Sanatı baş tacı yapalım

Bir de sanatçıları, sanatla uğraşanları desteklemeye hep gayret ettim.
Sanatçılarımızın başarı öykülerini yaptığımız haberlerle, yazdığım yazılarla kamuoyuna aktarmaya çalıştım.
Çünkü, Türkiye gibi bir ülkede sanat yapmanın ne kadar zor olduğunu herkesten daha iyi biliyorum.
Kısıtlı imkanlarla sanat yapan dostlarımın neler yaşadıklarını, hangi aşamalardan geçtiklerini de iyi biliyorum.
Tabii, beni en çok mutlu eden de mesleğim sayesinde hayran olduğum bazı sanatçılarla dostluk ilişkisine dönen hayat tesadüfleri...
Ben şuna inanıyorum.
Türkiye’nin değişim, yükseliş öyküsünde sanatçıların rolü her zaman çok farklı olmuştur.
Atatürk de boşuna söylememiş, “Sanatsız kalan bir milletin, hayat damarlarından biri kopmuş demektir” diye...
Atatürk bir şey daha söylemiş...
“Bir milletin sanat yeteneği, güzel sanatlara verdiği değerle ölçülür.”
***
Bir süredir İzmir’de tartışma yaşanıyor.
Depreme dayanıklı olmadığı raporlarla tespit edilen Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Güzel Sanatlar Fakültesi ile Devlet Konservatuvarı binaları taşınacak.
Önce Tınaztepe kampusüne taşınacağı konuşuluyordu, geçen gün yapılan bir açıklama adresi değiştirdi.
İzmir Büyükşehir Belediyesi her iki binayı Kültürpark Fuar Alanı’ndaki hollere geçici olarak taşıma önerisinde bulundu.
Bu öneriyi de Dokuz Eylül Rektörlüğü olumlu buldu.
Öyle anlıyorum ki, okulların öğretim görevlileri de bu yaklaşıma sıcak bakmışlar.
***
Ben gazeteciyim, teknik biri değilim.
Ama şunları söyleyebilirim.
Eğer deprem riskiyle ilgili bir problem varsa, kimse bunu görmezden gelemez. En kısa sürede binalarla ilgili bir çözüm üretmek gerekir.
İkincisi, sanat özel alanlarda yapılır, bu binalar yıkılacak ve yerine yenileri yapılacaksa özellikli yapıların olmasını çok arzu ederim.
Üçüncüsü ve önerim, Güzel Sanatlar Fakültesi’nin eski yerine, yani Alsancak Stadı’nın olduğu kampuse geri dönmesidir.
Bu alan bir sanat kampusü haline yeniden getirilebilir.
Ya da başka bir adres önerisi varsa, bu koşulların yerine getirilmesi gerekir. İzmir’in güzel sanatlar fakülteleri birçok alanda başarılı mezunlar verdi. Bu isimler sanatın her dalında bizleri gururlandırdı.
Dar imkanlarla bunları yapan bu gençler iyi fiziki şartların olduğu kampuslerde neler yapmazlar.
Bir şey daha...
Sanatçılar farklı insanlardır ve farklı ayrıcalıkları hak ederler.
Ben Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nükhet Hotar’ı uzun yıllardır tanırım. Gençlerimiz için en doğru kararı vereceğinden eminim. Ve mevcuttan daha iyisini yapacağını da biliyorum.
Yine İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in sanata karşı duyarlılığını da en iyi bilenlerdenim. Soyer’in de bu önerisini, desteğini çok anlamlı buluyorum.
Kültürpark kültürünü yeniden kazanmalı, sanatı da baştacı yapmalıdır.

Bir teşekkür de Hamza Dağ’a

BUCA metrosunun onaylanmasında emeğe geçen bir kişi daha var, o da AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Hamza Dağ...
Ben çok yakından şahidim.
Nereden mi biliyorum?
Hamza Dağ ile arada İzmir üzerine, Türkiye siyaseti üzerine konuşuyoruz.
Son dönemde partide ağırlığı artan bir isim Hamza Dağ...
Metro ve tramvay konusunda ne kadar takipçi olduğunu biliyorum.
Özellikle Buca metrosunun son aşamasında devreye girdi ve imzayı hızlandırdı.
Tramvay konusunda da girişimleri oldu, yakında bu projeden de iyi haberler bekliyoruz.
Ve ikinci çevre yolu...
İzmir’in mutlaka ikinci çevre yoluna ihtiyacı var.
Dağ bu konuyu da en ince ayrıntısına kadar takip ediyor.
İzmir adına ben de teşekkür ediyorum Hamza Dağ...

Herşeye karşı olanlara ben de karşıyım

BAKIN bazı konularda objektifliğimizi kaybediyoruz. Kültürpark’taki İZFAŞ binasının Tınaztepe Üniversitesi’ne tahsisi konusunda kıyamet koparıldı. Karşı çıkanlar elbette olabilir. Ama bakın ben şöyle bakıyorum. Söz konusu eğitim olduğunda, söz konusu sanat olduğunda ve yine söz konusu çocuklarımız, gençlerimiz olduğunda ben farklı bakıyorum. Bu binalar alınıp taşınmıyor. Milletimin malı, İzmirlilerin malı... Tahsis yapılacaksa ve bir yere verilecekse bunun bir eğitim kurumundan daha iyisi olamaz. Ayrıntılar konuşulur, teknik kısımlar çözümlenir. Ben herşeye baştan karşı olanlara karşı olduğumu açıkça söylüyorum.

Eskiye göre daha
fazla müzik dinliyorum

DİJİTAL müzik platformları sayesinde daha fazla müzik dinlediğimi söyleyebilirim. Hatta günün her saatinde fonda bir müzik mutlaka çalıyor.
Geçmişi bir düşünün...
Kaset çıkacak, onları takip edip listeler yapıp kayda aldırıyorduk. Sonra CD’ler çıktı. Sonra hafızalara aldığımız belleklerle gezer olduk.
Şimdi ise telefonlarımıza indirdiğimiz uygulamaya girerek binlerce, on binlerce, yüz binlerce şarkıya ulaşabiliyorsunuz. Müthiş bir rahatlık ve özgürlük... Sizi bilmem, ama ben son yıllarda çok daha fazla müzik dinliyorum ve bu kültürümü geliştiriyorum.