Siyaset bazen mühendislik projesi

VATAN Gazetesi’nde Mine Şenocaklı’nın Sabancı Üniversitesi Öğretim Üyesi, siyaset bilimci Prof. Dr. Ersin Kalaycıoğlu’yla yaptığı röportajı okumanızı tavsiye ederim.

Haberin Devamı

Kalaycıoğlu, seçim sonuçlarını yorumlarken; dünyadaki gelişen trendleri de inceleyerek, bir senteze gitmiş.
Ve benim de geçen gün yazdığım gibi özetle; “CHP’nin aldığı oyu küçümsememek gerekir” demiş.
Soru şöyle:
“AK Parti muhafazakar bir parti olduğu için mi Türkiye muhafazakarlaşıyor, yoksa Türkiye zaten muhafazakar bir ülke olduğu için mi AK Parti var? Daha başka bir deyişle bu da bir mühendislik çalışması mı?”
Evet. Aslında bu bir mühendislik projesi... 1995’te olmuş gözüküyor. 12 Eylül’den sonra MHP ve Refah Partisi destekleniyor, onlar büyüyor. Türk-İslam sentezi resmi ideoloji gibi bir noktaya geliyor. Tabii, 12 Eylül’de solu ortadan kaldırıyorsunuz ve temel itibariyle ‘Bunların hepsi komünisttir, efendim bu Rusya’dan gelen bir akımdır, Türkiye’yi bölmek istiyorlar diyorsunuz. Bu da doğal olarak Türkiye’nin muhafazakarlaşmasına bayağı bir katkıda bulunuyor. Sol hem yurt dışında çöktü, hem yurt içinde çöktü. Dolayısıyla askerin solu ekarte etmek ve Türkiye’yi Sovyet saldırısından korumak diye ifade edebileceğimiz bu projesi Sovyetlerin de çökmesi ile beklenmedik bir güce ulaştı. Dolayısıyla Türkiye’de 1995’ten itibaren solda, sosyal demokrat diyebileceğiniz bir kitle çok azaldı. O zamankinin üçte biri kaybolmuş durumda. Tabii, böylece sağ iyice güçlendi...
İkinci soru da şöyle:
“O zaman kesinlikle hezimet değil, CHP’nin durumu...”
CHP’nin yapabileceği bir şey yok. Alabileceğini aldı CHP. Belki biraz daha fazlasını alırdı. Bu kadar. Orada oy yok. Söylüyorum, CHP ve diğer partilerin kaderleri iki şekilde değişebilir. Ya iktisadi bakımdan Türkiye bugünkü görüntüsünü tamamen kaybeder, 2009’daki gibi bir hal alır. Birinci çeyrekte eksi 14 büyüme gibi... Ama inşallah bu olmaz! Hepimizin çökebileceği bir durum çünkü... O zaman iktidarda bulunan hükümet bundan ciddi zarar görür, AK Parti ciddi oy kaybeder. Ya da ikincisi; ideolojik ortam değişir. Yani düşünce şekli bugünkü Türkiye’den Almanya’ya döner... Ama bu da mümkün gözükmüyor...
Fotoğrafın bütününe bakanların yorumları böyle...
Gerisi siyaset... Günlük çekişmeler... İktidar değişiklikleri kolay olmuyor.
Sonuç olarak...
Dünyadaki gelişmelerden iktidarın da kendisine düşeni üzerine alınması; muhalefetin de iktidarın yanlış yapmasını beklemektense yeni şeyler söyleyip halkı ikna etmesi gerekir.

Haberin Devamı

EXPO için alternatif yerler çıkmaya başladı

Haberin Devamı

Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay konuyu ortaya atınca EXPO’yla ilgili alternatifler ortaya çıkmaya başladı. Dün Buca Belediye Başkanı Ercan Tatı da organizasyonun Gölet ve çevresindeki alanda yapılabileceğini söyledi. Bu bölge daha önce de gündeme gelmişti. Olmaz demiyorum. Burada büyük alanlar yaratmak mümkün... Ama bildiğim bir şey var ki... EXPO dosyasının hazırlandıktan sonra yapılan değişikliklerin BIE, yani EXPO yönetimi tarafından çok da hoş karşılanmadığı... Yerle ilgili adres göstermek için daha zamanımız var. Ancak yerin bir an önce belirlenip, dosyanın şekillenmesi gerekiyor ki, lobi çalışmaları başlasın, komite üyeleri İzmir’in projesini anlatabilsinler.

Haberin Devamı

Görevden alsanız dert almasanız dert

CHP’nin Örgütten Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı, bir anlamda da partinin iki numaralı ismi Gürsel Tekin, “Genel seçimin ardından illerimiz raporlarını hazırlıyor. Nerede ne eksiklik var, bunları gelen raporlarda göreceğiz. Değerlendirmelerin ardından da gerekeni yapacağız” şeklinde konuşuyor. Sıkıntı da burada... Hiç kimsenin Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun çalışmasına, temposuna, iyi niyetine, sergilediği performansa diyeceği bir şey yok. Ama iş; örgüte gelince, teşkilatların çalışma modeline gelince sıkıntı başlıyor. Yeni CHP, yeni şeyler söylerken; örgüt eski alışkanlarını devam ettiriyor. Bir yanda eski Genel Başkan Deniz Baykal ve eski Genel Sekreter Önder Sav’ın Kurultay planları, bir yandan da değiştirilmesi gereken örgütler... Teşkilatları görevden alsanız; Kurultay delegelerini küstürürsünüz. Çalışmayan örgütleri değiştirmezseniz ise vatandaşı ikna edemezsiniz. Nereden bakarsanız bakın zor bir durum.

Yazarın Tüm Yazıları