Paylaş
Bütün bu gelişmeler piyasaların tansiyonunu biraz olsun azaltmış gözüküyor.
ABD Dışişleri Bakanı Pompeo’nun, rahip Brunson ile ilgili açıklamalarını da, CHP milletvekili Enis Berberoğlu’nun tahliye edilmesini de unutmamak gerekir elbette...
Şunu söylemek istiyorum.
Ekonomiyle siyasetin, siyasetle ekonomi politikalarının birebir ilişkisi var.
Ekonomik göstergeler kadar siyasetin tansiyonunun da ayarlı olması gerekiyor.
Ben Türkiye’nin geleceğine hep inananlardanım.
Geçmişte olduğu gibi bugün de krizlerden güçlenerek çıkacaktır.
Yeter ki, doğru bildiklerimizi yapmaya devam edelim.
Örneğin Avrupa Birliği çıpası ekonomi için doğru bir adım olmuştur.
Türkiye yatırımcı çekmek zorunda olan bir ülke...
Bunun için Avrupa Birliği sürecinden daha iyi bir platform bence olamaz.
Elbette yeni gelişen Afrika gibi coğrafyaları da ihmal etmeyeceğiz.
Rusya’yı, Hindistan’ı, Çin’i ihmal etmememiz gerekiyor.
Örneğin ABD’yle daha kapsamlı bir ekonomik işbirliğine gitmeliyiz.
ABD’li teknoloji şirketlerinin yatırımlarını buralara çekebilmeliyiz.
Özetle, sıkıntıları aşmanın yolu her konuda Türkiye’nin normalleşmesidir.
Hem ekonomik tansiyonun düşmesi, hem demokratik adımların atılması, hem AB’yle yaşanan süreçlerin yeniden canlandırılması, hem de Türkiye’nin yeni kalkınma modelini ortaya koymamız şart.
Ekonomiyi siyasetten, siyaseti ekonomiden ayıramıyorsunuz.
Fedakarlık zamanı
İNSANIMIZ şunu da bilmeli.
Önümüzdeki birkaç yıl zor geçecek.
Başta kamu olmak üzere hepimize düşen görevler var.
Neler mi bunlar?
Daha sade bir hayatı öğrenmeliyiz.
Yerli malıysa yerli, tasarrufsa tasarruf, kemer sıkmaysa kemer sıkma...
Daha da fazlası var.
“Ayağını yorganına göre uzat” diye bir atasözümüz var ya...
Aynen böyle yapmalıyız.
Bizim olmayan parayı, kaynağı harcamamalıyız.
Geleceği ipotek altına alacak adımlardan vazgeçeceğiz.
Zor mu?
Değil...
Biraz fazla abartılı yaşadığımızı kabul ederek isterseniz işe başlayalım.
Türkiye’nin geleceği için hep birlikte fedakarlık yapmalıyız.
Desteği hak ediyorlar
BU yıl da yine çok güzellerdi.
Süslü Kadınlar Bisiklet Turu’ndan bahsediyorum.
SEV’in öğretmenlerinden Sema Gür’ün fikriyle başlayan bu organizasyon giderek daha fazla ilgi topluyor.
2013’ten bu yana Türkiye’nin çok farklı kentlerinde benzer turlar da yapılmaya başlandı.
Süslü Kadınlar Bisiklet Turu artık İzmir’in önemli markalarından biridir.
Ve desteği hak etmektedir.
Eskilere döndüm
YILLARCA Ticaret Odaları’nın, Sanayi Odaları’nın Meclis toplantılarını izledim.
Daha doğrusu, ekonomi muhabiri olarak başladığım gazetecilikte en güzel haberleri, kulisleri bu salonlardan yazdım.
Çünkü bu ortamlar bir gazetecinin beslendiği en güzel yerlerdir.
Geçen gün ekonomi yazarı Uğur Gürses’in konuk konuşmacı olduğu Ege Bölgesi Sanayi Odası’nın aylık meclis toplantısına katıldım.
Tabii eski günlerim aklıma geldi.
Sonsuzluğa uğurladığımız sanayici dostlarımızı, arkadaşlarımızı ve yaptığım haberleri...
Her zaman olduğu gibi gazetecilik damarım kabardı.
İyi ki o dönem ekonomiyi seçmişim ve iyi ki bu koltuklarda saatlerim geçmiş.
Üretim heyecanı devam ediyor
EBSO’daki toplantıda şunu gördüm.
Sanayici büyük bir beklenti içinde...
Evet; sıkıntıların farkında, yaşanan gelişmeleri büyük bir dikkatle izliyorlar, biraz da endişeleri var.
Ama...
Hepsinde üretmek, girişimde bulunmak, ihracat yapma hevesi hala büyük canlılıkla duruyor.
Ben o yüzden karamsar değilim.
Biz üretmeliyiz ve daha çok ihracat yapmalıyız.
Paylaş