Daha doğrusu böyle bir iddia var, ya da algı... Belki son dönemde ulusal marka yaratmada sıkıntımız var, ama ben “sanayi yok” sözlerine katılmıyorum. Bunu İzmir’in ve Ege’nin diğer kentlerini de yakından tanıyan bir gazeteci olarak söylüyorum. Peki, bu algı neden oluşuyor, neden kamuoyu böyle düşünüyor? Size birkaç örnek vereyim. Beğenmediğimiz, eleştirdiğimiz İzmir ekonomisi; hala Türkiye ihracatının üçte birini yapıyor. Bir türlü özelleştirilmeyen Alsancak Limanı sıkıntılarına rağmen rekorlar kırıyor. Organize Sanayi Bölgeleri’nde (OSB) aslında çok önemli gelişmeler oluyor. Bir de şu bürokrasi olmasa, bir de engeller çıkmasa... İnanın çok daha iyi şeyler olacak. Son dönemde Kemalpaşa Organize Sanayi Bölgesi’ne (KOSBİ) gittiniz mi? Bir gidin bakın... KOSBİ, bugün Türkiye’nin ihracat fazlası olan tek OSB’si... Yani hepimizin arzu ettiği şeyi Kemalpaşa başarmış aslında... Hangi KOSBİ? Bir türlü rahat bırakılmayan KOSBİ... 294 fabrikası, 23 ticari işletmesi, 2 milyar dolar hacmi ve 20 bin çalışanı olan KOSBİ... Organize Sanayi Bölgesi için 2000 yılından bu yana sürekli tüzel kişilik ve genişlemeyle ilgili davalar açılıyor. Dosyaların biri gidip bir geliyor... Herkes bir tarafından çekiştiriyor. Başkan Pınar Yurdun’u çok uzun yıllardır tanırım. İddiası olan, dürüst, doğru bildiğinin arkasında duran biridir. Başkan, hiç eleştirilere aldırış etmez... Çünkü, bu bölgenin doğru yatırımlara ihtiyacı var. Çevreye saygılı, teknolojiye yatırım yapan, kentle bütünleşmiş yeni fabrikalara... Bundan 10 yıl önce Kemalpaşa’ya gittiğimde alt yapıyla ilgili birçok sıkıntı vardı. Bugün onların büyük kısmının çözülmüş olduğunu görüyorum. Elbette eksikler var, elbette yapılacak projeler var. Ama bunları yapabilmek için artık bu davaların da bir sonlanması gerekiyor. Türkiye’nin en önemli markaları KOSBİ’de bulunuyor. BTM, Mopak, Alkim, Ege Seramik, Akdeniz Kimya, Bisan, Coca-Cola, Dimes, Diper Kimya, Kaplamin, Küçükbaş, Kütaş, Levent Kağıt, Pınar Et, Rultrans, Weber Markem, Say Reklam, Termodinamik, Tetrapak, Viking Temizlik... Liste uzun; hem ihracat yapan, hem ulusal marka olmuş birçok firma Kemalpaşa’da... Ama bu davaların uzamasından dolayı yeni kararlar alınamıyor. Mesela Schneider Electric, büyümek istemiş, ancak bunla ilgili süreç uzayınca yeni projeyi Manisa’ya yapmaya karar vermiş. Bunun gibi birçok firma daha sırada... Ruhsat bekleyen 40 şirket daha bulunuyor. Yani, her şey yolunda gitse, bu 40 firma yarın kapasitelerini arttıracaklar ya da yeni yatırıma girişecekler. Yazık değil mi? Bugün 20 bin olan çalışan sayısı iki katına çıkabilir. 40 bin kişi aileleriyle birlikte 150-200 bin kişi demek... Yani birileri prosedür dışında yarışa katılıyor; bu da hiç istenmeyen sonuçlara neden oluyor. Peki, hakem kim? Bu işin mutlaka bir sonlanması gerekiyor. Yıllardır devam eden davaların artık bu kentte bitmesi gerekiyor. Neden mi? Onu da anlatayım. “Doğalgaz Dağıtım Hattı” yatırımını OSB yaptı. 2002 yılından bu yana da dağıtımı KOSBİ yapıyor. Fabrikalar bu sayede daha avantajlı fiyatla doğalgaz kullanırken, hem de altyapı da sağlanmış oluyor. Mülkiyeti KOSBİ’ye ait bu şebekenin, tüzel kişilik kalkması halinde verilememesi tehlikesi var. Yine KOSBİ tarafından yapılan “Elektrik Dağıtım Şebekesi” 279 sanayi tesisine enerji veriyor. Hem de yüzde 15’lere bazen daha da avantajlı indirimler sunarak. Şimdi, bu da tehlikeye girebilir. Yani sanayici daha pahalı enerji kullanabilir. Bu da maliyetlere yansıyacağı için direkt istihdamı etkileyecektir. Organize Sanayi Bölgesi statüsünden kaynaklanan yatırım teşvikleri ve devlet destekleri de sanayiciye uygulanamayacak. Bundan bir süre önce İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun da katıldığı bir çözüm zirvesi düzenlendi. Bu toplantıda önemli kararlar alındı. Önemli olan daha önce üç kez iptal edilen KOSBİ’nin tüzel kişiliğinin yeniden alınması ve kenti yönetenlerle girişimcilerin ortak noktalarda buluşmaları... Tekrar ediyorum. Kemalpaşa, Türkiye’deki organize sanayi bölgeleri içinde ihracat fazlası veren tek bölge... Bunun kıymetini bilelim.