Paylaş
Hepimizin kanını donduran bu sefer bir başka olayla sarsıldık.
İkbal Uzuner ve Ayşenur Halil’i vahşice öldürdükten sonra intihar eden Semih Çelik’i konuştuk günlerce...
Şimdi de ancak filmlerde olabilecek yeni doğan çetesiyle ilgili haberler…
Yeni detaylar geldikçe, savcılık soruşturmayı derinleştirdikçe, polis yeni bilgilere ulaştıkça olayın boyutları da derinleşiyor.
Telefon kayıtları paylaşılınca nasıl bir vicdansızlığın, nasıl bir ahlaksızlığın içinde olduğumuzu daha iyi anlıyoruz.
Kaç bebeğin öldüğü bu ihmallerden dolayı belli değil, kaç ailenin evlat acısını yaşadığı bilinmiyor.
Etrafımdaki insanlar sürekli bu konuları örnek vererek konuşuyor, anlatıyor.
Elbette üst üste gelen bu olaylar, örnekler hepimizi, toplumu da moralsiz, umutsuz hale getiriyor.
Çoğu insan Türkiye’nin bu yaşadıklarını bir ahlak çöküntüsü olarak yorumluyor.
Örnekler gerçekten de çarpıcı ve umutsuzluğumuzu artıran olaylar…
Ama hiç unutmayın; bu kötüler, vicdansızlar azınlıkta; iyi insanlar bu toplumun çoğunluğunu oluşturuyor.
Bu ülkede ve dünyada iyi şeyler de oluyor.
İflah olmaz bir iyimser olarak bunu söylüyorum.
İnsanlık ölmez, iyi örnekler de bitmez.
Sadece devletin, siyasetin yasaları toplumun beklentilerine göre yeniden dizayn etmesi gerekir.
Bunu sıfırdan, yeni bir anayasa şartı koymadan da yapabilir.
Halkımız yasaların yeterince caydırıcı olmadığını düşünüyor.
Bunda da haklı olduğunu düşünüyorum.
Siyasete düşen bu endişeleri gidermek, yasaları güncellemektir.
Adana festivaller
şehri olma yolunda
HAFTA sonu Lezzet Festivali için Adana’daydım.
Adana giderek festivaller şehri olma yolunda ilerliyor.
Portakal Çiçeği, Altın Koza Film Festivali ve sekizincisi yapılan Lezzet Festivali şehre bir canlılık katıyor.
Kenti yönetenler de bundan memnun, sonuçlarını aldıkça, destek de artıyor.
İzmir Valiliği’nden sonra Adana’ya giden Vali Yavuz Selim Köşger ile sohbet ettik.
Köşger; turizmi bütün bir yıla yaymak istediklerini söylüyor.
İtalya ve İspanya’daki gibi Adana ile çevresinde de bur turizm destinasyonu yapmak istiyor.
Dedi ki:
“Hatay, Antep ve Adana merkezli bir rota oluşturmayı, çevre ilçelerden bazılarını da kapsayacak bir gastronomi havzası kurmayı, yıl içerisinde düzenli olarak bu noktaların ziyaret edileceği paket turlar satılmasını planlıyoruz. Bu konuyu ilgili şehirlerin başkanlarıyla masaya yatırdık. Çünkü biz valiler yolcuyuz, başkanlar ise hancı, yani şehirlerin asıl sahipleri onlar. Bu projeye asıl onların sahip çıkmasını arzu ediyoruz.”
Bütün bunları yapmak için elbette altyapıyı da güçlendirmek gerekir. Çukurova Havalimanı güzel olmuş. Birbirine komşu birçok ilin alanı haline gelmiş.
Belki otel yatırımlarını teşvik edip hayata geçirmek gerekir.
Çünkü turizmde iddialı bir hedefi olan bölgelerin otel sayısı ve kalitesini de artırmaları şart.
Genç çiftçilere ihtiyacımız var
Adana’da ilgi çeken paneller de yapıldı.
Çukurova Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Çevre Mühendisliği Bölümü’nden Zeynep Zaimoğlu dedi ki:
“Çukurova yıllardır senede 3 ürün veren dünyadaki ender yerlerden biriydi ama bugün geldiğimiz nokta 2 ürün hayal mi sorusuna yanıt arıyoruz. Tarım politikaları ve iklim değişikliği, çok su isteyen bitkilerin bilinçsizce ve plan dışı yetiştirilmesi de bu süreci hızlandırdı.”
Panelistlerden biri Amerika’dan gelmişti.
Thought for Food’un kurucusu Christine Gould, aslında Türkiye’de uygulamamız gereken bir örnek anlatarak cevap verdi:
“ABD’de de çiftlikte büyüdüm. Babam bilim insanıydı. Yaratıcı bir mucitti belki o dönemde… Bana mantarlardan, mikroorganizmalardan söz ederdi. Bir hareketi nasıl hayata geçirebileceğim üzerine düşüncelerim bu sayede oluştu, temellendi. Üniversiteyi bitirdim, yüksek lisans yaptım, tarım şirketlerinde çalıştım. Tanıştığım herkesle çiftçilik konusunda neler yapabileceğimizi, nasıl ileri götürebileceğimizi konuşuyorduk hep. İşimden istifa ettim ve derneğimiz de bu şekilde doğdu. Tarımdaki sorunlara karşı çözümleri hayata geçirecek işbirliklerini kurma üzerine odaklandık. Tarımın devamlılığı konusunda gençlerin bulunduğu noktanın önemi onların fikirsel ve üretimsel anlamda ne kadar desteklenmesi ve teşvik edilmesi gerektiğini ortaya koyuyor. Benim misyonum onların tarım konusunda geleceği inşa edecek fikirler üretmesini sağlamak.”
Türkiye’de de gençlerin geleneksel yöntemleri modernize edecek birliklere, yeni fikirlere ihtiyaç var.
Adana iyi örneklerden biri
Geçen yıllarda da Adana’ya bu dönemlerde gittim. Ve her seferinde 35 dereceleri geçen sıcaklarla karşılaştık. Bu sene bambaşka bir Adana vardı. Gece sıcaklığı 11, 12 dereceydi. Hepimiz donduk diyebilirim. Ama Adanalıların misafirperverliği çok başka… İki gün harika vakit geçirdik. Türkiye turizmde daha iddialı olmalı, bunun için iyi bir planlamaya ihtiyacı var. Aslında bu festivaller kentlerin dinamiklerini de insanları gelecek fikirlere hazırlıyor. Adana Türkiye’nin iyi örneklerinden biri...
Paylaş