Salgından Gaziantep gibi şehirler karlı çıktı

Hürriyet Gazetesi yazarı Noyan Doğan moderatördü. Panelde Güneydoğu Anadolu İhracatçı Birlikleri (GAİB) Başkanı Fikret Kileci, Gaziantep Sanayi Odası Başkanı Adnan Ünverdi, Hasan Kalyoncu Üniversitesi İktisat Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Yıldız Özkök, Türkiye Genç İş İnsanları Derneği Genel Başkanı Nilüfer Çevikel ve Hürriyet Gazetesi Ekonomi Müdürü Sefer Levent de konuşmacıydı.
Türkiye’de görmediğim tek bir şehir kaldı; o da Sinop...
Gaziantep’e defalarca gittim.
Bölgeyi iyi tanıyorum.
Gidemediğim dönemlerde de buralardaki dostlarımdan bilgiler alıyorum.
Gaziantep gerçekten de önemli bir sanayi şehrimiz...
Üç büyük şehrin ardından adını en fazla söz ettiren kentlerden biri...
Organize sanayi bölgesi sayısı 10’a çıkmış.
Üniversitelerin katkısı artmış.
İhracatta hedefler çoktan tutulmuş.
Yani salgın dönemini karlı hale getiren şehirlerden biri Antep.
Üstelik üretim çeşitliliği de artmış.
Bütün bunlar iyi gelişmeler.
Her fırsatta yazıyorum.
Türkiye gibi bir ülkenin sorunları da büyük olur.
Ama Türkiye üreten bir ülke, dolayısıyla bizi umutlandıran çok şey de var.
Üstelik pandeminin getirdiği bölgesel avantajlar da söz konusu.
Dünyanın üretim üssü gibi görülen Çin’in uzaklığı, bu dönemde artan navlun fiyatları, lojistik problemler Türkiye’yi daha cazip hale getirdi.
Anlıyorum ki, Gaziantep bu dönemin yıldızı şehirlerden...

Şehirlerimiz büyüyor
altyapılar yetmiyor

Gaziantep’e her gittiğimde şehri daha da büyümüş görüyorum. Aslında bu göçü iyi yönetmek gerekiyor.
Türkiye’de iş, eğitim, sağlık imkanlarından dolayı büyük şehirlere ilgi var.
Benzer sorunları İzmir de yaşıyor.
Sanayi büyüdükçe, üretim arttıkça istihdam da artıyor.
Bu da şehrin büyümesi anlamına geliyor.
Sonra yeni konutlar, yeni okullar, hastaneler, bitmeyen altyapı yatırımları ekleniyor.
Bizim şehirlerimiz hep bir şantiye görüntüsünde...
Hep uyarıyorum.
Gaziantep, Adana, Denizli gibi üreten şehirler cazibe etkisiyle gereksiz büyüyor.
Bunu karşılamak için ne altyapı yeterli, ne de kaynaklar...
Üstelik kent kimliğini de yönetmek zor oluyor.
Gaziantep’in ekonomik verileri iyi gidiyor.
Sanayici memnun, ihracat yapanlar mutlu, iş bulanlar kendilerini iyi hissediyor.
Ama şehirlerimiz büyüyor.
Bu göçü 50’lerde İstanbul, Ankara, İzmir yoğun yaşadı. Sonraki yıllar Gaziantep gibi bölgede öne çıkan şehirlerde olmaya başladı.
Ve yine devam ediyor.
Türkiye bu konuyu mutlaka masaya yatırmalı.

Hikayeler benzer
sorunlar da öyle

Güneydoğu Anadolu İhracatçı Birlikleri (GAİB) Başkanı Fikret Kileci, Gaziantep Sanayi Odası Başkanı Adnan Ünverdi güzel konuştular. Aslında sadece Gaziantep’in büyüme hikayesini değil, Türkiye’nin de fotoğrafını iyi çektiler. Elbette sorunlar, sıkıntılar da ortak...
Dediler ki...
“Sanayi büyüyor ve biz nitelikli insan bulmakta zorlanıyoruz.”
Bütün OSB’lerin, sanayicinin sorunu...
Dediler ki...
“Maliyet enflasyonu artıyor, dikkat etmeliyiz...”
Bütün oda başkanları benzer açıklamalar yapıyor, Türkiye artık enflasyon problemini kalıcı olarak çözmeli.
Dediler ki...
“Rekabetçi kur önemli ama TL de değerinde olmalı. Sadece ihracatçı değil, sokaktaki vatandaşımız da mutlu olmalı.”
Hepimiz TL’nin daha değerli olması gerektiğini düşünüyoruz.

Yazılımda fırsatlar var

Şehir merkezinden havalimanına giderken fabrikaların, dev tesislerin arasından geçtik. Müthiş... Tekstil de var, otomotiv de, gıda da, yüzlerce farklı alanda üretim yapan tesisler de...
Yakın bir zamanda teknopark da açılmış.
Bence Gaziantep’in eksiği ya da yatırım yapması gereken yer yazılım, dijitalleşme, oyun teknolojileri olmalı.
İzmir ve İstanbul son yıllarda bir kümelenme yarattı. İki kentin de avantajları var. Ama Gaziantep’in de var. Sanayideki bu deneyimi ve birimini dijitalleşmeye ayırabilir. Hem kaynak yaratabilir, hem de bölgenin gençlerini bir yapıda toplayabilir. O yüzden Gaziantepli girişimcilere önerim bu konuya daha fazla ağırlık vermeleri...

Adana’nın kebabı mı
Gaziantep’in kebabı mı

Adana bölge temsilcimiz Erdal Fernergiz’e göre kebap Adana’da yenir.
Beraber olduğumuz Gaziantepli dostlarımıza göre kebap Antep’tir.
Baklavada bir itiraz yok.
Tepsi tepsi Türkiye’nin her yerine giden baklavalar bu işin merkezinin Antep olduğunu gösteriyor.
Yemek yediğimiz uzun masada herkes kebaplarını tadarken, “Ama İzmir gibisi yok” dediler.
Bir İzmirli olarak Ege, Akdeniz mutfağının daha sağlıklı olduğunu söyleyebilirim.
Ama bizim her bölgemizin lezzetlerini de anlatmamız gerekir.
Türkiye gerçekten de gastronomi açısından çok zengin bir ülke...
Ve maalesef dünya yeterince bu lezzetleri bilmiyor.