Paylaş
Her isteyen çıkıp EXPO’ya aday olamaz
KİMSE çıkıp, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’e...
“Sayın Başkan, biliyor musunuz EXPO bir devlet projesidir. Her isteyen çıkıp ‘EXPO’ya adayım’ diyemez. Uluslararası büyük organizasyonlara adaylık süreci bir prosedür, bir lobi gerektirir. EXPO için Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin tercih ettiği kent İzmir olmuştur. Bundan sonra da böyle olacaktır” demiyor.
Peki, ne yapılıyor?
Gereksiz, anlamsız tartışmalar yapılıyor.
Bunu Gökçek de biliyor.
Ama Sayın Başkan’ın politika yapış biçimi böyle...
Arsenikli su meselesinde yaptığı gibi...
Türkiye Ankara’nın suyunu tartışırken, Gökçek çıktı ve “Siz beni konuşacağınıza İzmir’in arseniğine bakın” dedi.
Ve dikkatleri İzmir üzerine topladı.
Ankara’nın suyu da birkaç gün gazetelerde haber olduktan sonra unutuldu gitti.
Şimdi aynı şeyi EXPO için yapıyor Gökçek...
* * *
Pazartesi günü yapılan Büyükşehir Belediye Meclisi’nde hem AK Partili, hem CHP’li üyeler “güçbirliği” kararı almışlar.
Ne için?
Ankara’ya karşı mücadele etmek için...
AK Parti Grup Başkan Vekili Yusuf Kenan Çakar da, “Ankara ne yapıyorsa bir fazlasını yapalım. Elbirliğiyle EXPO 2020’yi İzmir’e getirelim” demiş.
Çakar’ın iyi niyetli olduğunu biliyorum bilmesine, ama bir hatırlatma yapmadan da edemeyeceğim.
EXPO Genel Sekreterliği, iyi çalışan bir kurum...
Kimlerin aday olabileceğini, kimlerin olamayacağını çok iyi biliyor.
Türkiye’nin 2015 için İzmir’i tercih etmesinde de hem etkin oldular, hem de yönlendirme yaptılar.
Kaldı ki...
Bugüne kadar ilk adaylığında EXPO’yu kazanan bir başka şehir olmadığı için Genel Sekreterlik ülkelere ilk baştaki tercihlerini iyi yapmalarını tavsiye ediyor.
Türkiye’nin de tercihi İzmir oldu.
Yani, Ankara istese de bu iş kolay olmaz.
Çünkü, İzmir üzerine yapılan bir yatırım var ve lobi çalışmaları bulunuyor.
* * *
O yüzden diyorum ki...
Farklı yorumlar yapmak yerine birileri gidip, şu süreci Başkan Melih Gökçek’e anlatsa çok daha faydalı olur.
Şu isimlere kimin itirazı var
Ege Üniversitesi’ne bir itirazınız olabilir mi?
Gerçekten de tüm Ege Bölgesi’nin, Ege insanının üniversitesi oldu.
Çanakkale’sinden Fethiye’sine kadar...
Ya Dokuz Eylül Üniversitesi...
Dokuz Eylül’ün sembolik önemini kim yadsıyabilir?
Yüksek Teknoloji Üniversitesi...
İzmir’in, Ege’nin geleceğini konuşurken, katma değerli, ileri teknolojilerin öne çıkması gerektiğini herkes söylemiyor mu?
Dünyadaki örneklerine baktığımızda bu bölgenin kimliğine ve insanına en uygun yatırımlar ileri teknoloji değil mi?
İzmir Ekonomi Üniversitesi...
Türkiye’nin en eski odalarından biri olan İzmir Ticaret Odası’nın yaptığı en iyi eserlerden birine İzmir Ekonomi demesine kimin itirazı olabilir?
Türkiye’nin en hareketli ekonomilerinden biri İzmir, Ege değil midir?
Yaşar Üniversitesi...
Selçuk Yaşar’ın Türkiye’ye katkılarını, İzmir sevgisini kim unutabilir?
Selçuk Bey, elbette bir üniversite yapıyorsa adını, soyadını koyması en doğal hakkıdır.
Yaşar Üniversitesi’nden hepimiz gurur duyuyoruz.
İzmir Üniversitesi...
Güzel İzmir’in adının üniversite gibi bir kurumun başında olmasını hepimizi sevindirir.
Gediz Üniversitesi...
Gediz Ovası’nın verimini, bereketini dünyada bilmeyen var mı?
* * *
Manisa’da Celal Bayar...
Aydın’da Adnan Menderes...
Denizli’de Pamukkale...
Çanakkale’de Onsekiz Mart Üniversitesi...
Uşak’ta Uşak Üniversitesi...
Muğla’da Muğla Üniversitesi...
Afyon’da Afyon Kocatepe...
Balıkesir’de Balıkesir Üniversitesi...
* * *
Bütün bu isimlere kim ne diyebilir?
Büyüklerimiz düşünmüşler, İzmir’e yeni bir devlet üniversitesi kazandıralım demişler.
Hepsine teşekkür ederiz.
Ama...
Kente biraz kulak kabartsalar, kentin biraz nabzını yoklasalar...
Belki de mini bir anket yapsalar...
“Katip Çelebi” yerine farklı alternatifleri düşündüklerini görecekler.
Paylaş