Siyaset anlamışsa ne ala

Haberin Devamı


GEZİ’siz bir pazar geçirelim diyorum, ama olmuyor.
Çünkü, biz unutsak da siyasiler unutturmuyor, biz unutsak da gençlerin bunu unutturmaya niyeti yok, biz unutsak da o gençleri yeniden keşfeden aileleri her fırsatta yaşananları hatırlatıyor.
Ve unutturmuyor.
Şu net...
AK Parti’de siyaset yapanlar bu olaylardan epeyce etkilenmişler. Her ne kadar bunu kabul etmeseler de açıklamalar hala Gezi üzerine...
Bize yollanan basın bültenleri yine Gezi üzerine...
(Bu arada basın bülteni siyasetçiliği bütün hızıyla devam ediyor. Kışın soğuğu, yazın sıcağı fark etmiyor. Masa başında hazırlanmış metinlerle siyaset yapılmaya devam ediliyor.)
AK Partililerle konuşuyorum; yanlış anlaşıldıklarını, kendilerine haksızlık yapıldığını düşünüyorlar.
O yüzden de savunmada kalmak yerine hücum taktiğini uyguluyorlar.
Siyaseten bunu anlayabiliyorum.
Ama şunu da hatırlatıyorum.
Gezi olaylarına takılan ne medya, ne de sivil toplum, bu konuyu hala sıcak tutan siyasilerden başkaları değil.
Bunu herkes böyle bilmeli...
Bana kalırsa muhalefet de sokağın sesini iyi okuyamıyor.
Gezi olayları bir dönüm noktası ise, konu kesilen birkaç ağaçtan ibaret değilse, sokaktaki insanlar yargıdan anayasaya, bireysel özgürlüklerden ekonomik taleplere kadar birçok konuyu gündeme getiriyorsa muhalefet de bilmeli ki, bu insanların mesajı tek bir siyasi partiye de değil...
Siyasetten hep uzak kalmayı tercih eden, ama siyasetin de tam göbeğinde olan biri olarak şunu açıkça yazıyorum.
Türkiye’de demokrasiyi yorumlamak, siyaseti anlamak Gezi olaylarından sonra çok daha farklı olacak.

Hani apolitiktiler

Haberin Devamı

ŞUNA emin olun...
Bodrum’daki iftar masalarında, Alaçatı’daki iftar yemeklerinde, Çeşme’nin o kalabalık plajlarında, Ege’nin sahillerinde Gezi’nin gençleri konuşuluyor.
Geçen akşam tam da böyle bir sohbetin içinde buldum kendimi...
Hepsi 20 yıllık arkadaşlarım, belki de daha fazlası...
Çoğu zaman çocuklarının “Apolitik, dünyadan bi haber, sadece kendilerini düşündüklerini, marka sevgilerini” konuşan anne babalar, baktım gençleri yere göğe sığdıramıyor. Üniversitelerin mezuniyet törenlerinde yaşananları, açılan pankartları anlatıyorlar. Tabii, böyle bir ortamda bana da fırsat doğdu. Çünkü, gezi olayları öncesindeki sohbetlerde gençleri ben savunuyor, onlar eleştiriyordu. “İflah olmaz iyimser” yanımı bir kenara bırakın, bu gençlere inandığım, güvendiğim, dünyanın başka bir yere gittiğini gördüğüm için böyle konuşuyordum.
Arada farklı üniversitelerde derslere giriyorum, bu bana nasıl iyi geliyor anlatamam. Çünkü, o ders için çalışıyorum, araştırıyorum. Ve gençleri anlamam için bana büyük fırsatlar veriyor. Yine arada Rotaract, Intraract gibi uluslararası sivil toplum kuruluşlarının toplantılarına katılıyorum, o gençlerin projeler için nasıl bir araya geldiklerini görüyorum. Sosyal olaylarda gençlerin daha aktif olduğunu görünce çok da mutlu oluyorum.
Bu sefer güzel olan gençlerin yalnız kalmaması; anne babalarının, ailelerinin de onların yanlarında olmaları...
Ve çocuklarıyla gurur duyuyor olmaları...

Hatırlatıyorum

Hatırlatmaya da devam edeceğim.
“Üzerinden geçti, kimse de şikayetçi değil” diye düşünülüyorsa da o bölgede iş sahibi olanlarla, oturanlarla konuşulmalıdır.

Haberin Devamı

Planları yapmak yerine sokağı satmak

MAVİŞEHİR, İzmir’in en önemli yerleşim yerlerinden biri... Bu bölgede binlerce aile oturuyor, on binlercesi her gün buradan geçiyor. Geçen hafta haberini verdik. Mavişehir’in denize açılan tek sokağı satılmış. 2043 Sokak önümüzdeki aylarda olmayacak. İmar planı değişikliğini yapan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı... Diyelim ki, bu bir mecburiyetti ve yapıldı. Şimdi denize çıkış için alternatif bir plan yapılacak.
Anlaşılıyor ki, Ankara’daki el sadece Mavişehir’de değil, İzmir’in başka yerlerinde de benzer kararlar almış.
Acaba hazır bu plan değişiklikleri yapılırken, şu Çeşme’nin 10 yıldır bekleyen planlarına da bir el atsa...
Yıllardır hatırlatmamıza, yıllardır söylememize ve rica etmemize rağmen o planlar hala bekliyor.
Bir baksınlar, Çeşme’de bu gecikmelerden dolayı milyonlarca dolarlık yatırımlar beklerken, sokağı satmak da ne oluyor.

Bir tavsiye

Haberin Devamı

ÇAĞDAŞ Yaşamı Destekleme Derneği ve Fotopya’nın düzenlediği “Kente Karşı İşlenen Suçlar” yarışmasında kazanan fotoğrafları mutlaka görmenizi isterim. Yaşadığı kentteki silueti bozan, kente saygısız yapılaşmayı fotoğraflamak isteyenlerin katıldığı yarışmada ödül kazanan o karelerde İzmir yok. Ama eminim, İzmir’de de ödül alacak binlerce kare bulunabilir.

http://www.fotopya.com.tr adresine girip bir bakın, kentlerimizi ne hale getirmişiz.

Yazarın Tüm Yazıları