Karakter karanlıkta tek başımıza kaldığımızda yaptığımızdır

Haberin Devamı

BAZEN bir iki satır söz; sayfalar dolusu kitap yerine geçer.
Bazen de bir paragraflık yorum; kısa bir hayatın özetidir.
Birkaç yıl önce Prof. Dr. Erdal Atabek’in konuşmacı olarak katıldığı bir toplantıya gitmiştim.
Ceketimin cebinden “akıl defterimi” çıkartıp not olmaya başladım.
Atabek; şöyle bir cümle kullandı:
“Eğer bir dış etken seni üzerse duyduğun acı o şeyin kendisinden değil, senin ona verdiğin değerden geliyordur. Onu da her an ortadan kaldırma gücün vardır...”
Müthiş bir yorum...
Başka...
“Karakter karanlıkta ve tek başımıza kaldığımızda yaptığımızdır...”
Bu da en az birinci yorum kadar etkili bir anlatım...
Peki, insan hayatını ve hayatları değiştirme gücünü nereden alıyor.
Elbette kendisinden...
Karakterinden, genetik mirasından, çevresinden, ailesinden, dış etkenlerden, yaşadığı koşullardan, ait olduğu camialardan...
Ama en çok karakterinden...
Erdal Atabek’i okurdum, şimdi bütün kitaplarını daha çok okuyorum.
“İnsan” denen varlığı daha çok keşfetmeye çalışıyorum.
“Karakter” ve “insanı yeniden insan yapmak” kavramlarını yeniden yorumluyorum.
Bunları neden anlatıyorum.
Çünkü, bu kavramlar arasında fikir sörfü yaparken, resmin bütününü görmeye çalışırken, çocuklukla ergenlik, çocuklukla yaşlılık arasında dengeleri araştırırken, anlıyor ve hissediyorum ki...
Her şey doğumun ilk günüyle başlıyor, yedi yaşına kadar şekilleniyor.
İnsanın hayatı boyunca yaptıklarının şifresi işte o yıllara gizleniyor.
“Karakter” de o yaşlarda oluşuyor.
O yüzden sıfırla yedi yaş arasında yapılanlara daha fazla dikkat ediyorum, daha fazla destekliyorum.
¡¡¡
Geçen gün İzmir Milli Eğitim Müdürü Ragıp Üye ile birlikte Menemen’in Kesik Köyü’nde buluştuk.
Kaymakam Turgut Subaşı, Milli Eğitim Müdür Yardımcısı İsmail Çetin, Okul öncesi eğitimden sorumlu Şube Müdürü Salim İmren, Menemen İlçe Milli Eğitim Müdürü Oğuz Sezgin ile birlikte köyün içinden dört, beş yaşlarındaki çocukları alıp “mobil anaokulu”na gittik.
“Mobil anaokulu” yani bir otobüs...
Ana sınıfında İzmir, birçok ile göre çok iyi durumda...
Ama Ragıp Üye’nin gönlü, İzmir sınırlarında tek bir çocuğun bile bu eğitimi almamasına razı değil...
O yüzden ilçe müdürleriyle altı ay önce bir toplantı yapmış ve “mobil ana sınıfı” projesini geliştirmiş.
Yardıma Menemen Belediye Başkanı Tahir Şahin yetişmiş.
Bir otobüsü özel dizayn ettirmiş.
Otobüste bir anaokulunda olması gereken her şey var...
Oyuncaklar, vakit geçirebilecekleri diğer uğraşlar...
¡¡¡
Hoşuma giden, bu projeye gittiğimiz her yerde halkın da ilgi göstermesi...
Yani proje havada kalmamış.
Aileler mutlu, elbette çocuklar da mutlu...
Ragıp Üye’nin hedefi; “mobil anaokulu”ndan üç tane yaptırmak.
Bu sayede bölgede her çocuğa ulaşmayı istiyor.
O yüzden sivil toplum örgütlerine; Rotary ve Lions derneklerine, diğer bütün yardım kurumlarına bir çağrım var.
İzmir Milli Eğitim Müdürlüğü’nü yalnız bırakmayın.
Yerel yönetimler de bu projeye destek verebilirler.
¡¡¡
Prof. Dr. Erdal Atabek’in sözünü yeniden hatırlatmak istiyorum.
“Karakter karanlıkta ve tek başımıza kaldığımızda yaptığımızdır...”
Çocuğumuzun gurur duyulacak, çevresine yararlı, topluma faydalı, başarılı, akıllı, çevresine ışık saçan bir insan olmasını istiyorsak...
Atabek’in dediği gibi işe önce çocuğumuza sağlam bir karakter vererek başlamalıyız. Karakterli bir çocuk ne sizi, ne de kendisini kandırmayacaktır.
İşte bunun için sıfırla yedi yaşa odaklanmalıyız.


 

Yazarın Tüm Yazıları