Paniğe gerek yok ama tedbir de artık şart

Ben de pandemi günlerindeki gibi bir kapanma asla beklemiyorum.
Ama dünyadaki gelişmeleri de yakından takip edelim.
Salgının başladığı günleri hatırlayın.
Çin’de Covid-19 virüsüyle ilgili haberler çıkmaya başladığında dünya pek umursamadı.
Ama o virüs Çin’den Avrupa’ya, sonra bütün dünyaya yayıldı.
Ve hiç de alışık olmadığımız bir dünyaya uyandık.
Hayat durdu, evlerden çıkamadık.
Bakan Koca, paniğe kapılmaya gerek olmadığını söylüyor ama uyarıda bulunmadan da edemiyor.
İlk dönemdeki gibi sağlık sistemini bloke edecek, hayatı durduracak bir gelişme yok belki ama salgının yayıldığıyla ilgili veriler her gün güncelleniyor.
Size bir örnek vereyim.
Londra Gatwick Havaalanı’ndaki uçuşların yarısı bir süredir yapılamıyor.
Nedeni eris varyantı...
Birleşik Krallık’ın en büyük ikinci havalimanındaki hava trafik kontrolörleri, yer hizmet görevlileri, hava yolu çalışanlarında sık görülen varyanttan dolayı uçuşlar ya iptal ediliyor, ya da çok gecikmeli yapılabiliyor.
Gatwick’te günlük kalkış ve iniş sayısına da üst sınır getirildi.
Avrupa’nın en yoğun trafiğinin yaşandığı havalimanlarından biri olan Gatwick’te iptaller nedeniyle tam bir kaos yaşanıyor.
Alanda çalışanlarının üçte birinin Covid dahil çeşitli hastalıklara yakalandığı söyleniyor.
Avrupa’da durum böyle...
Türkiye’de vakalar birkaç hafta gecikmeli geliyor.
Ama Covid-19’un bitmediği, bitmeyeceği de bir gerçek...
Bize düşen tedbirleri artırmak, önlemleri almak...

Her şey değişti takım elbiseler de

Sadece gençler mi hibrit çalışma modelini tercih ediyor.
Galiba pandemi sonrası birçok kişi bu modeli daha çok sevdi.
Bizim gibi 7 gün, 24 saat çalışması gereken meslektekiler pandemi günlerinde de işe gelip çalıştılar.
O yüzden ben yüz yüze iletişimden yanayım.
Birlikte çalışmanın enerjisinin, sinerjisinin ve güçbirliğinin ne anlama geldiğini iyi bilenlerdenim.
Ama iş hayatı artık katı kuralları çoktan geride bıraktı.
Pandemi günleri buna biraz da zemin hazırladı.
Örneğin iş kıyafetlerinde daha spora kayış olduğunu fark ediyorsunuzdur.
Takım elbise satışlarının düştüğü, çalışanların daha spor giysileri tercih ettiğini görüyoruz.
Örneğin dünyaca ünlü Hugo Boss kendini en hızlı yenileyen markalardan biri...
Hugo Boss Türkiye Genel Müdürü Arif Kaya bizi Hugo Boss Grubu CFO’su Yves Mueller ve CEO Daniel Grieder ile buluşturmuştu.
O gün ben de genelde olduğu gibi takım elbiseyle gitmiştim.
Yves Mueller ve Daniel Grieder ile daha önce de buluşmuştuk.
O gün ben onlara, onlar bana takıldık, “Yakında galiba takım elbise giyen bizler kalacağız” diye espri de yapmıştık.
Elbette takım elbisenin yeri ayrı ve ben böyle giyinmeyi de seviyorum.
Ama giderek insanların daha rahat kumaşlar, daha rahat kalıplar, daha rahat takımlar da giydiklerini görüyorum.
Gelelim bugünün takım elbiselerine...
Öyle akıllı kumaşlar yapıldı ki; işe gidebiliyor öğle arası bisikletinize binip seyahat edebiliyor, akşam da bir davete gidebiliyorsunuz.
Markaların gençleşmesi böyle bir şey...

Oktay Vural’ın çıkışı

Oktay Vural; İzmir siyasetinin iyi tanıdığı bir isim... Uzun yıllar MHP Genel Başkan Yardımcılığı görevinde bulundu, bakanlık yaptı. Şimdi de İYİ Parti’de aynı görevde...
Oktay Vural, partisinin yerel seçime kendi adaylarıyla girme kararına yönelik eleştirilere yanıt verdi. İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ı kast ederek; “Bu isimleri desteklemeye mecbur ve mahkum muyuz?” demiş.
Seçimlere altı ay var.
Siyasette imkanlar bitmez.
Türkiye gibi bir ülkede altı ay da çok uzun bir zaman...
Ama net olan birşey var.
Bu seçimde tansiyonlar çok yükselir.

Teknofest’e ilgi büyüktü

Havacılık, uzay ve teknoloji festivali Teknofest’in İzmir ayağı dün başladı. Dört gün boyunca gezilecek, imkanı olan mutlaka gitsin. İlk gün girebilmek için uzun bir süre beklemek zorunda kaldım. İlgi bir hayli fazlaydı. Türkiye son yıllarda özellikle savunma sanayinde önemli projelere imza atıyor. Herkes gibi ben de bu gelişmeleri yakından takip ediyorum. Türkiye’nin özellikle yeni ekonominin yıldızları arasında olmasını istiyoruz. Bunun için önümüzde fırsatlar var. Teknolojide, dijitalleşmede hamleler yapabiliriz. Bu eko sistemde yer alabilir, dünyanın önemli oyuncuları arasına girebiliriz. Belki geçmişte birçok alanı ıskaladık ya da geç kaldık. Ama dijitalleşen dünyanın yeni oyuncularından biri olabiliriz. O yüzden Teknofest gibi etkinlikler gençlerin hayal kurması ve gelecekle ilgili planlar yapması için bir fırsat...