Paylaş
Daha doğrusu bozdular...
Ligler başlamadan kısa bir süre önce işadamı Erdal Acar geliyor ve takıma sponsor olmak istediğini söylüyor.
Daha da öteye gidiyor.
“Kulübün bütün borçlarını ödeyeceğim. Transferler yapıp Karşıyaka’yı süper Lig’e çıkaracağım” diyor.
Bu konuşmalar yapılırken; Pınar Karşıyaka da harikalar yaratıyor.
Basketbolda şampiyonluk geliyor; Karşıyaka coşuyor.
Kongreye gidiliyor; yine Acar’ın desteğini alan Ali Erten başkan seçiliyor.
Flaş transferler yapılıyor; Süper Lig tecrübesi olan oyuncular alınıyor.
Kayseri Erciyes’i şampiyon yapan Cüneyt Dumlupınar takımın başına getiriliyor.
“Takım yeni bir, iki haftaya herşey düzelir” deniyor ama haftalar ilerledikçe işler arapsaçına dönüyor.
Çünkü kulüple sponsor arasında görüş ayrılıkları çıkıyor.
Erdal Acar; bir var, bir yok.
Aslında yok...
***
Resmi bir sponsorluk için masaya oturmuyor ama her seferinde “Desteğim tam” diyor.
Anlaşılıyor ki; Cüneyt Dumlupınar bu işi kıvıramayacak Kemal Özdeş takımın başına geliyor.
Bu arada yönetimden habersiz futbolcularla toplantılar yapılıyor ve daha birçok şey...
Hüseyin Hamamcı idareten geliyor. İki hafta sonra var mı, yok mu; o da, bir başkası da bilmiyor.
Bugün değil ama haftaya Salı Karşıyaka Kongre’ye gidiyor.
Bütün bu kafa karışıklığı, bütün bu moral bozukluğuyla...
***
Beyler...
Sıradan bir takımdan bahsetmiyoruz; büyük bir camiayı konuşuyoruz.
Sözünü ettiğimiz kulüp 1912’de kurulmuş, Türkiye’nin en köklü kulüplerinden Karşıyaka’dır.
Ve maalesef gelinen nokta hiç de iç açıcı değil.
Şunu söyleyeyim.
Dün söz verenler bugün bir yere gidemezler.
Yarı yolda bırakamazlar.
Bir şey yokmuş gibi davramazlar...
Karşıyaka geçmişte çok sıkıntılar yaşadı ve atlattı ama bu sefer ki inanın çok daha büyük...
Denge bir kere bozuldu mu toparlamak zordur.
Karşıyaka’nın fabrika ayarlarına dönmesi gerekir.
Erdal Acar kongreye gelmeli
Evet; Erdal Acar bunu yapmalı.
Ve konuşmalı...
Demeli ki...
“Ben Karşıyaka’yı şu nedenlerle destekliyorum. Ve böyle bir hayalim vardı. Belki bugün sıkıntılı bir dönemden geçiyoruz. Ama sözüm söz... İlk gün ne dediysem, bugün de o...”
29 Aralık’ta gelmeyecekse...
Bir şeyler söylemeyecekse...
Ne zaman gelecek ve bir şeyler söyleyecek?
Divan; sen de birşeyler söyle
Karşıyaka’nın en üst kurulu Divan’dır. Karşıyaka’da görev almış, deneyimli yöneticilerden oluşan Divan Kurulu’nun bu camiada büyük bir ağırlığı vardır. 29’undaki kongre öyle bir döneme denk geliyor ki; geçmişin hatalarının hem telafisi mümkün hem de özeleştiri yapıp geleceğe daha iyi bakabilecek bir süreyi de kulübe veriyor. Tabii hata kaldırmayacak kadar önemli kararların alınması gerekiyor. O yüzden Divan Kurulu, artık sen de birşeyler söyle...
Ne mi yapılmalı?
Bir yanda Karşıyaka, bir yanda Göztepe...
Bir yanda aklı karışık bir Karşıyaka, bir yanda herşeyi dört dörtlük yapan bir Göztepe...
Bir yanda darmadağın olmuş bir Karşıyaka yönetimi, bir yanda profesyonelce yönetilen bir Göztepe...
Ne mi yapılmalı; diye soracak olursanız.
Göztepe’ye bakın derim.
29 Aralık’ta herkes konuşmalı
* Önce bu kulübe maddi manevi her türlü desteği veren Selçuk Yaşar’ın görüşleri önemli. Yaşar’sız olmaz; mesajı okunmalı ya da temsilcisi mutlaka konuşmalı.
* Divan Kurulu Başkanı Cihan Büyükoral, camianın kararlarını paylaşmalı, eski bir başkan olarak mutlaka konuşmalı.
* Aday olmayacağı beklenen Ali Erten, yaşadıklarını paylaşmalı, mutlaka konuşmalı.
* Karşıyaka bugüne kadar medyada çıkan haberlerden Erdal Acar’ın görüşlerini öğrenmeli. Erdal Acar, kongrede mutlaka konuşmalı.
* Başkan adayları bu sefer duygusal değil; bir çözüm paketiyle kongre üyelerinin önüne gelmeli. Adaylar bu sefer çok konuşmalı.
Paylaş