Okulları açık tutmalıyız

ISRARLA yazıyorum.

Haberin Devamı

Okullarımızı açık tutmalıyız.
Online eğitimi yapabilenler oldu, yapamayanlar da...
İmkanı olup ekran karşısına geçenler de oldu, geçemeyenler de...
Ve bu süreç hem öğretmenlerimiz, hem de öğrencilerimiz için gerçekten zordu.
Oğlum Atlas’tan biliyorum.
Sabah 9’da derse başlıyor, 10 dakika aradan sonra yine derse giriyor.
Bazı günler 17.00’ye kadar, bazen hafta sonları bile online bağlantılarla devam ediyor.
Ben kendimden biliyorum.
Yarım saat ekran karşısında olunca başım ağrıyor, gözlerim yoruluyor, duruş bozukluklarım başlıyor.
Kalkmak, yürümek, hareket etmek ihtiyacı hissediyorum.
Bunu bilmeme rağmen Atlas’a “Dersini dinle, başka birşeyle ilgilenme, öğretmenin dersi anlatırken ekrandan gözünü ayırma” demek zorunda kalıyorum.
Ama bunun da ne kadar zor olduğunu çok iyi biliyorum.
Öğretmenler için de zor.
Öğrencilerin konsantrasyonlarını, motivasyonlarını küçük bir ekranla sağlamak neredeyse imkansız...
Pandeminin ilk günlerinden beri yazıyorum.
Birçok ülke okullarını açık tutmak için kapandı.
Ve bunu yaptılar.
İnsanlar dikkat etti, mesafelerini korudular, maskelerini taktılar. Bazı şeyleri ertelediler.
Ama okulları hep açık tuttular.
O kadar çok yazdım ki bu konuda...
Şimdi bu eksiklikleri tamamlamalıyız, telafileri yapmalıyız.
Çocuklarımızın okula dönmeleri için elimizden geleni yapmalıyız.
Aksi halde gerçekten çocuklarımız için eksik kalan şeyler olacak.

Haberin Devamı


İzmir’in kulüplerine sahip çıkalım

SPORUN var olabilmesi, yaşayabilmesi, güçlü olabilmesi için sponsorluklar şart...
Kalıcı başarılar da ancak böyle oluyor.
Avrupa’nın devlerinin arkasında dev şirketler var.
Ve izliyorum; herkes bu sponsorluklardan mutlu...
İzmir’e bakıyorum.
Maalesef uzun vadeli destekler o kadar az ki...
O yüzden destek veren herkese teşekkür etmek istedim.
Tabii ben ana sponsorları yazıyorum.
En başta Selçuk Yaşar’a, Yaşar Holding’e teşekkür borcumuz var.
Herhalde sadece Türkiye’de değil, dünyada örnektir.
Karşıyaka’ya 50 yıldan fazla süredir düzenli olarak sponsorluk yapıyorlar.
Pınar Karşıyaka bu yıl Avrupa şampiyonu olabilirdi.
Ve olacaktır da...
Göztepe’de Türkerler, Altınordu’da Petrol Ofisi, Corendon Hava Yolları ve AXA Sigorta...
Altay ve Karşıyaka’da Folkart...
Bucaspor 1928’de AllWays...
Karşıyaka Voleybol’da Yaşar Üniversitesi...
Bu yıla kadar birçok kulübün sağlık sponsoru olan Medical Park, şimdi Medicana...
Tek tek hepsine teşekkür ederiz.
Folkart şunu yaptı;
İzmir futbolunun lig düştüğü, kan kaybettiği bir dönemde her kulübe forma sponsoru olarak moral verdi.
Bu sponsorluğu da değerli buluyorum.
İzmir’in kulüplerine sahip çıkalım.
Sponsorlukları artıralım, bu kurumlara da teşekkür etmeyi unutmayalım.

Haberin Devamı


Karşıyaka stadını istiyor

GÖZTEPE’nin stadı harika oldu. Bana göre Türkiye’nin en modern statları arasında...
Alsancak Stadı bitmek üzere... Tarihi statta tarihi başarılar yaşanmıştı. Dilerim gelecekte de finaller oynansın.
Ve Karşıyaka...
Artık bu stadı da bitirelim.
Karşıyaka’nın ayağa kalkabilmesi için bu stadın bitmesi gerekir.
Bunu en az şirketleşme, derneğin yeniden yapılandırılması kadar önemli buluyorum.


Bir gazeteci dosta daha veda

90’ların başıydı.
Müthiş bir kadro Gözlem Gazetesi’nde buluşmuştuk. Ağırlıklı Yeni Asır kadrosu Türkiye’nin ilk haftalık gazetesini yapacaktık.
Gazetenin patronu Çetin Gürel, Genel Yayın Yönetmeni Erdal Şafak, Yayın Yönetmeni Akın Kıvanç, Yazı İşleri Müdürü Atilla Sertel, Görsel Yönetmen Ümit Satıç...
Yücel Elidemir, Nesrin Şirvan, Mehmet Akyar...
Öcal Uluç, Haluk Cansın...
Müthiş bir kadroydu.
O yılları unutamam.
Atilla abiyle gitmediğimiz şehir, ziyaret etmediğimiz başkan kalmadı. Ekonominin de, siyasetin de nabzını tutuyorduk.
Ve en önemlisi bunları yaparken yorulmuyorduk, büyük bir tutkuyla işimizi yapıyorduk.
Ve saydığım bu isimler o dönemde harika bir gazete yapıyordu.
Ziynet Sertel ile tanışmam o yıllara denk gelir...
Üzerinden 30 yıl geçmiş.
Dar ama birbirine bağlık bir kadro olunca; bu iş arkadaşlıkları dostluğa dönmüştü.
Yıllar içinde hepimiz farklı kurumlara, farklı gazetelere geçtik. Atilla abi de kendi gazetesini, dergisini yaptı.
Bazen gazetecileri anlamak zordur. Tempolu, hiçbir sektöre benzemeyen gerçekleri olan bir meslektir. Gazetecileri de ancak bir başka gazeteci anlar. Atilla abi o yüzden şanslıydı. Ziynet Sertel de gazeteciydi. Gazetesinin, dergisinin bütün kurgusunu Ziynet abla yapardı. Ve Atilla abinin her zaman yanındaydı. Çünkü Atilla abinin içindeki siyaset yapma isteği hiç bitmedi. Gazetecilik de, siyaset de zordur bizim ülkemizde...
Sertel’leri hep yan yana, el ele, kol kola gördüm ben...
İlk tanıdığım günden bugüne...
Örnek aldığım beraberliklerden biriydi.
Ziynet Sertel’i kaybettik.
Bir gazeteci dostumuzu daha sonsuzluğa uğurladık.
Nurlar içinde uyusun...

Haberin Devamı

Okulları açık tutmalıyız

Yazarın Tüm Yazıları