Paylaş
KONU; sosyal projelerse...
Merkezinde insan varsa...
Bu fikirler sayesinde birçok insanın hayatı değişiyorsa...
Yeni bir yol gösteriyorsa...
Yaşam alternatifleri sunuyorsa...
Hayalleri zenginleştiriyorsa...
Umut saçıyorsa...
Enerji aşılıyorsa...
Yeni bir sayfa açıyorsa...
Özellikle çocuklarımıza, gençlerimize...
Biraz da pozitif ayrımcılık yapayım.
Kadınlarımıza yeni bir bakış açısı katıyorsa...
Onları kolluyor, sarmalıyorsa...
Geçmiş yerine gelecekle ilgileniyorsa...
Fark yaratıyorsa...
Hayata karşı güzel hissettiriyorsa...
Ruh halimizi dinginleştiriyorsa, zenginleştiriyorsa...
O zaman sonuna kadar destek...
Hem de tam destek...
¡¡¡
Geçen hafta Arkas çalışanlarının kendi içlerinde oluşturdukları ‘sosyal sorumluluk grubu’nu yazmıştım.
Projelerine “Deniz Yıldızları” ismini vermişlerdi. Türkiye genelinde ihtiyacı olan, gerçekten o küçük yardımlarla hayatı değişebilecek insanları, kurumları bulup izlemeye başlamış, bunu da severek, isteyerek, gönüllü olarak yapmışlardı.
O yazımdan sonra birçok mesaj geldi.
Farklı kurumlardan, farklı şirketlerden kendilerine göre sosyal sorumluluk projeleri...
Kimisinin kendine özgü bir teması var, kimisinin farklı bir mesajı...
Çok hoşuma gitti.
Ve bunları yazmaya, sizlere tanıtmaya, anlatmaya karar verdim.
Bana yazın; sosyal projelerinizi anlatın.
Ben de bunları kamuoyuyla paylaşayım.
Bu güzel öykülerden herkesin haberi olsun.
Hayal et, gerçekleşsin
İşte o projelerden biri...
Sosyal sorumluluk adına güzel bir çalışma ve böylece değişen hayatlar…
Konak Belediyesi, geçtiğimiz yıl çok önemli, kalıcı, ses getiren, çocukların dünyalarında yeni ufuklar açan, onların hayallerini gerçeğe dönüştüren önemli bir sosyal sorumluluk projesini yaşama geçirdi. Zaman zaman izledim.
Bazılarına gözlerimle tanık oldum.
Konak Belediye Başkanı Hakan Tartan, çoğuna kendisi ev sahipliği yaptı; proje sayesinde binlerce çocuk sadece düşlerinde yaşattıkları hayallerin gerçek sahibi oldu.
Nasıl mı?
Anlatayım...
Bir kampanya başlatıldı ve kamuoyuna ilan edildi.
“Hayal et, gerçekleşsin...”
Kimisi küçük, kimisi büyük...
Ama çocukların yaratıcılıklarını teşvik eden bir fikir...
Çocuklardan gelen her mektup özenle okunup değerlendirilmiş; kampanyada çocuklar kimi zaman merak ettikleri kentleri görmek istemiş, kimi hayal ettiği bir oyuncağı yazmış.
Ve bunlar tek tek yerine getirilmiş.
O şehirler görülmüş, o oyuncaklar alınmış.
Proje devam ediyor.
Hakan Tartan, mektuplara bakıyor, inceliyor ve bazı istekleri kendisi yerine getiriyor.
Projede şimdiye kadar bisiklet, cep telefonu, oyuncaklar, müzik aletleri gibi pek çok armağan dağıtılmış.
Bir çocuk yüzmeyi öğrenmek istemiş; ona hoca tutulup yüzme öğretilmiş.
Bir çocuk uçakla seyahat etmek istemiş; uçağa bindirilip istediği kente yollanmış.
Bir çocuk Anıtkabir’i görmek istemiş; bu hayali de yerine getirilmiş.
Ne güzel...
Bu sosyal sorumluluk projesine gönüllü anneler, sivil toplum örgütlerinden, iş adamlarından, kadın derneklerinden, eğitim kurumlarından de önemli destekler gelmiş.
Şuna inandım ki...
İyi bir fikriniz kadar sizle birlikte olacak gönüllülere de ihtiyaç var.
