütün siyasetçilerimizin bir samimiyet testinden geçmeleri gerekiyor.
Biliyorum seçim ortamında bunları yazıyoruz, okunup geçiyor.
Ama ben hatırlatmakta fayda görüyorum.
Politikacılarımız siyaset dışında hiçbir şey bilmiyor ve konuşmuyorlar.
Zannediyorlar ki, hayat bu çekişmeler ve kulislerden ibaret...
Oysa hayat hiç de böyle değil.
Siyaset hayatın içine biraz katılsa ve hayatımızın içinden biraz sıyrılsa, her şey çok daha farklı gözükecek.