Seçim değil geçim

Haberin Devamı

Dün Aydın, Denizli, Manisa, Muğla izlenimlerimi yazdım; bugün de devam edeyim.
Bu dört kentimizin sokaklarında dolaşırken gördüm ki; adayların heyecanı henüz vatandaşa yansımış değil.
Parti binalarında bile o bildiğimiz hareketlilik yok gibiydi.
Elbette sıradan bir zaman değil; seçimin yaklaşmasının getirdiği bir kalabalık var ama bizim alıştığımız heyecanı göremedik.
Sokağın gündemi de, heyecanı da farklıydı.

***

Örneğin Muğla’da daha sık gençlerin, öğrencilerin takıldığı bir kafeye oturduk.
Yan taraftaki gençlerin sohbetine dahil olduk.
Yaz tatilinde ilk defa yurtdışına çıkma hayallerinin başlamadan bittiğini söylediler.
Nedeni son iki ayda yüzde 30’dan fazla artan döviz kurlarıydı.
Hesap kitap yapmışlar ve kararlarını vermişlerdi.
“Bu tatil bir başka yaza kaldı” dediler.
O gençleri o kadar iyi anlıyorum ki...
Ben de onlar gibi, o yaşlarda, ailesiz, annesiz, babasız, en yakın arkadaşlarımla Paris’e gitmenin hayallerini kurardım.
Gittim de...
Ama o zaman Türk lirasının satın alma gücü mü daha iyiydi, yoksa biz doları, frangı bugünkü gençler kadar takip mi etmiyorduk; hatırlayamadım.

Haberin Devamı

***

Örneğin Denizli’de Başkan Osman Zorlan ile meşhur Enver Usta’ya gittik. Müthiş bir yemek yedik. Arka masadaki ihracatçı gruba biraz kulak kabarttım.
“Dövizin çıkışı bizim için kısa vadede iyi ama ya sonrası... Bir de ithalat ayağı var. Eskisi gibi pamuk üretemiyoruz ki; pamuk da artık ihtal...” diyorlardı.
Denizli’de Enver Usta’da da gündem dövizdi, doların ateşiydi.

***

Manisa’nın organize sanayisi gördüğüm en iyi bölgelerden biri... Türkiye’nin en önemli markaları, yabancıların üretim tesisleri Manisa’da... Gitmişken Manisa kebabı yemeden dönmedik. Baktım ki; Denizli’deki sohbetin bir benzeri... İhracatımız artıyor, ama ithalatımız daha çok artıyor. Üstelik dolarla alıp TL’yle satıyoruz.
“Fiyat veremiyoruz” diyordu masadaki işadamı...
“En iyisi beklemek” dedi diğeri...
Beklemek demek; durmak demek...
Durunca büyüyemezsin.
Büyüyemezsen iş olanağı yaratamazsın.
Yaratamazsan işsiz ordusu büyür.
Nereden baksan; Türkiye gibi genç bir ülke için felaket bir durum...

Haberin Devamı

***

Aydın’da tarihi tren garının önündeki, yeni meydana yakın parktaki emekli çiftin seçim diye bir derdi yoktu.
“Seçim değil geçim evladım” dedi.
Belli ki zar zor geçiniyorlardı.
Üstelik evleri kira değildi, üstelik aşırı harcamaları filan da yoktu.
Ama çocuklarına yardım ediyorlardı, torunlarının okumalarına destek oluyorlardı.

***

Türkiye’nin bir başka kentinde fotoğraf çok farklı değil.
Seçim değil insanların derdi; o yaşlı çiftin dediği gibi geçim...
Ve inanın...
Doların artışına daha fazla kafayı takmışlardı.
Türkiye böyledir.
Döviz artarsa dengeler bozulur.
Bozulunca da; siyasette dalgalanmalar yaşanır.
Olan da budur.


Ezberleyen değil sorgulayan gençlik

Haberin Devamı

İzmir Tevfik Fikret Lisesi’nin TÜBİTAK ekibi Antalya’daydı. Bir baktılar ki; karşılarında Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı var. Bakan gençleri görünce yanlarına çağırdı, sohbet etmeye başladı. Avcı, 81 ilin Milli Eğitim Müdürleri’yle bir araya gelmiş, “Teori, Uygulama ve Değerlendirmeleriyle Farklı Eğitim ve Öğretim Model, Yöntem Yaklaşımları” konusunu tartışmıştı.
Teori...
Uygulama...
Değerlendirme...
Ve keşke yeni bir model olsa...
Modern, dünyanın birleştiği yöntemler olsa...
Her yıl çocuklarımızı deneme tahtası yapmasak...
Sistemi takip etmekten başımız dönmese...
Gençlerimizi ezbere değil de; sorgulamaya, sorgulatmaya teşvik etsek...
Teste göre değil de; hayat başarısına göre değerlendirebilsek...
İzmir’in gençleri, Tevfik Fikret’in başarılı TÜBİTAK ekibi Milli Eğitim Bakanı’yla sohbet ederken; Nabi Avcı “Merak etmeyin performans ödevlerini kaldıracağız” demiş.
Tevfik Fikretli gençler de bu yönde bir istekte bulununca “Ödevlerinizi biliyorum; anne, babalarınız yapıyor. Onları da bu yükten kurtaracağız” deyince...
İzmirli gençler, “Performans ödevlerinin kaldırılmasını istiyoruz biz de... Ama ödevlerimizi velilerimiz değil; bizler yapıyoruz. O yüzden ve bizi geliştiren, farklı şeylerle uğraşmak istediğimiz için kaldırılmasını istiyoruz” deyince Bakan Avcı gülümseyip; hepsinin birer birer elini sıkmış.
Söz vermeyi de unutmamış.
Birincisi İzmirli, Tevfik Fikretli gençlerle gurur duyuyorum. Çünkü özgüvenleri var, çünkü ne istediklerini biliyorlar, nasıl bir yol izleyeceklerini görüyorlar.
İkincisi başkan, vekil, Bakan hiç fark etmiyor; doğru bildiklerini söylüyorlar, kimseden çekinmiyorlar.
Üçüncüsü; ezberleyerek değil, sorgulayarak hayatı güzelleştireceklerini çok iyi biliyorlar.

Yazarın Tüm Yazıları