Paylaş
“Simyacı”yı okumuşsunuzdur, okumadıysanız da mutlaka alıp koyun.
Paulo Coelho; benim çok yakından takip ettiğim yazarların başında gelir.
Elbette, Albert Camus ve Andre Gide’i listenin en başına yazarım.
Ama yeni dönemin en etkileyici yazarlarının başında geliyor Paulo Coelho...
“Simyacı” çok okununca, çok satınca sonrasındaki kitapları da ilgi çekti.
Dünyanın en çok dile çevrilmiş yaşayan yazarı olarak rekorlar kitabına geçen Coelho, son romanı “Kazanan Yalnızdır” da tanıdık temalarından uzak durmuş. Bu sefer mistik çöl manzaraları yerine Fransız Rivierası’nın parlak güneşi altında marka giysiler içinde, güzellikleriyle göz kamaştıran şöhretleri ele almış.
“Kazanan Yalnızdır” da olaylar multimilyarder bir Rus işadamının özel jetiyle Cannes Film Festivali sırasında şehre gelmesiyle başlıyor. Ve tam tamına yirmi dört saat boyunca gelişen olayları anlatıyor.
İşadamının tek isteği, onu iki yıl önce terk eden karısının kalbini yeniden kazanmak... Coelho, bize insan beyninin yaşadığımız olaylardan nasıl etkilendiğini, en büyük günahları işlerken bile kendini masum gösterecek ne kadar muhteşem senaryolar üretebildiğini gösteriyor ve ister istemez kendi kişiliğimizi ve psikolojimizi de sorgulatıyor.
Sürükleyici müthiş bir öykü...
Kitabın bir bölümünde birkaç iyi dost konuşuyor.
İçlerinden biri şu soruyu soruyor:
“Normal olmak ne demek sana göre...”
Soruyu soruyla cevap veriyor kitabın kahramanlarından Javits...
“Vicdanın seni rahatsız mı ediyor? Yapmaman gereken bir şey mi yaptın?”
Şöyle bir cümle ortaya atılıyor:
“Her türlü hırstan yoksun bir biçimde yaşamak...”
Javits, cebinden “normal davranışlar” listesini çıkarıyor.
Ve başlıyor okumaya...
Sahi...
Siz kendinize böyle bir soru sordunuz mu?
“Normal olmak” deyince aklınıza neler geliyor?
Böyle bir tarif olur mu, olursa bunu kim yapar, kim yapmalı?
Kim normal, kim değil?
Size normal gelen, bir başkasına nasıl gelir?
Doğrular, yanlışlar herkese göre değiştiğine göre ortak bir dil yakalamak mümkün olabilir mi?
İşte kitaptaki “normal davranışlar listesi...”
Normal olmak ne demek?
Paulo Coelho’nun kitapları kadar yaşam öyküsü de ilginçtir. Coelho gençliğinde bir hippiydi. Yazarlığa başlamadan önce ülkesinde tanınan bir şarkı sözü yazarıydı. Bir süre gazetecilik de yaptı. 1988’de yayınlanan romanı Simyacı sayesinde Gabriel Garcia Marquez’den sonra en çok okunan Latin Amerikalı yazar oldu.
“Kazanan Yalnızdır” farklı bir kurguyla yazılan bir roman ve bir sürü sıra dışı şeyler yaşanırken, “normal olmanın” ne olduğunu arayan bir eser...
Paulo Coelho’nun kitaptaki kahramanlarından Javits’in cebindeki “normal davranışlar listesi” aynen şöyle:
1. Normal, bize kim olduğumuzu ve ne istediğimizi unutturan her şeydir; böylece üretmek, yeniden üretmek ve para kazanmak için çalışabiliriz.
2. Savaşın kurallarını koymak. (Cenevre Sözleşmesi gibi)
3. Yıllarca üniversitede okuduktan sonra işsiz kalmak.
4. Her gün dokuzdan beşe hiç zevk almadığın bir işte çalışıp, otuz yıl sonra emekli olmak.
5. Emekli olduktan sonra artık hayattan zevk alacak gücünün kalmadığını keşfetmek, birkaç yıl sonra da sıkıntıdan ölüp gitmek.
6. Botoks yaptırmak.
7. Gücün paradan, paranın da mutluluktan çok daha önemli olduğuna inanmak.
8. Paradan çok mutluluğun peşinde koşan herkesle alay etmek ve onları “hırstan yoksun olmak”la suçlamak.
9. Araba, ev, giysi gibi nesneleri kıyaslamak ve yaşamanın gerçek nedenini keşfetmeye çalışmak yerine, yaşamı bu tür kıyaslamalara göre tanımlamak.
