Paylaş
Biliyorsunuz bir süredir Alsancak limanıyla ilgili tartışmalar devam ediyor.
Aslında bu tartışmayı alevlendiren Socar Türkiye’nin CEO’su Kenan Yavuz oldu. Yavuz; Alsancak’ın konteyner limanı olarak devam etmesini öneriyor.
İzmir kamuoyu bu öneriye başından beri sıcak bakmıyor, Yavuz’u da eleştiriyor.
İzmir’in fikir önderleri tarihsel gerçekleri Yavuz’un önüne koyuyor ve diyorlar ki...
“İzmir gibi bir kent; limansız olamaz...”
***
Bu tartışmalar böyle devam ederken; Danimarkalı AP Moller Maersk Grubu’na bağlı APM Terminalleri Liman İşletmeciliği İzmir Pazarlama Müdürü Hasan Appak bir açıklama yaptı.
Appak kim?
Petkim limanını 28 yıl boyunca işletecek dünyaca ünlü şirketin İzmir sorumlusu...
Appak’ın açıklaması Yavuz’dan biraz farklı...
“Alsancak limanının şu anda derinlik sıkıntısı var ve büyük gemiler ne yazık ki yanaşamıyor. O açıdan Alsancak Limanı’nı da kendimiz için bir rakip olarak görmüyoruz. Faaliyette olan hiçbir limanın kapatılmasını istemiyoruz...”
Bu meselenin ortaya atıldığı ilk günden bu yana şunu söylüyorum.
Madem Türkiye’nin büyük dış ticaret hedefleri var. Gerçekleşmesi zor olsa da; 2023’te 500 milyar dolar ihracat yapmayı öngörüyoruz. O zaman bırakın Alsancak’ı, Aliağa’yı, Çandarlı’yı, Türkiye’nin daha çok liman yapması lazım.
Hatta mevcutlarının koşullarını da iyileştirmesi gerekiyor.
***
Bakın İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu her fırsatta “Körfezde taramayı yapmalıyız” diyor.
İzmir milletvekili ve Ulaştırma eski Bakanı Binali Yıldırım’ın da bu konda hemfikir olduğunu biliyorum.
Uzmanlar da aynı şeyi söylüyor.
Yani hiç kimsenin saklamadığı bir gerçek ortada...
Ancak ÇED raporu yıllardır bekliyor.
Üstelik; körfezden çıkacak çamurun nereye gideceği de belli...
Çamur; Alsancak limanının büyütülmesi için kullanılacak.
Size bir hatırlatma yapayım.
Alsancak’ın yapımına 1954’te başlamış ve hala devam ediyor.
Türkiye’nin en değerli, en güvenli limanında inşaat bitmemiş.
Biraz yazık olmuyor mu?
AKDENİZLİLİK RUHU VE İZMİR
Akdenizlilik ruhunu seviyorum. Bana hem canlı, renkli; hem de bu coğrafyaya en uygun tanım gibi geliyor.
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun “Akdeniz Tarih Sempozyumunda” yaptığı konuşmayı beğendim.
Kocaoğlu özetle diyor ki...
“Farklılıkların birlik içinde yaşadığı bir hoşgörü kenti arıyorsanız buranın ismi İzmir’dir...”
Ve sonrasında üç önemli cümle kuruyor.
“Yaşamayı ve insanları seviyoruz. Özgürlüğümüzü her türlü değerin üzerinde tutuyoruz. Sadece yaşadığımız coğrafyada değil, tüm dünyada barış istiyoruz...”
İzmir’i çok doğru anlatan bir yorum olmuş.
Hem rafine, kısa...
Hem de çok şeyi anlatıyor.
Cevapsız kalan sorular
Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç İzmir’in stat problemiyle ilgili özetle “Önümüzü açın, engelleri kaldırın” demişti. Ben de “Eğer bir engel varsa İzmirliler bunu bilmeli” diye yazmıştım.
Bekledim; bir cevap gelmedi.
Bilmediğimiz bir engel mi vardı, hangi çevreler bu statların yapılmamasını istiyordu, ya da bir başka nedenden dolayı İzmir statsız kalmıştı?
Herkesin bu soruların cevabını bilmek hakkı...
Bir şey daha...
Alsancak Stadı tam sezon öncesinde maçlara kapatılmıştı.
Gerekçe olarak de deprem yönetmeliği gösterilmişti.
Burasının geleceğiyle ilgili bir proje netleşmediği gibi her seferinde “Burası spor alanı olacak” denildi.
İyi de; “spor alanı” demek ne demek?
Stat mı olacak, başka bir şey mi, içinde spor tesislerinin olacağı bir AVM mi?
Bunu da merak ediyoruz.
Paylaş