Kısa Opel macerası bile bakın kimleri çıkarmış

İçhedef, Torbalı’da kurulmuş olan Opel Türkiye’nin mühendislik hizmetleri müdürlüğünü yapmış, Vectra hattını kuran kişiydi.
Konuştum, dedi ki...
“İzmir’de otomobil üretimiyle ilgili tek deneyim Torbalı’daki Opel tesisleridir. Burası montaj tesisi olmasına rağmen başlangıçta, çok seçme elemanlarla işe başladı. Bu kişiler Opel’in Almanya ve Avrupa’daki merkezlerinde, Opel’in sahibi General Motors’un ABD ve dünya çapındaki tesislerinde eğitilip, görevler üstlendi. O dönemde General Motors, en büyük rakibi Toyota’nın çalışma sistemin öğrenmek ve elemanlarını bu konuda yetiştirmek üzere Toyota ile ABD’de NUMMI adlı bir örnek otomobil fabrikası kurdu. General Motors ile Opel’in tüm üst ve orta düzey yöneticileri bu eğitimden, görevlendirmelerden geçti. 2001 yılı ortalarında Torbalı üretim tesisleri kapandıktan sonra bu ekip, yurt içi ve dışına dağılıp, otomotiv konusunda iyi firmalarda önemli görevler aldılar.”
Ali İçhedef’in anlattıkları çok doğru...
***
Bir liste çıkardım.
Yani Torbalı’da çalışıp da tesisler kapandıktan sonra otomotivde görev almış Opel’cileri...
Bakın kimler var.
Ali Haydar Bozkurt - TOYOTA CEO’su...
Ali Pandır - TOFAŞ ve ERDEMİR’in eski CEO’su...
Kurthan Tarakçıoğlu - HYUNDAI eski CEO’su...
İlkim Sancaktaroğlu - MITSUBISHI eski Genel Müdürü...
Opel’in Global Sourcing (Dünya Çapında Satınalma) işinde görev yapan Mehmet Bezal - Halen Bursa’da PLASCAM Genel Müdürü...
***
Üretim ve kalitede görev yapmış olup İzmir’de yaşayanlar:
Marek PENZO - OPEL Üretim Müdürü - GM Endonezya Üretim Direktörü - GM Rusya Kurucu Yöneticisi - Halen ARKAS Otomotiv Yönetim Kurulu Üyesi.
Selçuk MENGÜÇ - OPEL Türkiye Kalite Güvence Müdürü - Daha sonra OPEL Almanya CKD Fabrikaları Kalite Direktörü – Emekli.
Ertil ARSLANAY - OPEL Türkiye Üretim Müdürlüğü - Satış Sonrası Hizmetleri Müdürlüğü - NORM Cıvata Genel Müdürlüğü ve Tiryakiler – Emekli.
***
Gördüğünüz gibi kısa süren Opel macerası bile nasıl deneyimli ve sektörü güçlendirden önemli kadrolar yaratıyor.
Biz bu işe asılalım.
Gerçekten de asılalım...

 
Tam İzmir Partisi’nin işi

ŞU yerli otomobil meselesini önemsiyorum.
İzmir’de olur ya olmaz.
Bundan daha önemlisi; İzmir’in bu konuda bir araya gelmesi, ortak toplantılarda bir irade göstermesidir.
Ki, sevindirici olan atılan bazı adımların kentte karşılığının bulmasıdır.
Geçen hafta salı günü İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun başkanlığında bir toplantı yapıldı.
Finalinde bir komite oluşturuldu.
Bu komite bundan sonraki süreci delege edecek.
Başkan Ege Bölgesi Sanayi Odası Başkanı Ender Yorgancılar oldu.
Bence bu iş partiler üstü bir meseledir.
Tekrarlıyorum...
Tam da “İzmir Partisi”nin sınav vereceği bir proje...
Ben bugün vekil olsam, milletvekilliği koltuklarında otursam İzmir Partisi’nin güçlenmesi için var gücümle lobicilik yapardım.

 
İzmir hep turuncudur

ARZU Ergören bir iş kadını...

Duyarlı, toplumsal meselelerle hep ilgili...
Doğal olarak “kadına şiddete hayır” diyen bir kampanyaya da destek veriyor.
Ben “İzmir’i turuncuya boyayalım” diye yazınca bana bir fotoğraf yollamış.
Karşıyaka’dan çekilmiş, Mavişehir’den...

Güneş kentin üstünde...
O turunculuk bütün İzmir’i kaplamış.
Arzu demiş ki...
“İzmir hep turuncudur...”
Çok doğru...
Bu kampanya niye yapılıyor.
Giderek artan aile içi şiddete karşı çıkmak, sonlandırmak, hayır demek için...
İzmir’in hoşgörü iklimi hep kentin içindedir, o havayı hepimiz içimize çekeriz.
O yüzden siyasiler bile İzmir’e geldiklerinde daha olumlu, daha ılımlı, daha yumuşak mesajlar verir.
“İzmir hep turuncudur” demiş Arzu Ergören ve eklemiş.
“İzmir’i turuncuya boyamaya gerek var mı sizce? İzmir zaten turuncu her sabah ve akşam... Eşitlik, laiklik, modernlik, huzur bu şehrin toprağında, ikliminde, mayasında var. İzmir anlatılmaz, yaşanır...”
Fotoğrafı çok beğendim, kampanyayla ilgili bana fotoğraflar gelmeye başladı.
Beğendiklerimi köşemde, haberlerimizde yayınlayacağım.

 
Sosyal projelere
desteğimiz sürecek

İKİ logoyu 10 Aralık’a kadar yan yana kullanacağız.

“İzmir’i turucuya boya” ve Hürriyet’in uzun yıllardır devam ettirdiği “Aile içi şiddete son” kampanyası...
İkisi birbirini tamamlayan projeler...
Biri ulusal yürütülen, diğeri İzmir’i öne çıkaran işler...
İzmir’deki kampanya 25 Kasım’da başlayıp 10 Aralık’a kadar devam edecek.
Ama Hürriyet’in kampanyası hep devam edecek.
Türkiye aile içi şiddeti, kadına olan şiddeti bitirinceye kadar...