Paylaş
Gerçekten de öyle; bu son demekle olmuyor.
Özgecan’ın acı sonu içimizi yaktı; kahrolduk.
Bir erkek olarak, insan olarak utandım, söyleyecek kelime bulamadım.
Ama Türkiye’nin gerçekleri inanın bu kadarla da değil.
Rakamlar daha çok içimizi acıtıyor.
2014’teki kadın cinayeti sayısı 294; son iki aydaki sayı 39...
İzmir’de 22 bin kadın için korunma alınmış. Yanlış okumadınız; 22 bin...
Sakın “İzmir’de şiddet neden fazla” diye düşünmeyin.
Çünkü bu rakamlar kayda geçen veriler...
Türkiye’de olduğu gibi İzmir’de de şiddet var.
Farkı bunun istatistiklere yansıyor olması, kadınların daha çok hakkını arıyor olması...
Aslında değişen bir şey yok.
Şiddet her yerde...
Ama şunu fark ettim ki; son olay hepimizin kimyasını bozdu.
Her sabah yaptığımız yazı işleri toplantısında bir değil, birkaç şiddet haberiyle güne başlayan bizler bile soğukkanlılığımızı bıraktık, neredeyse olayın içinde bulduk kendimizi...
“Bu son olsun” demek yeterli değil; artık nöbette olmak lazım.
Nöbetteyiz...
NÖBETTEYİZ bundan sonra
Birçok sivil toplum örgütü Özgecan cinayetinden sonra tepkisini dile getirdi, sokaklara çıktı, tepkisini ortaya koydu. Özgecan’ı koruyamadık ama, belki bazı şeylerin başlangıcı olabilir. Tabii iyi niyetli düşünmek istiyorum.
Takip ettiğim kadın sitelerinden biri www.sirkadinlar.com’da şöyle bir yazı vardı.
Paylaşayım istedim.
***
“Dövülen, öldürülen tecavüz edilen kadını yine kadınlar koruyacak.
Erkek egemen yönetimlerde hakkımızı erkeklerin korumasına bırakırsak, bundan önce olduğu gibi bir yüzyıl daha nice kadının katledilişini seyredeceğiz.
Millet Meclisi’ndeki kadın milletvekillerinin ve Bakanların sesinin daha gür çıkmasını hatta çığlık atmasını beklerken, çığlık atan erkekler bu işin ne kadar takipçisi olacak.
Bu nedenle NÖBETTE olmalıyız.
Önce şiddet gören annneler oğullarını eğitecek, sonra şiddet gören hemcinslerine yardım etmek isteyen kadınlar oğullarını eğitecek.
Şefkat gören kadının sevgisini nasıl coşkuyla sunduğunu anlatacak.
Şiddetle, tacizle ve nefretle ekilen tohumların bir nesli daha zehirlemesine izin verilmeyecek.
NÖBETTEYİZ bundan sonra...
Ezilen, dayak yiyen, tecavüz edilen kadının arkasında duramayan abisi ve babasının yerine, biz analar ve kızkardeşler olarak dimdik durmalıyız.
NÖBETTEYİZ bundan sonra...
Sadece siyah elbise giyerek ve ciğerimiz yanarak değil.
Kanunun bekçisi olarak kızkardeşimizin, anamızın hakkını arayarak...
NÖBETTEYİZ bundan sonra...”
***
Her ne kadar bu iş sadece kadınların işi değil desem de; kadınların bile nasıl davranacağına, nasıl giyineceğine erkeklerin karıştığı bir Türkiye’de galiba biraz da kadınlarımız konuşsun.
Paylaş