O yüzden bu proje de tutmuş.
Bazı gönüllülerle konuştum.
Diyorlar ki...
“O çocukların yüzündeki gülümsemeyi gördükten sonra hepimiz daha fazla çalışmak istiyoruz...”
Haklılar...
Bir çocuğun gülümsemesinden daha önemli ne olabilir ki hayatta...
Örneğin Hakan Tartan’a gelen mektuplardan biri şöyleydi.
“Hep bir papağanım olsun istedim. Hayal ettim. İnanıyorum bir gün papağanım olacak ve ben ona ‘En büyük Beşiktaş’ dedirteceğim.”
Dilara’yı Hakan Tartan telefonla aramış.
“Tamam Dilara papağanın geliyor” demiş.
Tabii dünyalar minik Dilara’nın olmuş.
Dokuz yaşındaki Elif Öz’ün hayali de bir gitar sahibi olmak, kursa gidip öğrenmekmiş. Devreye müzik okulu sahibi sanatçı Maria Rita Epik girmiş.
Elif şimdilerde gitarıyla çalıyor ve şarkılar söylüyor.
¡¡¡
Beş kız arkadaş.
Yaşamlarında İstanbul’u filmlerden ve televizyon dizilerinden görmüşler.
Tartan’a bir mektup yazmışlar.
Gönüllü anne Siren Ertan kolları sıvamış.
10 ve 11 yaşlarındaki Asya, Kılıç, Ayşegül Acar, Betül Saklak, Merve Seda Öztürk ve Nisan Kaymaz birlikte yaşamlarında ilk kez uçağa binmişler.
Ayasofya, Sultan Ahmet, İstanbul Oyuncak Müzesi, Doğançay Müzesi ve Rahmi Koç Müzesi’ni ziyaret etmişler.
Topkapı, Dolmabahçe saraylarıyla Ortaköy ve Üsküdar’ı gezmişler. Boğaz vapuruyla iki kıta arasında seyahat etmişler.
7. sınıf öğrencisi Kübra, ”Yüzümdeki sivilce ve aknelerden şikayetçiyim” diye yazmış. Depresyona giren Kübra’ya İzmir İşkadınları Derneği el uzatmış. ESSİ Güzellik Merkezi kurucusu Zübeyde Nacar, Kübra’yı yüzündeki akne ve sivilcelerden kurtarmış.
Yani örnekler çok...
Binden fazla gençten gelen mektuplar sonucunda birçok hayal gerçeğe dönüşmüş.
¡¡¡
Üç genç arkadaş futbolcu olmak istediklerini yazmış örneğin... Hasan, Samet ve Fırat şimdilerde Konak Belediyesi’nin genç futbol takımında top koşturuyor.
Tabii mektuplar sadece İzmir ili sınırlarından gelmiyor.
Kampanya duyuldukça Türkiye’nin birçok yerinden mektup yağmaya başlamış.
Bora Gökhan Bilgen bir elektronik posta göndermiş.
“Kampanyanıza katılabilir miyim” demiş.
O da İzmir Devlet Senfoni Orkestrası ve Şef İbrahim Yazıcı ile sahne alacak. 2011 yılında İzmir Devlet Senfoni Orkestrası’nı yönetecek konuk şeflerden biri olacak.
11 yaşındaki Yunus Hiçyorulmazlar yüzme kursuna gidiyor, onun da en büyük hayali buydu.
Selahattin Karaca, arkadaşlarına imreniyordu. Şimdi bisikletiyle onlara eşlik ediyor ve pedal çeviriyor. Nasıl mı?
Tevfik Fikret Lisesi öğrencisi İzel Fenerci biriktirdiği harçlıklarından Selahattin’e bir bisiklet almış. Diğer öğrenci arkadaşları da boş durmamış ve 36 çocuğun hayalini gerçekleştirmiş.
Anıtkabir’i ve Atatürk’ü görmek isteyenler, Çanakkale Şehitliği’ni ziyaret etmek isteyenler...
Miniklerin hayalleri bitmez.
Bitmesin zaten...
Konak Belediye Başkanı Hakan Tartan, “Çocukluk hayalleri en kıymetli hayallerdir. Gerçekleşen her hayal, geleceğe ilişkin umutları artırıyor” diyor.
Kendisine katılıyor ve projeden dolayı alkışlıyorum.
Paylaş