10. Yabancılarla hiç konuşmamak. Komşular hakkında kötü konuşmak.
11. Ana babanın her zaman haklı olduğuna inanmak.
12. Evlenip çocuk yapmak, çocukların iyiliğini düşündüğünü söyleyerek aşk bittikten sonra da uzun süre birlikte kalmak.
13. Farklı olmaya çalışan herkesi eleştirmek.
14. Her sabah, başucundaki komodinin üstünde duran çalar saatin isterik sesiyle uyanmak.
15. Basılı olarak görülen her şeye inanmak.
16. Hiçbir yararlı amaç taşımadığı halde, sırf adına “kravat” dendiği için boynuna renkli bir bez parçası takmak.
17. Karşındaki insan ne öğrenmek istediğini kestirebildiği halde, hiçbir zaman doğrudan bir soru sormamak.
18. Gözyaşlarına boğulmak üzereyken bile gülümsemeyi sürdürmek. Duygularını açığa vuran insanları küçümsemek.
19. Sanatın ya bir servet ettiğine ya da hiçbir değeri olmadığına inanmak.
20. Özveriyi gerektirmemişse hiç kuşkusuz sahip olmaya değmeyeceği için kolay elde edilen her şeyi küçümsemek.
21. Ne kadar gülünç ve rahatsız olursa olsun, moda akımlarını takip etmek.
22. Tüm ünlü insanların birikmiş tonlarca parası olduğuna inanmak.
23. Dış güzelliğe çok fazla zaman ve para ayırmak ve iç güzelliği pek umursamamak.
24. Yalnızca sıradan biri olduğun halde, öteki ölümlülerden çok üstün olduğunu göstermek için elinden geleni yapmak.
25. Toplu taşıtlarda yolculuk ederken yanlış anlaşılır kaygısıyla asla kimsenin gözünün içine bakmamak.
26. Asansörde kapıya dönük durmak ve içerisi ne kadar kalabalık olursa olsun, oradaki tek kişiymişsin gibi davranmak.
27. Yapılan espri ne kadar harika olursa olsun, bir restoranda asla çok yüksek sesle gülmemek.
28. Neyin doğru, neyin yanlış olduğunu bilecek kadar yaşamamış olsan da yaşlandıkça bu dünyada erdemin koruyucusu senmişsin gibi davranmak.
29. Hayır kurumlarının çay partilerine katılarak, dünyadaki toplumsal eşitsizliğe son verme konusunda üstüne düşeni yaptığını sanmak.
30. Acıkmasan da günde üç öğün yemek yemek.
31. Başkalarının her zaman senden daha iyi, daha güzel, daha yetenekli, daha zengin, daha zeki olduğuna, kendi sınırlarının dışına çıkmanın çok tehlikeli olduğuna inanmak. O yüzden de “en iyisi hiçbir şey yapmamaktır” diye düşünmek.
32. Arabanı bir silah olarak ve delinmez zırh olarak kullanmak.
33. Trafik sıkıştığında küfretmek.
34. Çocuğunun yanlış yaptığı her şeyin tümüyle arkadaşlarından kaynaklandığını düşünmek.
35. Sana toplumda düzgün bir konum sunan ilk kişiyle evlenmek.
36. Gerçekte hiç denemediğin halde hep “Denedim” demek.
37. Hayattaki gerçekten ilginç şeyleri yapmayı, artık o gücü bulamayacağını düşündüğün için daha sonraya ertelemek.
38. Depresyonu her gün aşırı dozda televizyon izleyerek bastırmak.
39. Elde etmiş olduğun her şeyi sağlama alabileceğini sanmak.
40. Kadınların futboldan hoşlanmadığını, erkeklerin de ev dekorasyonu ve yemek pişirmeye ilgi duymadığını varsaymak.
41. Meydana gelen kötü şeylerin hepsi için hükümeti suçlamak.
42. İyi, dürüst ve saygı değer biri olursan, herkesin seni zayıf, savunmasız ve kolayca yönlendirebilecek biri olarak göreceğini düşünmek.
43. Saldırgan ve kaba biri olmanın, “güçlü bir kişiliğe” sahip olmakla eşanlamlı olduğuna inanmak.
44. Endoskopi yapılmasından (erkeksen) ve doğum yapmaktan (kadınsan) korkmak.
Kitabın kahramanlarından Javits’in “normal davranışlar listesi” böyle...
Siz ne kadar normalsiniz ya da sizin “normal davranışlar listeniz” nasıl?
Paylaş