Kentlerin dönüşümü değişimi kampanyanın en önemli sözü

Yani sürpriz yok...
Çünkü AK Parti’nin kendi içinde bir matematiği var.
Örneğin aylar önce Adana Lezzet Festivali’ne gittim.
Kentin önde gelenleriyle konuştum, tanıdığım Adanalılarla da sohbet ettim.
Herkes Fatih Mehmet Kocaispir’i işaret ediyordu.
Kocaispir’in de buna uygun siyaset yaptığını söylüyorlardı.
Yani bu hazırlığın çok önceden başladığını fark ediyorsunuz.
Ankara’da Turgut Altınok için de benzer yorumlar yapılabilir.
İstanbul’da Murat Kurum’un tercih edilmesinde de AK Parti’nin bu yerel seçimlerde uygulayacağı seçim stratejisinin önemli bir payı var.
Öyle anlaşılıyor ki Kurum, kampanyasının büyük bölümünü İstanbul’un dönüşümü ve yeniden inşası üzerine kurgulayacak.
İzmir adayı Hamza Dağ’ın ilk açıklamalarını da dikkatlice okudum.
Dağ da benzer bir açıklama yapmış.
“İzmir’e özel konut projesi yapacağız” diyor.
Ve diyor ki...
“Bu kentte yaşayan insanlara belediye aracılığıyla konut imkanı sağlamak istiyoruz. Sadece İzmir’de ikamet edenlerin faydalanacağı bir proje üzerinde çalışıyoruz.”
Demek ki...
AK Parti’nin büyükşehir adayları deprem gerçeğinden hareketle, kentlerin dönüşümü sözünü vererek yola çıkıyor.
Adaylar seçim kampanyalarının detaylarını şubat ayında açıklayacak.
O zaman diğer yatırım ve projeleri de inceleme imkanı bulacağız.
Dilerim bütün adaylar kentsel dönüşüm dışında da sözler verirler.
Çünkü bugünün dünyasında şehirlerin yarışı var.
Ve yarışta olanlar yeni öyküler yazarak başarılı oluyor...

CHP İzmir’i tanımıyorsa
hangi şehri tanıyacak?

Cumhuriyet Halk Partisi’nde İstanbul ve Ankara adayları çok önceden belli oldu. Ama İzmir, Muğla, Antalya gibi şehirlerde belirsizlik sürüyor.
Ve doğal olarak adayları belli olmayan şehirlerde de yüksek tansiyon var.
Çünkü üç büyükşehri de CHP’li belediye başkanları yönetiyor.
Muğla’da Osman Gürün yeniden aday olmayacağını açıkladı ama kentte de çok fazla aday adayı var.
Antalya da öyle...
İzmir’de süre uzadıkça stres katsayısı da arttı.
Tunç Soyer yeniden aday; sekiz tane de dosya almış resmi rakibi var.
Bir o kadar da adı geçenler bulunuyor.
CHP’de bu hafta parti meclisi toplanıyor.
Büyük ihtimalle İzmir’in bu haftaki toplantıda gündeme gelmeyeceği konuşuluyor.
Çünkü kulislere yansıyan Antalya’da bazı sıkıntılar var ve parti meclisinin bir hayli hareketli geçmesi bekleniyor.
İzmir kamuoyu da aslında bu gecikmenin sebebini sorguluyor.
CHP Genel Merkezi “İzmir için çok hassas davranıyoruz” dese de bu açıklamalar kentte yaşayanları tatmin etmiyor.
CHP İzmir’i tanımıyorsa, hangi şehri tanıyacak?

Her parti için özeleştiri zemini olsun

Hadi bu seçimde tren kaçtı, sonraki seçimlere bu yaşananlar bence her parti için bir özeleştiri zemini olsun.
Neden mi?
Her parti aday bulmakta bir hayli zorlandı.
Bunu çok net görüyoruz.
Uzun süren arayışlar, kamuoyu anketleri, memnuniyet yoklamaları ve buna rağmen yeniden aday arayışları ve görüşmeleri...
Oysa seçimin tarihi değişmedi.
Beş yıl sonrasının seçim takvimi de aşağı yukarı şimdiden belli.
Parti içi dengeleri çok iyi anlıyorum, partiler için değişen koşulları da çok iyi izliyoruz.
Ama her seçim döneminde yaşanan bu süreci de anlamakta zorlanıyorum.
Özellikle büyükşehirlerde görev yapan ilçe başkanları bir sonraki dönemler için potansiyel adaylardır.
Ama buralardan da ideal adaylar, isimler çıkmıyorsa; bence her partinin kendi içinde bir özeleştiri yapması gerekir.

Hayat bazen futbol gibidir

Oğlum Atlas; iyi bir Fenerbahçeli...
Bugünün çocukları, gençlerinin bizden daha tutkulu olduğunu da söylemeliyim.
Yani okuyorlar, izliyorlar, araştırıyorlar, öğreniyorlar...
Sporu maç zamanı televizyonun karşısına ya da tribünlere giderek yorumlamıyorlar.
Fenerbahçe bu sene çok iyi takım kurdu.
Harika transferler yaptı; Başkan Ali Koç şampiyonluk hasretine son vermek için elinden geleni yapıyor.
Sonuçlar da gayet iyi, bütün istatistikler sadece Türkiye’de değil, bütün Avrupa’da birçok açıdan takımın iyi yolda olduğunu gösteriyor.
Buna rağmen Fenerbahçe çok kritik bir haftada Samsun engelini aşamadı ve berabere kaldı.
Atlas, 11 yaşında ve futbol bilgisine gerçekten hayranım... Maç sırasında teknik direktör İsmail Kartal’ın yaptığı değişiklikleri çok eleştirdi.
Takımı bunca maçta sırtlayan, rekorlara taşıyan dört kritik futbolcunun alınmasına isyan etti.
Ve “Bu maçı döndüremeyiz, takımın hücum gücü düştü!” dedi.
Ve dediği gibi oldu.
Fenerbahçe çok kritik iki puan kaybetti.
Galatasaray da Trabzon karşısında müthiş bir galibiyet aldı.
Atlas’a da anlatmaya çalıştım.
Bazen istediğin olmuyor, kafanda kurguladığın bir plan sahaya yansımıyor.
Ama şunu da söyledim...
Hayat biraz da futbol gibidir. B, C planların olacak, yaşamın getirdikleri karşısında soğukkanlı da olacaksın.
Atlas’ın anladığını düşünüyorum.
Ama İsmail Kartal’ın da kendi adına çıkaracağı önemli dersler var bu maçtan...