Paylaş
Bana göre siyaset sokakta yapılır.
Halkın içine karışmayan, halkın beklentilerini bilmeyen bir siyasetçi zamanla vatandaşla kendi arasına bir mesafe koyar.
“İthal aday” tartışmaları her seçim döneminde yapılır ama liderler de özellikle garanti gördükleri yerlerde kontenjan kullanmayı ihmal etmezler.
Elbette liderlerin, genel merkezlerin kontenjan hakları vardır. Siyasette beraber çalışmak istedikleri kadroları da Ankara’ya taşımak için listelerin belirli yerlerine bu isimleri serpiştirirler.
Büyükşehirlerde bu kontenjanlara daha çok rastlıyoruz.
Gazeteci olarak toplumun değişik kesimlerine temas ediyorum. Çok sayıda kişiyle konuşuyor, elbette Türkiye’nin meselelerini tartışıyoruz.
Bu sitemleri hep dinliyorum.
Özellikle İzmir için kullanılan kontenjan isimlerinin seçimlerden sonra birkaç kez kente uğradıklarını, uğrayanların da kendi parti içi dengeleri korumak için geldiklerini söylüyorlar.
Bu eleştirilere ben de katılıyorum.
Kontenjan bile olsalar, seçildikleri kentle ilgileri bile olmasa, milletvekili olmanın gereğini yerine getirmeliler.
Önümüzde seçimsiz bir dönem var.
Partilerin ve liderlerinin düşünmek için, gelecek seçimlerde beraber çalışmak istedikleri kadroları bence şimdiden hazırlamalılar.
Hem yeni isimleri siyasete davet etmeliler, hem de bu kontenjan meselesine bir çare bulmalılar.
Örneğin İzmir’de özellikle CHP’de yine kontenjan adaylar öne çıkarsa seçmen bu sefer farklı bir tepki gösterebilir.
“Seçimlere daha çok var” diyebilirsiniz.
Doğru daha üç yıl var.
Ama şimdiden bir zihin hazırlığı olsun diye yazmak istedim.
Basın bülteni siyaseti
YİNE eleştirdiğim konulardan biri...
Basın bülteni siyasetçiliğini doğru bulmuyorum. Yani masa başında ve her konu üzerine yazılmış birkaç paragraflık yorumla siyaset yapılmıyor.
Dediğim gibi siyaset sokakta yapılmalı, sivil toplum ile birlikte yapılmalı, toplumun farklı kesimleriyle birlikte yapılmalı.
Elbette yazılı yapılması gereken açıklamalar da vardır. Ama her konuda olursa o zaman ben bunu basın bülteni siyaseti olarak yorumluyor ve doğru bulmuyorum.
Yeni yılın heyecanını seviyorum
YENİ yılı önemsiyorum. Özellikle sokakların, caddelerin buna hazırlık yapmasını seviyorum. Arkadaşlarım dünyanın farklı yerlerinden fotoğraflar, görüntüler paylaşıyor. Kentler ışıl ışıl, caddeler parlak... İnsanlar sokaklarda...
Ben yeni yılın insanlara heyecan, enerji katmasına inanırım. Bu da böyle bir atmosferle olur. Bizim sokaklarımız da ışıl ışıl olmalı, yeni yılı güzel karşılamalı.
Doğruya doğru yanlışa yanlış
BİR süredir tartışma programlarını izlemiyorum. Birincisi çok uzun buluyorum. İkincisi tansiyonu yüksek tartışmaları sevmiyorum. Üçüncüsü grupların belirli kalıpları, fikirleri, düşünceleri, partileri savunmalarını da doğru bulmuyorum.
Bana göre doğru tektir. Doğruya doğru, yanlışa yanlış demek lazım. Herkesin dünyaya bir bakışı var. Buna sonsuz saygım var. Ama özellikle gazetecilerin tam ortada kalmalarını daha doğru buluyorum. Çünkü toplumun buna ihtiyacı var. Doğruya doğru, yanlışa yanlış diyen gazeteciler lazım.
Paylaş