Ortalama hiçbir şeyin karşılığı yok

Sahil düzenlemesi güzel olmuş. Kesintisiz yürünebiliyor. Hava soğuk olmasına rağmen birçok kişi spor yapıyordu. Hoşuma gitti. Benim hayalimdeki Türk şehirleri işte böyle... İnsanların spor yaptıkları, sanatla uğraştıkları örnek şehirler... Ve bir de mimari...

Sahilde yürürken baktım. İzmir’de, Karşıyaka’da bile kente yakışmayan yapılar var.
Ne bir estetik, ne bir mimari başarı hikayesi...
Sonra düşündüm ve gittiğim Avrupa şehirlerinde hayranlıkla izlediğim o yapılar aklıma geldi.
Bize bu mimari yakışmıyor, bu kentleşme yakışmıyor.
İstenen rakamlara bakıyorsunuz.
Ev fiyatları bir Avrupa kentinden çok daha fazla...
Arada Avrupa’da yaşayan arkadaşlarımla konuşuyorum.
Ev fiyatları bizden çok daha uygun...
Üstelik Euro, Türk Lirası’nın nerdeyse 7 katı değerinde.
Türkiye’nin inşaatta fabrika ayarlarına geri dönmesi lazım.
Hem fiyat açısından, hem de kalite açısından...
Ortalama bir başarı inşaat sektörü için geçerli olamaz.
Daha doğrusu bundan sonra ortalama beğeniye hitap eden hiçbir proje de ilgi görmeyecektir.
Bir hatırlatma daha...
Mimari detaylar artık çok daha önem kazanıyor.
Bu konuda da projeler sınıfta kalıyor.
Günlük hayatı kolaylaştırmayan, estetik kaygıları göz ardı eden projelerin de bence şansı azalıyor.
Özetle...
Son birkaç yıldır yaşananlardan ders almayan, özeleştiri yapmayan inşaat sektörünün temsilcilerinin işi zor.
Bence sektör kendini yenilemeli, ortalamanın üzerine çıkan projeler yapmalı.

 
Karşıyaka’ya salon
sözünü hatırlatırım

PINAR Karşıyaka-Anadolu Efes maçına gittim. Tabii salona zor girebildim. Bu yıl Pınar Karşıyaka çok iyi bir performans gösteriyor. Anadolu Efes de ligin lideri ve bana göre Avrupa’nın en iyi kadrolarından birine sahip...
Böyle olunca taraftarın ilgisi de fazla oluyor.
Ancak şunu söylemem lazım.
Karşıyaka seyircisi her maçta tribünleri dolduruyor.
Nitekim pazar günü de seyirciler yönetime seslenerek, taraftarların dışarıda kaldığını hatırlattılar.
İyi de yönetim ne yapsın?
Kapasitesi belli olan bir salona daha fazla seyirciyi nasıl sokabilir ki?
Anadolu Efes maçı iki sayı farkla kazandı.
Larkin müthişti ve son sözü de o söyledi.
Ama Karşıyaka taraftarı üzülmesin.
Yenildikleri takımın bütçesi Karşıyaka’nın kat ve kat üstünde ve takımları en az Efes kadar iyi bir mücadele ortaya koydu.
Gerçek olan şu...
Bu salon Pınar Karşıyaka için yetersiz.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sözünü yeniden hatırlatmak isterim.
Son şampiyonluk sonrasında takım Ankara’ya gittiğinde Erdoğan da bu gerçeği dile getirmiş ve “Karşıyaka’ya yeni bir salon yapalım” demişti.
Son maçta bir kez daha gördük ki, salon dışında bekleyenler en az içeridekiler kadardı.

 
Altyapı kadar üst yapı da

BİR ülkenin, bir kentin gelişmişliğini belirleyen bazı parametreler var. Elbette altyapısı, yolları, metrosu, tramvayı olacak.
Ama en az bunun kadar üst yapısı da olacak.
O kentte yaşayan insanların sanatla, kültürle, sporla, kent kültürüyle iç içe olmaları da bu parametreler içinde...
Bizde siyasileri dinlediğinizde hep altyapıdan bahsediyorlar.
Ben ise üst yapıyı dile getirenlere dikkat kesiliyorum.
Siz de öyle yapın.

 
İyi sanatçılarımız var
iyi salonlarımız yok

SALONLARIMIZ yok değil, var. Ama hangisi amacına uygun yapılmış? Bizde “çok amaçlı kültür salonu” diye bir kavram var. Hiç olmamasından iyidir elbette... Ama buralarda bazı sanat etkinlikleri yapmanız mümkün değil. Ne aküstik buna izin verir, ne de bir sanatçı için buralarda sanatını sergilemek... O yüzden nitelikli salonlara ihtiyacımız var. Bakın Türkiye’nin her yerini takip ediyorum. Tiyatrolar her kentte kapalı oynuyor. Demek ki, sanata olan ilgi artıyor. Özel tiyatrolar turneye çıkmak istiyor ama salon bulamıyorlar. İyi sanat iyi salonlarda yapılır. Bizim de iyi sanatçılarımız var ama onlara layık salonlarımızın sayısı sınırlı. Türkiye’de eksik gördüğüm alanlardan biri de bu... İyi müteahhitlerimiz var, çok iyi projeler de gerçekleştirdiler. Ama artık site yapmak yerine Türkiye biraz özel salonlar yapmalı. Gelişim, değişim eğitimle, sanatla olur çünkü...