Orhun ve Alper’in başarıları örnek olsun diye yazıyorum

Orhun Güngören örneğin...
Antrenmanlardaki performansını çok beğenirdim.
Büyüdü; üniversite okurken de basketten kopmadı.
Pınar Karşıyaka’da, Mersin’de, Giresun ve Balıkesir’de profesyonel oynadı.
Kariyerinde ve aklında hep basket olduğu için hayat boyu devam edeceği koçluğu seçti. Birçok başarılı oyuncunun arkasında Orhun vardı.
Çok genç ve yetenekli oyuncularımız var.
Ama ne yazık ki, birçok şeyde olduğu gibi istikrarımız yok.
Orhun’u, Orhun gibi koçları yazmamın nedeni de şu;
Bütün dünya bu modelle çalışıyor.
Uzun vadeli düşünüyorlar, disiplini elden bırakmıyorlar, çok çalışıyorlar, profesyonelce hareket ediyorlar ve ekip çalışmasını önemsiyorlar.
Orhun şimdi Amerika’da, NBA’de, başarılı bir Türk oyuncu Alperen Şengün’un bireysel koçu...
2021 NBA Draft’ında birinci turda 16’ıncı sıradan seçilen 19 yaşındaki pivot oyuncu Alperen Şengün Beşiktaş forması giyiyordu.
Karşıyaka Basketbol alt yapısında başladığı oyunculuk kariyerini 4 sene önce noktalayan 29 yaşındaki Orhun Güngören ile yollarının kesişmesi göreceksiniz yeni bir başarı hikayesi yazdıracak.
Orhun; “NBA’de oynamak her basketbolcu gibi çocukluk hayalimdi. Şimdi ise oyuncu koçu olarak NBA’deyim. Oyuncu olmak kadar heyecanlı, hayallerim gerçek oldu” diyor.
Ve ekliyor;
“Huston Rockets takım koçumuz ilham verici bir antrenör; ondan çok şey öğreniyorum. Diğer yardımcı koçlar da aynı şekilde. İş başında eğitim böyle olmalı. Burada her anımı değerlendiriyor, çok çalışıyorum. Ve bunu büyük bir keyifle yapıyorum. Alperen yetenekli olduğu kadar çalışkan ve disiplinli. Onunla yakın temasta birlikte olmak sahada ona eşlik etmek büyük sorumluluk...”
Türk Basketbol Ligi’nde en değerli oyuncu seçildikten sonra Rockets’ta oynamaya başlayan Alperen de çok mutlu ve Amerika’da kendini daha iyi hissettiğini söylüyor.
Rockets koçu Stephan Silas ise “Orhun’un bizimle birlikte olması harika. Alperen ile iletişimimde Orhun’dan çok memnumum çünkü o basketbolu iyi biliyor, basketbol dilini bilen bir koç bizim işimizi de kolaylaştırıyor” diye konuşuyor.
Orhun gerçekten de iyi yetişti. Bir kere iyi oyuncuydu ama Türkiye’de İnan Koç ve Djordji Sijen gibi değerli koçlarla çalıştı. Geçen sene Karadağ’da Adriyatik ligi takımı Çetinje’de görev yaptı.
Türk sporunun istikrar kazanması için benzer modellerin geliştirilmesi gerekir.
Amerika gibi sporda iddialı ülkelerin başarılı tesadüf değil.
Altpıya yatırım yapmadan, uzun vadeli düşünmeden, insana değer vermeden kalıcı başarı yakalayamıyorsunuz.
Orhun, Alper hepimize örnek olsun.

Formül Altınordu’nun
felsefesinde yatıyor

AÇIK yazayım.
Altyapıya, gençlere önem veren, yatırım yapan kaç spor kulübümüz var.
Sayıları o kadar az ki...
O yüzden Altınordu’yu, Mehmet Seyit Özkan’ı önemsiyorum.
Şampiyon olup kupayı kaldırmaktan çok daha önemli benim için yapılanlar...
Tesislere gidip o gençlerle vakit geçirdiğimde kendimi o kadar iyi hissediyorum ki...
Mehmet seyit Özkan ile sohbet ettiğimde o kadar heyecanlanıyor ve mutlu oluyorum ki...
Altınordu’yu pamuklar içine sarıp korumamız gerekir.
Ve devletin, spor bakanlığının, sponsorların Altınordu’ya sahip çıkması gerekir.
Çünkü Türk sporunun kurtuluşu işte bu iddiada, felsefede, anlayışta yatıyor.

Karşıyaka’nın DNA’sında var

VE Karşıkaya, tabii ki Pınar Karşıyaka...
Öyle sağa sola bakmasına gerek yok.
Karşıyaka’nın da DNA’sında bu vardır.
Gençler, gençlerin ilgisi, tutkusu, Karşıyaka sevgisi...
Bir Karşıyakalı olarak gurur duyuyorum.
İşte Orhun Güngören örneğinde olduğu gibi... Orhun da Karşıyaka parkelerinde oynayarak büyüdü.
İşte başarı bu gençlerimize sahip çıkmaktan geçiyor.
Orhun şimdi Amerika’da, NBA’de deneyim kazanıyor. Ama biriktirdiklerini mutlaka dönerek yetiştiği kulübüne vermeli.
Ve Pınar Karşıyaka bunu iyi değerlendirmeli.

İşletmelere aşı kartı
zorunluluğu gelmeli

GELEN mesajlara bakıyorum.
Elbette aşı olmayanlara da saygım var.
Ama Fransa’nın, Avusturya’nın yaptığı gibi bizler de benzer uygulamaya gidelim.
Aşı olmayanların günlük hayata karışmalarını engelleyelim ya da bunu zorlaştıralım.
Zor mu?
Değil...
En azından bunu yapalım.
Restoranlara aşı kartı zorunluluğu mutlaka getirilmeli örneğin...
Artık okullar gibi restoranların da kapalı kalmasını istemiyoruz.
Çünkü bu işletmeler gerçekten zor durumda kaldılar.
Kiraları devam etti, çalışanların yükünü devlet paylaşsa da biriken sıkıntıları aşmanın tek yolu bunları kapatmamaktan geçiyor.
Üstelik eski hayatımızı da özledik.
Bunlardan aşısızlardan dolayı da mahrum kalmak istemiyoruz.

Çip deyip geçme

SADECE otomotiv sektöründe değil; birçok alanda çip krizi yaşanıyor. Ama araba satışlarını çok etkileyen veriler var.
Avrupa Otomobil Üreticileri Birliği Avrupa’da otomobil satışlarının mikroçip sıkıntısı nedeniyle ekim ayında rekor bir düşüş kaydettiğini açıkladı.
Yeni binek araç satışı ekimde yüzde 30 düştü.
Avrupa’nın en büyük otomobil pazarları İtalya’da yüzde 35.7, Almanya’da 34.9, Fransa’da 30.7 ve İspanya’da 20.5’lik çift haneli kayıplar yaşandı.
Bu tedarik zinciri hayatın her alanında bundan sonra bozulabilir.
Konuştuğum uzmanlar bunu çok sık dile getirmeye başladılar.
Hatırlatmak isterim.