Mazeret de kalmadı

Evet; seçimlerin üzerinden bir aydan fazla zaman geçti.
Sonrasında hep olumlu mesajlar verildi.
İzmir’de kazanan Aziz Kocaoğlu oldu; “Ortak projelerde hükümetle hareket etmemiz lazım. Kente hizmet için bazı projeleri birlikte konuşalım” dedi.
AK Parti’nin adayı Binali Yıldırım’dan cevap gecikmedi; “Projelerin takipçisiyim. Ne söz verdiysek yerine getireceğiz” diye konuştu.
Yıldırım kazansaydı, Binali Bey’in önceliklerini konuşuyor olacaktık.
Kocaoğlu kazandı, dosyaları alıp Ankara’ya gitti.
Neler var bu dosyalarda?
Birinci sırada körfezin ÇED raporu var, sonra metro ve tramvay projeleri geliyor, yine körfeze yapılacak iskeleler, İZBAN ve statlar var.
Sizin öncelikleriniz farklı olabilir, sizin tercihleriniz başka yatırımlarda da olabilir.
Ama Kocaoğlu’nun öncelikleri bunlar...
Bu yatırımlar üzerinde seçim öncesinde de çalıştığını biliyoruz.
Kimsenin mazereti kalmadı derken, şunu kast ediyorum.
Siyaset bu belli olmaz, beş yıl sonra gelişmeler nasıl olur bilinmez ama...
Kocaoğlu üçüncü ve son dönemini yaşıyor.
Bu dönemde iz bırakacak, kalıcı şeyler yapmak istiyor.
Eşref Paşa’nın rekorunu kırarak İzmir’in en eski belediye başkanı unvanını eline geçiren Kocaoğlu’nun da; bu ustalık döneminde mazereti olamaz.
Bana göre AK Parti’nin de yok.
Çünkü seçim sonrasında yatırımların önünü açma, uzlaşılmış projelerde ortak hareket etme mesajları verildi.
Çoğu Ankara’nın iznine kalmış bu yatırımların başlayabilmesi için onayların alınması gerekiyor.
Özetle...
Kimsenin mazereti kalmadı.

Stat meselesi

Şu konu artık yılan hikayesine döndü. Bir konu bu kadar çok konuşulur mu? Bu arada bazı kentlerin stat inşaatları başladı ve çoktan bitti. Rize, Samsun, Kayseri, Konya yeni statlarına kavuştu. Biz hala aynı noktadayız.
Uzun bir süredir yazdığım bir konu var.
Statlarımız yenilenmeden İzmir takımları Süper Lig’e çıkamaz.
Kendimden biliyorum.
Ne Atatürk’te, ne de Alsancak Stadı’nda maç seyretmekten keyif almıyorum.
Futbolu seven biri olarak ben böyleysem; futbola yeni alışan biri nasıl gidecek?
İzmir’in ihtiyacı olduğu çok açık...
Daha niye beklenir, bakanlık ve büyükşehir neden bir uzlaşma yolu bulamaz, çok merak ediyorum.

İskeleler niye bekliyor

Örneğin Fransa’da, Hollanda’da, İngiltere’de, Almanya’da böyle bir körfez olacak ve yapılacak iskeleler meselesi bu kadar konu olacak.
Bu ülkelerde olsa; bu konuyu ne ben yazıyor olurdum, ne de kentin gündeminde bu kadar konuşulurdu.
Ama ben de yazıyorum, gündemden de çıkmıyor.
İzmir’de deniz ulaşımından faydalanmaktan daha normal ne olabilir ki...
İskele yapılacaksa yapılmalı...
Dün yapılmalıydı.
Çoktan yapılmalıydı.
Bu gecikmeyi de anlayamıyorum.

Benim de bir listem olurdu

Başkan ben değilim ama İzmir’de yaşayan biri olarak benim de kendime göre bir alternatif listem var.
Körfez, stat, metro, iskeleler tamam da...
Bir de...
* Müze meselesi var. Hala yeri konusunda bir uzlaşma sağlanamadı.
* İnciraltı meselesi var. İki EXPO yarışı geçti, hala doğru düzgün bir projeye kavuşamadı.
* Trafik meselesi var. Özellikle garın önüne artık bir çözüm üretmek gerekiyor. Yeni yollar açmak gerekiyor.
* Bugün ya da yarın; ya da bir başka gün... Körfezi tüp ya da köprüyle geçiş mutlaka planlanmalı...
* Daha yeşil bir kent silueti...
* Gerçek bir kentsel dönüşüm... Yık yerine yap cinsinden değil. Yık ama örnek olacak bir kent hayal etmek...
* Mimaride yaratıcılığı öne çıkarmak... Kentin dokusunu yeniden örmek, renk uyumunu sağlamak, kent mobilyalarıyla süslemek...
* Sanat şehri olmak...
* Kültür şehri olmak...
* Festivaller şehri olmak...
Listem uzun...
Çok hem de...
Uzun listemi ve her konu hakkındaki hayallerimi ara ara sizlerle paylaşacağım.