Paylaş
24 Mayıs 2013...
Bu tarihte Ankara’da yapılan bir toplantı sonrasında Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları ile Büyükşehir Belediyesi yetkilileri Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ÇED Genel Müdürlüğü’ne ‘İzmir Körfezi ve Limanı Rehabilitasyon Projesi’ne ait başvurusunu yaptı.
Bu gelişmeyi bütün medya kuruluşları sevindirici olarak nitelendirdi.
Aslında sevindirici olan Çevre Bakanlığı bürokratlarının tavrıydı.
Yetkililer; dosyayı incelemiş, iki kurumun yaptığı hazırlığı değerlendirmiş, “Kısa sürede onay alırsınız” demişlerdi.
Dün arşivlere girip baktım; aşağı yukarı bütün gazeteler bu haberi benzer başlıklar ve içerikte vermişler.
Peki olumlu görüş bildirip, “Sorun yok” diyen hangi bakanlıklar ve kurumlar?
Tarım Gıda Hayvancılık İl Müdürlüğü, Karayolları, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü, Çiğli Belediyesi, Konak Belediyesi, Büyükşehir’in ulaşımla ilgili birimleri, Ulaştırma ve Denizcilik Bakanlığı Alt Yapı Yatırımları Genel Müdürlüğü, Tersaneler ve Kıyı Yapıları Genel Müdürlüğü, Orman ve Su İşleri Bakanlığı, DSİ Genel Müdürlüğü, Orman Genel Müdürlüğü, Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları Genel Müdürlüğü, İzmir İl Afet Acil Durum Müdürlüğü, Çevre Yönetimi Genel Müdürlüğü, Deniz ve Kıyı Yönetimi Dairesi, Atık Yönetimi Dairesi, Tabiat Varlıkları Koruma Genel Müdürlüğü, Mekansal Planlama Genel Müdürlüğü, TCDD Genel Müdürlüğü ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ÇED Genel Müdürlüğü...
Sonuç...
Bu kurumlar; o gün “Tamam” demelerine, “İki yıllık bu çalışma her detayı kapsıyor” demelerine rağmen ÇED’in onayı 16 aydır bekliyor.
Yazıktır; günahtır.
Bekleyen İzmirliler beyler...
Bekleyen bütün Türkiye beyler...
İzmirliler sadece kendileri için beklemiyor ki...
Bu ülkenin 2023’te, Cumhuriyet’in yüzüncü yılında 500 milyar dolarlık ihracat hedefi yok mu, bu ülkenin bölgesel kalkınma hamleleri yok mu, bu ülkenin İstanbul haricinde yeni cazibe merkezleri yaratma hedefi yok mu?
O zaman...
Bütün icracı bakanlıkların “Evet...” ve “Gerekli...” dediği bu izni neden bekletiyorsunuz?
Çünkü bu körfezin taranması gerekir; büyük gemilerin girebilmesi için yeni bir yol açılması gerekir.
Ve en az bunun kadar önemli olan körfezin temizliği için, eskisi gibi yüzülebilir olması için bu taramanın bir an önce balaması gerekir.
16 ay...
Belki devletlerin, kentlerin ömrü için çok ama çok kısa bir süre olabilir; ama bizler için 16 ay çok ama çok uzun bir süre...
Yazık valla...
‘Aziz şu saçını boya da gel’ diyebilirler ancak
Körfezin ÇED raporuyla ilgili herhangi bir gelişme olup olmadığını İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nu arayıp sordum.
“Biz de bekliyoruz. Neden beklediğimizin cevabını inanın bilmiyoruz. Devlet Demir Yolları da bilmiyor. Sonuçta bu ortak projemiz. Ulaştırma eski bakanımız Binali Yıldırım, bu konuyu en iyi bilen isimlerden. Kendisinin bu konuda hep desteğini aldım ve körfezin taranmasının ne kadar önemli olduğunu benden daha iyi bildiğine eminim. Ama olmuyor işte... Raporumuzu iki yılda ve büyük bir titizlikle hazırladık. Bize teşekkür ettiler. 9 yıldır körfezi izliyoruz. Akıntı hesaplarını yaptık, deniz bilimleriyle çalıştık. İlgili bakanlıkların uzmanlarıyla işbirliği yaptık. İş ihaleye çıktı, projeyi alan da bizim gibi bekliyor...”
Peki “Geçen 16 aylık sürede sizi arayan, bir şey eksik diyen, yeni bir şey isteyen oldu mu?” diye sordum.
Kocaoğlu “Hayır...” dedi.
Bir de espri yaptı.
“Artık bu kadar istekten sonra ‘Aziz şu saçını boya da gel’ diyebilirler ancak...”
Hani bürokrasi eskiye göre daha hızlı çalışıyordu, hani 2023 hedeflerine odaklanmıştık?
İyi ama nasıl...
Paylaş