Paylaş
Arada hatırlatmalar yapıyorum.
Büyük şehirlerin pandemi sonrasındaki trafik problemleri çok daha ağırlaşacak.
Ve hatta salgınla birlikte değişen yaşam alışkanlıklarından dolayı yazlık yerlerde de birinci problem trafik, ulaşım olacak.
İstanbul’un trafiği ve yollarda geçirilen süre her zaman konuşulur.
Türkiye’nin kalbi İstanbul’da attığı ve altyapı yatırımları sürekli yapıldığı için ben İstanbul’u şanslı buluyorum.
Evet; hala trafik yoğun ve sıkışım ama alternatifler de yok değil.
Üçüncü köprü, yeni çevre yolları, Marmaray İstanbul’a nefes aldırdı.
Türkiye’nin göçü durdurması ancak kentlerimizin modernleşmesine, altyapı yatırımlarının artmasına ve çalışan bir ekonomiye bağlı...
Belki yıllar sonra İstanbul’dan tersine göçü de çok konuşuyor oluruz.
Aslında böyle bir durum İzmir’in gündeminde...
50 binin üzerinde göç alıyor İzmir ve bu nitelikli göçün büyük kısmını İstanbul’dan alıyor.
Dediğim gibi İstanbul’un alternatifleri çok ama İzmir kent merkezi sıkışmış durumda.
Hem kentin trafik akışını rahatlatmak, hem de kentin bu göçü yönetebilmesi için yeni altyapı yatırımlarına ihtiyacı var.
O yüzden ikinci çevre yolunu çok önemli.
Yıllardır bu konuyu gündemde tutmaya çalışıyorum.
İzmir’in çevre yolu artık yetmiyor, trafik yükünü taşımıyor.
Kentin özellikle kuzeyi büyüyor.
Aliağa bölgesindeki sanayi tesisleri kapasite artırıyor, yenileri geliyor. Çandarlı limanı devreye girdiğinde taşıma yükü daha da artacak.
Karşıyaka Çandarlı’yla, Konak Çeşme’yle birleşecek yıllar içinde...
O yüzden ikinci çevre yolunun bir an önce hayata geçirilmesi gerekiyordu.
Her seçim döneminde konuşulan, gündemde tutulan çevre yoluyla ilgili iyi haberi İzmir Milletvekili Mahmut Atilla Kaya verdi.
Ben de süreci büyük bir dikkatle takip ediyorum.
Göçü bir şekilde
artık kesmeliyiz
OKURLARDAN gelen mesajları, yorumları dikkatle okuyorum. Yurtdışında yaşayan bazı dostlar “Yol yaparak trafik sıkışıklığı azalmaz” diyor.
Haklılar, katılıyorum.
Ama bu yorumlar nüfusu artmayan, hatta azalan, 1-1.5 milyon nüfuslu kentler için geçerli olabilir.
Ki alternatif yolların da olduğunu düşünüyorum.
Biz bazı dengeleri kaçırdık.
Bugün İstanbul’un nüfusu 20 milyonun üzerinde; İzmir 5 milyona yaklaştı hatta geçmiş bile olabilir.
Bir de bu kentlere günlük ziyaretler var.
Herkesin İstanbul’la, İzmir’le bir bağlantısı var.
Bu da bir nüfus hareketliliği yaratıyor.
Öyle olunca yol yapsanız da, altyapıya ağırlık verseniz de yetmiyor.
Hele İzmir gibi körfezin kenti ikiye böldüğü, toprağı sınırlı ama nüfusu sürekli artan bir şehir için mutlaka alternatifler yaratmanız gerekir.
Bunlar da öyle küçük rötuşlar, yol düzenlemeleriyle değil ancak yapısal değişikliklerle olur.
Körfezi geçmeliyiz
YİNE yazıyorum.
Körfez geçişi projesini mutlaka yapmalıyız.
Bugün yapmazsak yarın yapacağız.
Üstelik bu yatırımla ilgili fizibilite çalışmaları çoktan bitti. ÇED süreçleri tamamlandı.
Pandemiyle sıkışan ekonomiler projeyi biraz geciktirebilir.
Ancak ben İzmir’in geleceği için körfez projesinin mutlaka yapılmasından yanayım.
İnciraltı’nda neyi bekliyoruz?
BU arada İnciraltı imar planı ne oldu?
Yıllardır konuşuyoruz, yazıyoruz, çiziyoruz.
Bazen bölgeyle ilgili açıklamaları haber yapıyoruz.
Sonra yine bir sessizlik oluyor.
EXPO’yu almış olsaydık İnciraltı’nı çoktan planlamış ve projeyi gerçekleştirmiştik.
Ama EXPO’nun gerçekleri ve hedefleri dün gibi bugün de İzmir’in gündemiyse ve ihtiyaçsa neden bu bölgenin geleceğiyle ilgili kararlar gecikiyor.
Gerçekten merak ediyorum.
Karşıyaka böyle gidemez
GÖZTEPE iyi gidiyor.
Altınordu her zaman şampiyon adayımız.
Altay’dan iyi bir final bekliyorum.
Karşıyaka’nın başarılı olması en büyük hayalimiz.
Karşıyaka uzatmalarda attığı golle rakibini yenmeyi başardı ve Play Off’u zorluyor.
Dün maç yorumlarına, fikstüre bakarken üzülmedim değil.
Hiçbir takımımızı, kulübümüzü hafife almıyorum.
Ama Karşıyaka’nın ismi, markası o kadar büyük ve güçlü ki, hiçbir rakibiyle yan yana olmuyor.
Ve bu ligden mutlaka kurtulmak zorunda.
Karşıyaka böyle gidemez.
Bu sefer işimiz zor
KISMEN kapandık.
Ama açıkça söyleyeyim.
Bu iki haftada çok şeyin değişeceğine inanmıyorum.
Çünkü hayat yasaklara rağmen devam ediyor.
Elbette durdurmayacağız ama en azından bu iki haftayı mümkünse öylesine yavaşlatacağız ki yeni yasaklar gündeme gelmesin.
Türkiye turizm sezonunu kaçıramaz.
Ama bu rakamlarla da turist Türkiye’ye gelmez.
Yazı böyle geçirirsek sonbahar hepimiz için sıkıntılı olur.
Bu sefer sadece pandemi açısından değil ekonomik olarak da zorlanırız.
O yüzden hep kendi karantinamızı uygulayalım diyorum.
Yoksa bu sefer ipin ucu kaçacak.
Paylaş