Paylaş
Elbette aşı olmayanlara saygım var.
Olmak istemiyorlarsa, endişeleri varsa yapacak bir şey yok.
Devletler ya ikna edecekler ya da farkındalık yaratarak başka yöntemler bulacaklar.
Ama şöyle de bir gerçek var.
Bir buçuk yıldır hayatımız normalleşemiyor. Tam her şey yoluna girdi diyoruz, yine vaka sayıları artıyor. Ağır hasta sayısı ve ölümler de artınca kısıtlamalar, kapanmalar dışında başka bir alternatif kalmıyor.
Ama hiçbir ekonomi bunu kaldıracak güçte değil.
Sosyal sorunlar da birikiyor.
Daha da önemlisi çocuklarımız, gençlerimiz okullarına gidemiyor.
Ben oğlum Atlas’tan biliyorum. Zor iki yıl geçirdiler. Özellikle de ilköğretim çağındaki çocukları okulsuz bıraktık.
Bu eksikleri nasıl telafi edeceğiz bilemiyorum.
Öyle anlaşılıyor ve dünyadaki rakamlar gösteriyor ki; zor bir sonbahar daha geçecek. Kendi adıma bir süre daha bir yere gitmemeye, kalabalıklara karışmamaya, günlük hayatımı kısıtlamaya razıyım.
Ama çocuklarımızın okula gitmemelerine razı değilim.
O yüzden aşısızlar aşı olmayacaksa kalabalıklara karışmasınlar, toplu yerlere gitmesinler, evlerinde izole kalmaya devam etsinler.
Çünkü bu pik, aşısızların dalgası olacak.
Hayatımıza sahip çıkalım
TURYİD; Turizm Restoran Yatırımcıları ve Gastronomi İşletmeleri Derneği Başkanı Kaya Demirer bir açıklama yayınladı; “Sonbaharda Kovid değil biz kazanalım” başlıklı...
Ve öneride bulundu;
“1 Eylül 2021 tarihinden itibaren lokanta, kafe, bar, gece kulübü, kıraathane, spor salonları, her türlü müsabaka sahaları, sinema, tiyatro, konser ve düğün ve özel davetlere katılacak misafir, müşterilere 2 doz aşı zorunluluğu getirilsin... 2 doz aşısını yaptırmaktan imtina etmiş sektör çalışanlarımızın kanun değişikliğiyle, işverenin inisiyatifinde ileri bir tarihe kadar tek taraflı bir karar ile zorunlu ücretsiz izine çıkartılabilmesine olanak tanınsın. Önerdiğimiz bu iki maddenin 1 Eylül itibari ile yürürlüğe girebilmesi için 01 Ağustos 2021 tarihinde bu kararın açıklanması ile 4 haftalık süre içinde hiç aşılanmamış bireylerin dahi iki doz aşısını tamamlaması sağlanmış olacaktır.”
Ve diyorlar ki;
“Dünyada aşıya ulaşamadığı için büyük zorluklar çeken toplumlar mevcutken ülkemizdeki aşı tedarikinin sorunsuz seviyelere geldiği bir ortamda aşıdan imtina eden vatandaşlarımıza bu sefer siz evlerinizde kalın biz emeğimize, ekmeğimize ve sosyal hayatımıza sahip çıkalım demek istiyoruz.”
Haklılar...
Hizmet sektörü büyük zarar gördü.
O yüzden sonbahar gelmeden bazı önlemleri almak şart oldu.
Ekoturizm sayesinde
turizmi çeşitlendirelim
ORTACA, Köyceğiz Turizm Otelciler Birliği (DOKTOB) Başkanı Yücel Okutur ile arada sohbet ediyoruz. Sektörün en deneyimli isimlerdendir. Turizme inanmış, kazandığını bu alana yıllardır yatırmış, bölgenin gelişmesi için bütün zamanını ayırmış biridir.
Sahibi olduğu Dalyan Resort özel bir çevre ödülüne layık görülmüş.
“Kaplumbağa dostu işletme” seçilmiş.
Bir süredir Dalyan bölgesinde ekoturizm öne çıkıyor. Doğrusunu da yapıyorlar.
Aslında bu hafta Tokat’ta önemli bir çalıştay var.
Okutur da ödülünü orada alacak.
Amerika’dan sonra Türkiye’de düzenlenecek, Ekoturizm Derneği’nin 16. etkinliği olan Uluslararası Ekoturizm Çalıştayı 28 - 29 Temmuz tarihlerinde gerçekleştirilecek. 30’a yakın Büyükelçi, 250’e yakın yabancı katılımcı ve 1000’e yakın Türk turizmcisi olacakmış.
Her yeri her yere benzetmeyelim.
Bunu çok sık yazıyorum.
Turizmin yükselmesi için alternatifler yaratmamız gerekir. Ortaca, Köyceğiz, Dalyan’da ekoturizmle bölgeyi kalkındırabiliriz.
Bunun yanına sporu, sanatı da eklediğimizde gerçekten başka bir yer haline gelir.
Yücel Okutur Türk turizminin modern Don Kişot’ları arasındadır.
Bu deneyimlerden yararlanmak gerekir.
“Kaplumbağa dostu işletme” ödülü için de ayrıca tebrik ederim.
Çünkü caretta carettalar sayesinde Dalyan çok daha fazla konuşulur oldu.
Ve onları korumak hepimizin görevi...
Muğla artık bir marka
OSMAN Gürün başkan çok şanslı... Gerçekten Türkiye’nin çok önemli bir yerinde belediye başkanlığı yapıyor. Muğla merkez zaten çok güzeldir. Bodrum artık dünya çapında bir turizm adresi... Marmaris müthiş; Söğüt, Bozburun, Selimiye tablo kadar güzel yerler... Datça’da vakit geçirmek insanı resmen demlendiriyor. Fethiye; Köyceğiz, Dalyan, Sarıgerme öylesine alternatifler sunuyor ki...
Göcek’i, Akyaka’yı bilmeyen bir yabancı var mı?
Muğla gerçekten Türkiye’nin çok özel bir coğrafyası...
Paylaş