Paylaş
HEP söylüyorum, “Siyasetin üslubunu da, yapılış biçimini de sevmiyorum” diye...
Eminim çoğunuz benim gibi düşünüyorsunuz.
Siyaset günlük hayatımızın çok büyük bölümünü artık işgal ediyor.
Oysa gelişmiş demokrasilerde siyasetin gölgesini hissetmezsiniz.
Siyasetçiler halka rağmen politika üretmezler, halkın beklentilerine göre politikalarını şekillendirirler.
Bizde ise herkes liderlerin ağzına bakar.
Bunları yazarken bugünün iktidarından, bugünün muhalefetinden bahsetmiyorum.
Çok uzun yıllardır Türkiye böyle yönetiliyor ve siyasetin bu tonu bana iyi gelmiyor.
Elimde olsa siyaset yazmam, elimde olsa gazetedeki siyasi haberleri azaltırım, elimde olsa hayatın çok daha farklı alanları sütunlara koymayı tercih ederim.
Ama olmuyor.
Siyasetsiz bir günümüz geçmiyor.
Yalnız şunu fark ettiniz mi?
Şafak Pavey’in Meclis’te yaptığı konuşma hala konuşuluyor.
Dikkatinizi çekerim; sadece CHP’liler değil, konuştuğum AK Partililer de, MHP’liler de, BDP’liler de konuşuyor.
Sadece kadınlar değil, erkekler de konuşuyor.
Daha önce de yazmıştım.
Pavey bir şey yaptı.
İnsanların omzuna, kalbine dokundu.
Empati yaptı.
Bunu yaparken; herkesi düşündü, 360 dereceyle Türkiye’yi taradı, evrensel konuları içine kattı.
Ve bunları çok güzel bir üslupla yaptı.
Çarşamba akşamı gece yarısı Abbas Güçlü’nün Genç Bakış programında Şavak Pavey’i bir kez daha izlerken aynı duyguları hissettim.
Halka dokunmak, onların hislerine tercüman olmak...
Soru soranlar arasında AK Parti sempatizanları da vardı, CHP sempatizanları da...
Pavey tane tane anlatınca, her düşünceye saygı gösterince, her fikre açık olduğunu gösterince sorular da öyle oldu.
Hatta bazı kişiler AK Parti’ye oy verdiklerini, CHP’yi çok eleştirdiklerini ancak Şafak Pavey’in kendilerinin etkilediğini söylediler.
Abbas Güçlü, “Pavey milletvekili imajını yerle bir etti” demiş.
Çok haklı, ben de kendisine katılıyorum.
Gençler samimi ve netler
SİYASETTE de, günlük hayatta da sevmiyorum.
İnsanlar özeleştiri yapabilmeli, eleştirilere açık olabilmeli, konuşmalardan ders çıkarabilmeli, gelişen olaylara göre stratejilerini yenileyebilmeli.
Siyasetçiler ne yazık ki bunu yapmıyor.
Kendi partisini savunmak adına yanlışlar zincirine yeni halkalar eklemekten çekinmiyor.
Genç Bakış’ta CHP’yi eleştiren çok kişi oldu.
Partinin gerçek anlamda muhalefet yapamadığını, gençleri öne çıkaramadığını, Türkiye’nin ihtiyaçlarına cevap veremediğini söyleyenler oldu.
Bazı gençler AK Parti’ye oy atmayacaklarını ama CHP’nin de oylarını alabilecek bir görüntüde olamadıklarını söylediler.
Pavey’in yanıtı şöyle oldu:
“Belki de biz seçmeni daha fazla ikna etmeli ve çalışmalarımızı anlatmalıyız. Meselagençlik kollarımız çok aktif çalışıyor ama belki toplumda kendimizi anlatacak hoparlörler bulamıyoruz...”
Bana kalırsa, o programı her partinin temsilcileri bir kez daha izlemeli.
Çünkü gençler o kadar samimi ve net konuştular ki...
Önemli olan uygulanabilir anayasa yapmak
AİLE İşletmeleri Derneği (TAİDER) İzmir’de kuruldu. Başkanlığını İnci Holding Yönetim Kurulu Üyesi Şerife İnci Eren yapıyor. Dernek, “Ailede Birlik, İşletmede Sürdürülebilirlik” temasıyla “1. Ulusal Aile İşletmeleri Zirve”sini düzenliyor.
İstiyorlar ki...
Bilginin üretilmesi, teşvik edilmesi ve yayılması sağlansın.
Aile şirketlerinin kurumsallaşması, karlı sürdürülebilir büyümesi ve gelecek nesillerin desteklenmesi, daha çok katma değer yaratabilmeleri için yönetim ilkeleri geliştirilsin.
Türkiye’deki işletmelerin çoğunun orta ve küçük boy işletme olduğu düşünülürse, yine çoğunluğu aile işletmeleri olunca geleceğe dönük yatırım yapmak çok önem kazanıyor.
Özellikle İzmir’de kurucu başkanlar güçlü liderler olunca, ikinci ve üçüncü kuşağın yönetim kademelerinde görev almaları zaman aldı.
Bu arada gelişen rekabet; İstanbul’un her alanda üstünlüğü, dünyadaki ekonomik gelişmeler İzmir’deki şirketlerin yeterince büyümelerine engel oldu.
Şimdi bu derneklerle aileler, geç de olsa, kendi içlerine dönüp bakma fırsatı yakaladılar.
Hiçbir şey için geç değil.
Ama bundan sonra daha kurumsal olmak zorundalar.
Aile işletmeleri bundan böyle de devam edecek.
O yüzden profesyonel yönetimlerle aile bireyleri bir anayasa çerçevesinde buluşmak zorunda.
Tabii anayasa yapmakla da iş bitmiyor.
Önemli olan uygulanabilir anayasaları metne almak ve zaman içinde yenileyebilmek.
Zor değil.
Ama yapmak da gerekiyor.
Paylaş