Sürdürülebilirlik departmanı olarak kendimizi görüyoruz
Davut Doğan ile 90‘ların başında tanıştığımda Çanakkale Biga’da Doğtaş markasını bölgeden çıkarıp bütün Türkiye’ye yayma fikri vardı. Yıllar içinde hepsi oldu. Üstelik Kelebek gibi markaları da alarak mobilyada sadece Türkiye’nin değil, Avrupa’nın önemli oyuncuları arasına girdiler.
Mobilyadan sonra enerji, Doğanlar Holding’in girdiği başka bir sektör oldu.
Enerjide iş modelleri “atıkları tekrar ekonomiye kazandırmak” oldu. Atıklardan; enerji, ısı, geri dönüşüm malzemesi, düşük karbonlu yakıt üretmeye başladılar. Tüm bunları üretirken de sera gazı emisyonları azaltıldığından “Karbon Sertifikası” elde eden Türkiye’nin en önemli markası oldular.
Biotrend markasıyla halka da açılan Doğanlar Holding’in Yönetim Kurulu Başkanı Davut Doğan ve ailenin diğer üyeleriyle geçen gün Çanakkale Ezine’de beraberdik.
Davut Doğan dedi ki…
“Biz bu yaptıklarımızla Türkiye’de geri dönüşümsel ekonominin en büyük oyuncusuyuz.”
Gerçekten de öyle…
Doğan ailesinin girişimcilik heyecanını uzun yıllardır takip ederim.
Enerji işinde de hep heyecanlarını ortaya koydular.
Davut Doğan dedi ki…
“Yaptığımız iş gereğince kendimizi gezegenimizin sürdürülebilirlik departmanı olarak görüyoruz. Çevreye duyarlı olduğumuzun altını çizmek istiyorum. İnsan odaklı çalışıyoruz, istihdamda yerel halk önceliğimizdir. Yerel halk ile olumlu ilişkiler kurmak üzerine iş modelimizi geliştirdik. Türkiye'de herkes günde 1 kilogram çöp üretiyor. Bu çöpün yüzde 20’si bizim tesislerimiz tarafından işlenerek ülke ekonomisine katkı sağlıyor. Biotrend sadece Türkiye’de değil, yurtdışında büyüme fırsatlarını da değerlendiriyor.”
9 milyar liralık dev
yatırım Aliağa’ya
Davut Doğan, çok yakında Aliağa’da başlayacakları önemli bir yatırım müjdesi de verdi.
Biotrend, Türkiye'nin petrokimya ürünleri ithalatından kaynaklanan cari açığına katkı sunacak. Süper Proje Teşviki kapsamında İzmir Aliağa'da 300 milyon dolar yatırımla kurulacak dev kimyasal ileri dönüşüm tesisinde plastik atıkların geri dönüşümünden nafta muadili proliz yağı elde edilecek. Ürünün tamamını başta Avrupa olmak üzere çeşitli pazarlara ihraç edecek. 9.3 milyar liralık teşvik paketine sahip olan tesisin, 2027'nin ilk çeyreğinde devreye alınması planlanıyor.
Bu önemli yatırımla ilgili de Doğanlar Holding Yönetim Kurulu Başkanı Davut Doğan, “İleri kimyasal dönüşüm tesisiyle bir yandan plastiğin yarattığı çevresel kirliliğe çözüm sunarken, bir yandan da ülkemize döviz kazandıracağız. Bu yatırımla ciromuz iki katına, EBİTDA'mız üç katına çıkacak” dedi.
Ve ekledi:
“Biotrend, teknolojik, ekonomik ya da ekolojik nedenlerle mekanik olarak geri dönüştürülemeyen plastiklerden yararlanarak bu yatırımı yapacak. Böylece plastik kirliliği de yok edeceğiz. Bu yatırım İzmir Aliağa’da olacak; 9 milyar liralık nafta ikamesi geri dönüşüm tesisi yatırımı yapacağız. Bunun için devlet desteği alındı ve Honeywell ortaklığında gerçekleşecek olan yatırımın tamamlanmasıyla tesiste yıllık 55 bin ton piroliz yağı üretilecek.”
Aliağa, Tüpraş’ıyla, Petkim’iyle ve diğer yatırımlarıyla zaten önemli bir sanayi bölgesiydi.
Bu yatırımlarla da birlikte Türkiye’nin dikkat çeken bir bölgesi oluyor.
8 milyar ton plastik üretildi
yüzde 9’u ekonomiye kazandırıldı
Aliağa’daki bu önemli yatırımla piroliz yağı üretilecek. Türkiye’nin ithal ettiği bu ürün böylece burada üretilmiş olacak. Davut Doğan çok heyecanlıydı.
Projeyle ilgili detayları sordum; şöyle anlattı:
“1950 yılından bu yana tüm dünyada yaklaşık 8 milyar ton plastik üretilmiş. Bunun sadece yüzde 9’u ekonomiye geri kazandırılmış, geri kalanlar ise denizlerimizde, okyanuslarda ve doğaya atılmış durumda. Bunlarda bize mikro plastikler olarak balıklarla veya diğer yiyecekler aracılığı ile vücudumuza geri dönüş yapıyor. Şu an dünyanın yaşadığı en büyük problemlerin başında plastik kaynaklı çevre kirliliği gösteriliyor. Biz bu plastik atıkları kimyasal dönüşümlerden geçirerek tekrar orijinal plastik hammaddesine döndürmek üzere yatırım planladık. Normal halde plastik bir petrol ürünü olan naftadan üretilir. Ama bu döngüsel ekonominin destekleyeceği bir şey değil. Çünkü doğadan aldığınızı tüketiyorsunuz. Daha sonra da doğaya geri veriyorsunuz. İşte biz bu döngüyü tamamlamak adına naftanın muadili olabilecek bir yağ üretmek üzere bu projeyi geliştirdik. Türkiye’nin cari açığa da olumlu katkı sağlayacak bir projedir. Kabaca 300 milyon dolarlık bir projeden bahsediyoruz. Bugüne kadar yaptığımız onca tesis ve yatırımın tek bir seferde yapılacak bir projedir. Bu sene içerisinde finansmanını tamamlayacağız ve 2027 yılı ilk çeyreğinde İzmir’in Aliağa ilçesinde tesisimizi çalıştırmış olacağız.”
