Paylaş
Sani Bey’le sohbet etmek her zaman büyük keyif verdi bana...
Sani Şener, her zaman pozitif ve gelecekten konuşur.
45 dakikalık İstanbul uçuşunu benim için keyifli hale getirdi.
Sanki karşımdaymış ve dergideki soruları ben soruyormuş gibi hissettim.
Yine bir ufuk turu vardı ve ilginç bilgiler...
İlk soru şöyle;
“Geleceğin havalimanları nasıl olacak?”
Sani Şener yine bir ufuk turu yapıyor.
“Uçaklara baktığımızda ben mesela İngiliz savaş uçakları Harrier Jump Jet gibi motorlarını dikey hale çevirebilip helikopter gibi inen kalkan yolcu uçaklarını hayal ediyorum. 50 yıl içinde ben uçaklarda bu tür bir motor teknolojisinin geliştirilip, havalimanlarında pistlere ihtiyaç olmayacağını düşünüyorum. Yani uçaklar helikopter gibi inecek, motorlarını yatay hale getirecek ve terminale köprüye yanaşıp yolcusunu alıp veya boşaltacak.”
İkinci soru...
“Niye dikine inen ve kalkabilen uçaklar geliştirilecek?” şeklinde...
Sani Şener, bu yeni motor teknolojileri sayesinde havalimanları için çok geniş alan gereksiniminin ortadan kalkacağını söylüyor.
Ve devam ediyor...
“Bugün Avrupa’da da Türkiye’de de en büyük sorun pist inşasıdır. Uçakların ağırlıkları yeni malzeme teknolojileriyle çok hafifleyecek, bu da yakıtta ciddi tasarruf sağlayacak, motorlarda çok ciddi yeniliklerle tasarruf yapılacak. Alternatif yakıtlar üretilecek. Yakıt tasarrufu ve alternatif yakıtlarla çevreye salınan karbondioksit gazı azalacak.”
Havalimanları kadar bir de işin havayolu tarafı da var.
Son yıllarda havayolları açısından işlerin hiç de iyi gitmediği ortada... Birçok şirket iflas bayrağını çekmiş durumda.
Sani Şener’e göre dünyada şu anda bulunan küçük ya da büyük bin 61 şirketten geriye sadece 12 tanesi kalacak.
Evet; sadece 12...
***
Peki bu konsolidasyon olur ve şirketler tek tek kapanırsa Türk Hava Yolları’nın durumu ne olur?
Sani Şener, THY’nin bu 12’ler listesinde yer alacağını düşünüyor.
Bunun nedenini de şöyle açıklıyor;
“Türkiye bu liberalleşmeyi ve özelleştirmeyi çok iyi halletmiş durumda. Faydalı rekabet, yani verimlilik artırılarak yapılan rekabet, Türkiye’de ulaştırma sektörüne geldi. Ancak, çok daha fazla serbestleşmenin dünyaya paralel gelişeceğini de düşünüyorum. Gelişmekte olan ülkelerde, Türkiye’deki gibi havacılık sektöründeki liberalleşme ve özelleştirmelerle birlikte durum değişecek. Yolcu kapasitesi ne kadar çok artarsa, maliyetlerin o kadar düşeceğini, verimin o kadar artacağını ve serbestleşmeyle birlikte havayollarında çok ciddi konsolidasyonların olacağını düşünüyorum.”
Sani Şener’in perspektifi 50 yıllık...
Yani bugünden yarına değil, ama bunun belirtileri de yok değil.
Bir başka öngörü de dünyada toplam 10 ile 15 tane havalimanı işletmecisinin olacağı yönünde...
Bu konsolidasyonların bilgi ve verimliliği artıran ortak bir altyapı oluşturacağını, ölçek ekonomisinin maliyetleri aşağıya düşüreceğini söylüyor Şener...
***
“Bugüne kadar yapılanlar alçak dallardaki elmaları toplamaktı. Bundan sonra dünyada artık üst dallardaki elmaları toplayabilenler başarılı olacaklar” diyen Sani Şener, TAV’la ilgili bir yeniliği de açıklıyor...
“Geçenlerde TAV havalimanlarının uçuş bilgi sistemlerini akıllı iletişim sistemlerine online yükledik. Uçuş saatini, uçuş kapısını, gecikme olup olmadığını akıllı telefonlarınızdan görebiliyorsunuz. Bütün güvenlik taramalarının biometrik olacağına inanıyorum. Pasaport kuyrukları kalkacak, parmak iziniz ve retinanızın kontrolüyle geçeceksiniz pasaporttan... Bu zaten uygulanmaya başladı, ancak bizde henüz izinler çıkmadı. İçişleri Bakanlığı ve güvenlik komisyonları izin verirse hemen uygulamasını yapabiliriz.”
***
Sani Şener’in yakın bir gelecekte görmek istediği havalimanı da şöyle olacak...
“Güvenlik ve pasaport kontrolleri biyometrik olacak. Check in kuyrukları kesinlikle kalkacak. Göz retinanızdan veya parmak izinizden tanınıp hiçbir kuyrukta beklemeyeceksiniz. Havalimanlarında konsolidasyonlar olup ortak bilgi altyapısının gelişmesiyle gidiş havalimanından seçtiğiniz bir ürünü iniş havalimanınızda alabileceksiniz. Pistlerde de kuyruklar kalkacak, inişte trafik beklemeyeceksiniz. Çünkü, hava trafik cihazlarında çok hassas gelişmeler olacak. GPS ve radar sistemleri çok daha etkili ve verimli hale gelecek. Bu tekniklerle havadaki uçaklar arasındaki mesafeler daraltılıp trafik kapasitesi artırılacak.”
***
İşte böyle...
Hala uçağın o kadar yükle nasıl kalkıp, indiğini anlamakta zorlanan benim için...
Dikine inebilen ve kalkabilen uçağı anlamak da zor olacaktır.
Dünyanın radikal değişliklere gittiği kesin...
Uçak bu değişimi hızlandıran en önemli unsurlardan biri...
Sani Şener’in röportajı beni çok başka yerlere götürdü, eminim sizlere de bir ufuk turu açmıştır.
Paylaş