Meydanların dilini nasıl ölçmeli

Ödemiş mitingi gösterdi ki, Cumhuriyet Halk Partisi’nin kıyılarda bir sorunu yok. Halk Kemal Kılıçdaroğlu’nun verdiği mesajları alıyor ve karşılık veriyor.Ödemiş meydanının dili de bunu söylüyordu.

Haberin Devamı

Ödemiş mitingi kalabalıktı. Parti yetkilileri “50 bin...” diyor. Daha da fazla olabilir. Aslında sayıdan daha çok meydanların hareketliliği ve canlılığı önemlidir.
-İzmir’den yola çıkıp Ödemiş’e girinceye kadar yolda hep konvoy vardı. Her mitingten sonra rakip partiler, “Bunlar taşıma kuvvetler...” diye açıklamalar yapar. Bunu CHP de yapıyor, AK Parti de, MHP de... Ödemiş, İzmir’in 30 ilçesinden biri... Bana göre Menemen’den, Gümüldür’den, Aliağa’dan gelen otobüsler taşıma kuvvet olarak sayılmaz. Eğer bu gelenler şehir dışından geliyor ve mitinglere katılıyorsa asıl “taşıma kuvvetler” bunlardır.
-O kalabalık arasına girip çıktım. Baktım ki; yeniler, eskiler, küskünler, dargınlar... Hepsi orada... CHP adına iyi bir fotoğraf... Ancak hatırlatmak isterim, listeler açıklandığı aynı yüzler bu kalabalıklar içinde olur mu olmaz mı? İşte o konuda tereddütlerim var.
-Belli ki; iki, üç, dört dönemdir milletvekili olanlar da bir kez daha Ankara’ya gitmek için çaba gösteriyor. Eski belediye başkanları, eski milletvekilleri adam adama markajdaydı. Siyaset böyle bir şey... Bir kere atıldın mı geri dönmek hiç de kolay olmuyor.
-Kemal Kılıçdaroğlu kadar Gürsel Tekin de ilgi gören isimlerden biriydi. Gürsel Tekin’le sohbet ederken birkaç dakikada ya bir telefon ya da bir ziyaretçi geldi. Gelenler ya “Bir tanışsaydınız” ya da “Ankara’da mı görüşsek” diyordu. Gürsel Tekin’in bu ilgiden biraz sıkıldığını söyleyebilirim.

Haberin Devamı

Hükümet İzmir’i model alsın

CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, cumartesi günkü ilgiden memnundu.
Hürriyet’in Ankara Temsilcisi Metehan Demir’le birlikte Kılıçdaroğlu’yla sohbet ederken bu yoğunluğu sorduk.
Kılıçdaroğlu, “Partiye olan ilgiden memnunum. Elbette seçimin de getirdiği bir etki var ancak uzun zamandır meydanlarda bu havayı alıyorum. İzmir’de de aday adayı patlaması bekliyorum” dedi.
Bunun üzerine ön seçim konusunda daha önceki açıklamalarını ve imza kampanyalarını hatırlattım.
Kılıçdaroğlu’na bu mektuplar ve mesajlar iletilmiş.
Şöyle dedi:
“Bizim hedefimiz ön seçim yapılarak seçimlere gidilmesi. Hedef budur. Mutlaka bu noktaya geleceğiz. Hak edenler, halkı ve teşkilatlarımızı ikna edenler listelerde yer almalılar. Bunu dikkate alıyorum. 12 Haziran’a kadar sıkışık bir takvimimiz var. Bu seçim için farklı görüşler de var. Kimileri bir ön yoklamanın doğru olacağını, kimileri bir anket çalışmasının yapılabileceğini söylüyor. Önümüzdeki hafta nasıl bir yol haritası çizeceğimize karar vereceğiz. Parti Meclisi’nden ve Merkez Yönetim Kurulu’ndan kararları çıkaracağız...”
Merak ettiğim bir başka konuyu daha Kılıçdaroğlu’na sordum.
Kılıçdaroğlu, bir süredir özellikle genç ve kadınları siyasete davet ediyordu.
“Mevcut listeler yenilenecek mi, kafasında değişimle ilgili bir plan var mıydı?”
Kılıçdaroğlu bu soruya da şöyle yanıt verdi:
“Listelerde mümkün olduğu kadar yeni isme yer vereceğiz. Bir oran vermek doğru olur mu bilemem... Ama her seçim döneminde kadrolarda bir değişim ihtiyacı doğuyor. Bu siyasetin doğal akışı içinde gayet normaldir. Özellikle İzmir’den kadınlarımıza ve gençlerimize yer açmak istiyoruz. Biz İzmir’i her yerde örnek gösteriyoruz. Sadece demokrasi açısından değil, İzmirlilerin dünyayı okuması da, anlaması da farklı oluyor. İzmir’in siyasi dilini ve anlayışını Türkiye’ye yaymak istiyoruz. İzmir o yüzden herkes için önemlidir.”
Kılıçdaroğlu, Ödemiş’te yaptığı konuşmada üreticinin sıkıntılarını dile getirdi. Girdi maliyetlerinin artmasına rağmen üretici için gelirin değişmediğini örneklerle gösterdi.
Konuşmamız sırasında da şöyle bir yorum yaptı: “Süt 41 yıl önce 40 kuruşmuş, bugün de 50 kuruş. Yanlış tarım politikasıyla Türkiye’nin geldiği noktanın bir kanıtıdır. Hükümete İzmir Büyükşehir Belediyesi’ni örnek almasını tavsiye ediyorum. İzmir Büyükşehir, çok uzun zamandır çocuklarımıza her sabah süt dağıtıyor. Bunu da yaparken bölgedeki üreticiyi ayakta tutmak için örnek bir modelle yapıyor. Böylece hem çocuklarımız süt içiyor, sağlıklı oluyor hem de üreticimizi teşvik ediyor. Çok iyi biliyorum ki, bu sayede aileler gelecekten daha umutlular. Aziz Kocaoğlu, bu uygulamasını çiçek üreticileri için de yapıyor. Bakın; Tire, Ödemiş, Bayındır bölgesinde çiftçimiz, üreticimiz gelecek planları yapar hale geldi. Bu bölgenin üreticileri Türkiye’nin her yerine çiçek satmaya başladılar. İşte bu yerel kalkınma için bir modeldir. Hükümet İzmir’i örnek alsın... İzmir’in yaptıklarını yapsınlar, onlara yeter...”

Yazarın Tüm Yazıları