Siyaset dışında konuşulacak şeyler var

Genel başkan adayının açıklandığı ilk dakikadan bu yana iş dünyasından olumlu tepkiler var.

Bunda hiç kuşkusuz Yıldırım’ın Ulaştırma Bakanlığı döneminde gösterdiği büyük performansın etkisi bulunuyor.
İcracı kişiliğiyle tanınan Binali Yıldırım’ın başbakanlığı döneminde yeniden büyümeyi hedefleyeceği, siyasetten çok ekonomiyi konuşacağı ve büyük projelerle gündeme gelmek isteyeceği düşünülüyor.
Ben de bu görüşe katılıyorum.
Türkiye son bir buçuk yılda, seçimlerin de etkisiyle daha çok siyaset konuştu.
Oysa bu ülkenin daha büyük problemleri var.
Konuştuğumuz konuların çözümü daha iyi bir demokrasi ve daha güçlü bir ekonomiden geçiyor.
Yıldırım’ın başbakanlığı döneminde meydanların tansiyonunun da düşmesini bekliyorum.
Toplumun beklentisi de bu yönde; siyasetten çok ekonomiyi, demokrasiyi, sanatı, sporu konuşmamız gerekiyor.

İzmir’i, İzmirlileri iyi tanıyor

Binali Yıldırım’ı İzmirliler artık iyi tanıyor. İki dönemdir İzmir’den seçiliyor ve büyükşehir belediye başkan adaylığı sürecinde İzmir’i daha yakından tanıma fırsatı bulmuş bir siyasetçi... İzmirlilerin bir serzenişi var. Diyorlar ki...
“Son 30 yılda kente olan kamu yatırımları diğer kentlerin çok gerisinde kaldı. Oysa üçüncü büyük şehre merkezi hükümetin ilgisi daha fazla olmalı...”
Binali Yıldırım tıpkı başbakanlığındaki beklenti gibi İzmir’deki büyükşehir yarışında da hizmeti, yatırımları, projeleri öne çıkarmıştı.
“35 proje” de işte o dönemden geliyor.
Şunu söyleyebilirim.
Başbakanlık çok daha ağır ve sorumluluk gerektiren bir konu...
Ancak Yıldırım; İzmir için başlattığı projelerin yine takipçisi olur.
Belki hızlandırılmasını da sağlar.
Örneğin kamuoyu desteği sürekli yükselen Körfez Tüp Geçiş Projesi’nin yakın bir zaman içinde başlayabileceğini söyleyebilirim.
İzmir’in değişiminde büyük projelere ve uluslararası organizasyonlara ihtiyacı var.
Körfez geçiş projesi de kentin geleceğini ilgilendiren en önemli yatırımlardan biri...

Ofis etkin kullanılır

Başbakanlık Ofisi Ahmet Davutoğlu döneminde açıldı.
Çok eminim ki; Binali Yıldırım İzmir’deki ofisi çok daha fazla ve etkin kullanacaktır.
Yunan Başbakanı Çipras ile yapılan zirve; İzmir’de olmuştu.
Sonuçları ve etkileri de çok olumlu oldu.
Türk demokrasisinde ve diplomasisinde İzmir hep önemli olmuştur.
Bundan sonra daha da önem kazanabilir.

Alper’in ismini geri istiyoruz

Geçtiğimiz günlerde hepimizin hoşuna giden bir olay yaşandı.
Kırıkkale’de 84 yaşındaki Şerife Cesur, Sulakyurt ilçesinde muayene için gittiği hastanede, acil servise çamurlu olduğu gerekçesiyle ayakkabılarını çıkararak girmişti. Bu olay gazetelerde, televizyonlarda haber olunca Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu devreye girerek Şerife Cesur’un isminin gittiği hastaneye verilmesini sağlamıştı.
Eminim sizler de en az Şerife Cesur kadar bu olaydan dolayı mutlu olmuşsunuzdur.
Aslında benzer bir olay Çeşme’de yaşanıyor.
İzmir’in yakından tanıdığı Çizgenakat ailesi bu mücadeleyi veriyor.
Alper; hepimizin tanıdığı bir arkadaşımızdı.
1994 yılında talihsiz bir olay sonucu aramızdan ayrıldı.
Annesi Emine hanım, babası Altay bey, kardeşi Müge bu olaydan sonra Çeşme’deki hastanenin fiziki şartları ve ekipman ihtiyacı için bir kampanya başlattı.
Birçok eksik bu kampanyayla tamamlandı.
Vali Kutlu Aktaş döneminde hastanenin ismi Çeşme Alper Çizgenakat Devlet Hastanesi oldu.
Bugün hastane devam ediyor, ama Alper’in adı çıkarıldı.
Sağlık Bakanı Müezzinoğlu’nun Şerife Cesur için gösterdiği hassasiyeti Çeşme için de bekliyoruz.