Rakamlara takılmayalım geleceğe bakalım

SEÇİMLER bitti, ufukta da bir erken seçim gözükmüyor.

Haberin Devamı



Bunun anlamı şu; 2023’e kadar meydanlar biraz rahatlayacak, gündem bazen siyasete kaysa da her zaman birinci sırada olmayacak.
Bu iyi bir şey...
Çünkü bazı verileri yeniden toparlamak zorundayız.
Bakın Türkiye’nin lokomotif sektörlerinin başında inşaat geliyor.
Yüzlerce kalemi hareketlendiren büyük bir sektör inşaat...
TÜİK dün işsizlik rakamlarını açıkladı.
Son verilere göre inşaatta işsiz sayısı 706 bin kişiye çıkmış.
Sektörün daralması 2018’de yüzde 1.9 iken; 2019’un ilk çeyreğinde küçülme yüzde 10.9 oldu.
***
Türkiye için en kötüsünün bittiğini düşünüyorum.
Bundan sonra rakamların toparlandığını göreceğiz ancak herkesin bir özeleştiri yapmasında fayda var.
Özellikle inşaat sektörünün büyük oyuncularının...
Sektörün deneyimli isimlerinden biriyle geçenlerde sohbet ederken; bu durgunluğa halk ağzıyla bir yorum getirdi.
“Hiçbir zaman, hiçbir dönemde, işlerin kötü gittiğinde bile alan da, satan da bitmez, azalmaz” dedi.
Haklı...
Durgunluklar, kriz ortamları aslında bazıları için yeni fırsatlar da yaratır.
Benim eleştirdiğim ise şu...
Ve bu yorumlarımı piyasanın önemli gayrimenkul şirketlerinin yöneticileri ve sahipleriyle de paylaşıyorum.
Türkiye olarak birçok şeyi iyi yaptık ama şehirleşmeyi bir türlü beceremedik.
İnsanların yeni yaşam koşullarına uygun, hayatlarını kolaylaştıran ve konforu artıran konutlar üretemedik.
Çoğu zaman yapmadan satmaya odaklandık.
Ama satın alanların konutlar bittikten sonra memnuniyetlerini pek düşünmedik.
Düşünenlerin bir değil, birkaç adım önde olduğunu herkes çok net görüyor.
***
Geleceğin Türkiye’sine uygun konutlar üretmeliyiz.
İyi analizler yapmalıyız, beklentileri iyi ölçmeli ve buna uygun imalatlara girmeliyiz.
Estetiği düşünmeliyiz, bunu sadece kendimiz için değil kentlerimiz için de düşünmeliyiz.
Bu durgunluk geçer; geçiyor da...
Önemli olan kalıcı olmak; yaşananlardan ders almaktır.
Türkiye’de inşaat sektöründe sat yap dönemi kapanıyor.
Konut alanlar, almak isteyenlerin kriterleri de değişiyor.
Söylemiş olayım.

Haberin Devamı


Deneyim mağazaları
öne çıkacaklar

Haberin Devamı

BİRÇOK kişiden duyuyorum.
“Milyonluk ev aldık ama ne dolaplarından, ne kullanılan malzemelerinden memnun değiliz” diye...
O yüzden artık insanlar makete bakarak ev almak istemiyorlar.
Görmek, denemek istiyorlar.
Bence perakendede yeni bir dönem başlıyor.
Sadece konutta değil, birçok sektörde deneyim öne çıkıyor.
Deneyim mağazalarını artık perakende de daha çok göreceğiz.


Bir eleştirim de mimarlara

BÜYÜK ilgiyle takip ettiğim bir uygulama var. Adı Pinterest...
Bana göre perakendenin vizyon değişikliklerinde benzer uygulamaların büyük etkisi var.
Aklınıza gelebilecek her alanda size alternatifler sunuyor.
Fotoğraflar, yazılar herşey var.
Ben de sık bakıyorum.
Dünyadaki yeni trendleri, gelişmeleri takip ettiğim uygulamalardan bir tanesi...
Özellikle tasarım, dizayn gibi konularda müthiş keyifli fotoğraflar oluyor.
Kabul ediyorum; moda bir trend işi...
Renkler, uygulamalar, ürünler, tasarımlar...
Ve çoğu zaman bu konuda iyi olan ülkelerin tasarım şirketleri bu süreci yönetiyor.
Yine bizim mimarlarımızı eleştireceğim.
(Tabii bir genelleme yapıyorum. Türkiye’de çok başarılı işler yapan mimar dostlarım var. Hepsiyle de gurur duyuyorum. Belirtmek istedim.)
Hiç mi buralara bakmıyorlar, bakıp esinlenmiyorlar, esinlenip kopya çekmiyorlar, kopya çekmek istemiyorlarsa da kendilerine göre düzenlemeler yapmak istemiyorlar.
Özellikle toplu konutlarda insanlar farklı çözümler bekliyor.
En ufak ayrıntıyı bile hayal etmek ve bunu uygulanmasını beklemek herkesin hakkıdır.
Bir de şu Pinteres olmasa da düşünmüyor değilim.
Bazıları da kopyala yapıştırı çok seviyorlar.
Yine de güzel olsun da; kopyala yapıştır olsun.

Haberin Devamı


Devlet denetleyici olmalı

ÖZETLE şöyle...
Ben inşaat sektörünün bazı oyuncularını çok başarılı buluyorum. Hatta onların Avrupa’nın en iyileri olduğunu düşünüyorum. Ancak gayrimenkul sektörü büyük bir piyasa ve çok sayıda oyuncu var. Türkiye inşaatla büyüyen bir ülke ve bu sektörde hatalar yapmamamız gerekiyor. Zaman içinde sektör bir konsolidasyondan geçecektir. Ancak bizim bunu bekleyecek ne zamanımız, ne de kaynağımız var. Devletin bu konuda kuralları koyan ve denetleyen olması gerekir. Ama her şeyi de dvletten beklememek gerekir. İnsanımız modern, akıllı binalar istemektedir. Yaşam konforlarını artıracak detaylar arzu etmektedir. Ve estetik kaygıları taşıyan piyasa oyuncuları beklemektir.
Türkiye daha iyisini yapar.

Yazarın Tüm Yazıları