Siyasetten notlara devam

Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce’nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu ziyaret etmesi CHP Genel Merkezi’nde dikkatlice izlendi.
Özgür Özel’in Kemal Kılıçdaroğlu’nu ziyaret etmesi, ardından Almanya’da verdiği mesajlar da dikkatlerden kaçmadı.
CHP’nin İzmir’de mevcut başkan Tunç Soyer’in yerine yeni bir isim aradığı iddia ediliyordu.
Deutsche Welle Türkiye’nin sorularını yanıtlayan Özel, “İzmir’e dair mevcut başkanla ilgili memnuniyet anketi yapılıyor. Mevcut başkan aday olacaksa ilan edeceğiz, eğer olmayacaksa da başka aday adayları arasında bir anket çalışması yapacağız” dedi.
Bunun üzerine Soyer “Bir şaibem, bir usulsüzlüğüm, CHP’nin kurumsal kimliği ile çatışan bir şeyim yok” şeklinde bir açıklama yaptı.
Büyükşehir için aday adaylığını açıklayan isimler şimdi Özel’in bu sözlerinin ardından nasıl bir aksiyon planı izleyeceğini merak ediyor.
Özetle;
Partilerin adaylarını belirleme takviminin ocak ortası, hatta sonuna kalabileceği konuşuluyordu.
CHP İzmir için bu süreç öne çekebilir.
İlçe belediye başkanlıkları için bu seçimde çok sayıda aday var.
İstanbul ve Ankara’daki bu sayının çok fazla olması normal ama büyükşehir olmayan kentlerde bile bu sayı oldukça fazla...
Bunu sağlıklı buluyorum.
Demokrasimizde eleştirilecek çok şey var ama bizden daha iyi seçim sürecini yöneten başka bir ülke de az bulunur.

Lucien Arkas’ın hakkıdır

BU fotoğrafı Cumartesi akşamı Bornova Anadolu Lisesi Eğitim Vakfı tarafından dağıtılan Beyaz Ödülleri gecesinde çektirdik. Lucien Arkas da ben de Saint Josephliyiz. BAL Vakfı yani BALEV; kendi mezunlarını her yıl onurlandırır, ödüllendirir.
Takdir edilmek güzel bir duygu... Hele bu mezun olduğunuz okul olursa çok daha anlamlı olur.
Bizim dönemlerde bu kadar özel okul yoktu. İzmir’de Saint Joseph’in dışında Amerikan Koleji vardı. Ama Bornova Anadolu, Atatürk, Kız Lisesi ve Karşıyaka Erkek Lisesi de mezunlarıyla adından söz ettirirdi.
Lucien Arkas’ı yakından tanıyorum.
Lucien Bey sadece başarılı bir şirket yaratmadı, aynı zamanda sektörünün de liderliğini yaptı. Lojistiğin entegre bir model olduğunu, olması gerektiğini Türkiye’ye anlattı.
Ve daha önemlisi...
Başarılarını, biriktirdiklerini, hayallerini kentiyle, ülkesiyle paylaştı.
Spor ve sanatta büyük bir farkındalık sağladı.
Arkas’ı İzmir’den çıkarıp Türkiye’ye, sonra yakın coğrafyaya ve şimdi de bütün dünyaya yayma cesaretini, başarısını gösterdi.
BALEV; Bay Arkas’a Beyaz Yaşam Ödülü verdi.
Bu ödül bir Bornova Anadolu Liseliye değil, bir Saint Joseph’liye, kentini seven, yaşama tutkuyla bağlı olan bir iş insanına gitti.
Lucien Arkas’ın hakkıdır.
Kendinde olanı paylaşan, yaptığı her işte insanı merkeze koyan, hayallerinin peşinden koşan ve bu tutkusunu çevresindeki herkese aşılayan Lucien Arkas’ın hakkıdır.

Üçgeni tamamlayıp
otoyolları birbirine
bağlamalıyız

HÜRRİYET etkinlikleri kapsamında iki hafta üst üste Afyon’a gittim. İzmir - İstanbul otoyolu iki şehir arasını yakınlaştırmadı; Marmara’yla Ege’yi de komşu yaptı. Bursa, Balıkesir geçilen değil, gidilen şehirler oldu. Ekonomide de, sosyal hayatta da bir canlılık oldu. Bunu net görüyorum.
İzmir Ankara yolu daha uzun ve İstanbul – İzmir otoyolundaki kolaylık yok. Hızlı tren projesi ilerliyor ama karayolunu da bu standarda getirmek lazım. İzmir – İstanbul – Ankara üçgenine gidip gelmek daha kolay olmalı özetle... Ve bunu Antalya’ya da bağlamak gerekir.