Okulları ve restoranları açalım

Restoranlara HES koduyla girilmesini ilk öneren bendim.
Ve ısrarla diyorum ki;
Bu uygulamayı bir an önce başlatmak gerekiyor.
İdeal bir çözüm olmadığını biliyorum ancak HES koduyla birçok yere girebiliyoruz.
AVM’lere HES koduyla giriliyor ama içerideki restoranlara gidilemiyor.
Açık söyleyeyim.
Esnafın dayanacak gücü de kalmadı.
Avrupa’da da restoranların, kafelerin büyük çoğunluğu kapalı.
Ancak hükümetler geçen yılki cirolarının yüzde 75’ine kadarını ödüyor.
Yiyecek içecek büyük bir sektör ve milyonlar çalışıyor.
Dolayısıyla herkes hükümetin alacağı kararları bekliyor.
Aslında şöyle bir takvim çıkmış gibi...
Mart ayının ikinci yarısında hafta içi sokağa çıkma yasağı saati 21.00’den 23.00’e çekilebilir. Hafta sonu yasağı gündüz kaldırılabilir. Okullar ve lokantalar belli kurallarla açılabilir.
Eğer bu takvim geçerli olursa iki aylık bir dönemden bahsediyoruz.
O zaman şunu yapmak lazım.
Bu işletmelerin kredileri varsa kamu bankaları aracılığıyla en azından yaz aylarına kadar ertelenmesi, bazı vergi muafiyetleri getirilmesi şart.
Çünkü geleceğe güvenerek yatırım yapmış, gelirlerini hesap ederek bir plan yapmış olabilirler.
Devletler pandemiyi bilemezlerdi, bu kadar uzun süreceğini kimse düşünemezdi.
Ama işletmelerin de bunu hesap etmemiş olması gayet doğal karşılanmalı.
HES koduyla restoranları açalım.

Hibrit de olsa açılmalı

OĞLUM Atlas’tan biliyorum.
Her sabah kalkıyor, ekran başına geçiyor ve okuldaymış gibi ders işliyor.
Evden geç çıktığım sabahlar onu izliyorum.
Birçok kez yazdım.
Sağlık çalışanlarına nasıl teşekkür ediyorsak, öğretmenlerimize de etmeliyiz.
Okul yönetimleri de bu sürece hızlı bir şekilde adapte oldular ve gerekli yatırımları yaparak başarılı bir iş çıkardılar.
Tabii şunu unutmamak gerekir.
Herkesin evinde yeteri kadar bilgisayarı, tableti yok.
Bu da bir fırsat eşitsizliği yaratıyor.
Okullarımızı ne yapıp edip açmalıyız.
Öğretmenlerimizi, okul kadrolarını aşılamalıyız.
En azından ikinci dönemi çocuklarımız okullarında geçirmeli.
Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’un son açıklamaları da bu yöndeydi.
Okullar bu hafta sonundan itibaren tatile giriyor ve üç hafta ara verecekler.
Bu arayı iyi değerlendirip okullarımızı açmalıyız.
Hibrit de olsa, bazı günler de gitseler çocuklar ait oldukları yerde, okullarında olmalılar.

İçe kapanıklar online
modeli galiba sevdiler

EĞİTİMCİLERLE konuşuyorum.
Bu dönemde bazı çocukların, gençlerin ders performanslarından çok mutlular.
Örneğin içine kapalı, arkadaş ilişkileri diğerlerine göre daha zayıf çocuklar atak yapmışlar.
Yabancı dilde de, Türkçe matematik gibi konularda da yüksek performans göstermişler.
Elbette pandemi bitecek ve herkes okullarına, iş yerlerine gidecek.
Ama birkaç yıl sonra başımıza nelerin gelebileceğini şimdiden tahmin etmek zor.
En azından bu Kovid 19’u kimse planlamamıştı.
Ve bazı sektörlerde bu hibrit modelle çalışılmaya devam edilecek.
İçe kapanık kişiler belki de bu modelle çok daha başarılı olacak, bu yanlarını kapatabilecekler.
Bakalım bu pandemi sonrasında nasıl bir psikoloji, nasıl bir sosyoloji ortaya çıkacak.
Ve dünyada yeni hangi konuları tartışacağız.

Pandemi biter trafik bitmez

DİKKAT ediyorsunuzdur; trafik pandemiye rağmen çok sıkışık.
Bütün büyükşehirlerde aynı sorun var.
Ve bu kalıcı...
İnsanlar uzun bir süre toplu taşım araçlarına binmeye çekinecekler.
Araba fiyatlarının artmasında da en büyük neden de bu...
Bu travma inanın kolay geçmez.
O yüzden belediye başkanları yeni alternatif yollar açmak zorunda.
“Pandemi biter trafik de normale döner” diye düşünüyorlarsa yanıldıklarını şimdiden söyleyebilirim.

Soğuğu özlemişim

BU kadar sıcak bir aralık ve ocak yaşamamıştık. Galiba son 90 yılın en sıcak kışı diyorlar. Ben soğuğu da severim, yağmurlu havayı da... Daha doğrusu yaz yaz gibi olacak, kış da kış gibi... Zaten baharlar hepimizin...