Paylaş
Sevgili müdürüm; ben de senin alnından öperim.
Haber önüme gelince; Google’a girip Murat Konan ismini yazdım. Manisa’da, ama daha çok Malatya’da yapılan haberler sıralandı. Sivil toplum örgütlerine misafir gidip konuşmalar yapmışsın. Bazılarını okudum, çağrılara, verilen mesajlara baktım.
Hep “Koruyu aile olun, çocuklarımıza sahip çıkın” demişsin. İlgisizliğe dikkat çekmişsin, vatandaştan duyarlı olmasını istemişsin.
Ne güzel...
Emin ol ki; o konuşmalar bugün etkisini göstermese yarın gösterir, toplum bilinçlendikçe senin söylediklerinin ne anlama geldiğini bilir.
İnsanı bir çocuğun gözlerinden daha fazla etkileyen başka bir şey olmadığını hatırlar.
Bazen bir çocuğa sahip çıkmanın, bazen bir çocuğun mutlu bir gülücük atmasının dünyanın en değerli şeyi olduğunun farkına varırlar.
Bundan hiç kuşkum yok.
Manisa’da yaptığın ise ayakta alkışlanacak bir hareket...
O yüzden “Sevgili müdürüm; ben de senin alnından öperim” diyorum. Çünkü o mütevazi ailene bir servet kattın şimdi...
İki çocuğun vardı; şimdi de Servet Güler geldi eve...
Biliyorum bunu neden yaptığını...
Özveriyse özveri, örnek olmaksa örnek olmak, model yaratmaksa model yaratmak...
Nasıl dersen de; bence ayakta alkışlanacak bir hareket...
Topluma daha güçlü bir mesaj verilebilir mi?
Sevgili müdürüm; Sayın Manisa Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürü Murat Konan...
Dilerim; bu örnek davranışın ses getirir, topluma örnek olur.
Sağol, varol...
Böyle bir karar almak zordur
“Koruyucu aile olun” güzel bir çağrı... Ama biliyorum ki her isteyen olamıyor, uzun prosedürler var. Başvuruyorsun, inceleniyorsun, bekliyorsun... Hem de bazen çok uzun yıllar bekliyorsun. Gidiyorsun, konuşuyorsun, tanıştırılıyorsun, “Tam oldu...” derken; bir aksilik çıkıyor. Sonra yine bekle, gergin bir bekleyiş... Çünkü bazı arkadaşlarımdan biliyorum, vazgeçmek istemiyorlar. “Koruyucu aile olmak” önemli bir karar herkes için... Aldın mı da; hele bir de başvuru yapmışsan “Vazgeçtim...” diyemiyorsun. Aile Bakanlığı bir süredir bu konuyu daha sık gündeme getiriyor, koruyucu aile sayısının artmasını istiyor. Ama bana anlatılanlar da var. Bu hassas olduğum ve takip ettiğim bir konu... Bana danışan, bilgi veren çoğu kişi bıktıran bürokrasiden şikayetçi oluyor. Bir çocuğun geleceği söz konusuysa; elbette ayrıntılar olacak, hiç itirazım yok. Ama sabrıyla taşı çatlatacak arkadaşlarım bile bundan şikayetçiyse biraz bu konunun üzerinde durmak gerekiyor. Koruyucu ailenin, Türk vatandaşı olması ve Türkiye’de sürekli ikamet etmesi, 25-65 yaş aralığında bulunması, en az ilkokul düzeyinde eğitim almış olması, düzenli gelire sahip olması isteniyor. Hatta devlet bir süredir koruyucu aileleri desteklemek için maddi yardımda da bulunuyor. Ama gelin görün ki, istenilen, alt alta yazılan belgeleri getirseniz de, şartlar size uysa da bazen olmuyor. Öyle diyorlar... Bu meseleyi tartışalım, bu meseleyi masaya yatıralım.
Yazmak isteyenlere sütunlarım açık
“Koruyucu aile” olmak isteyip de sıkıntılar yaşayanlar... Ya da duygularını aktarmak isteyenler; lütfen yazsınlar. Neler hissediyorsunuz, neler düşünüyorsunuz? Bu kararı almak nasıl bir şey, bir çocuğu mutlu etmek, onu ailenin bir ferdi yapmak, sahip çıkmak, hayallerine ortak olmak nasıl bir şey? Anlatın, yazın, yayınlayayım ben de...
Paylaş