Kapanma olmasın aşı kartı uygulansın

GEÇEN hafta İzmir’in önemli kurumları ortak bir açıklama yaptılar.

Haberin Devamı


İzmir Ticaret Odası Başkanı Mahmut Özgener, Ege Bölgesi Sanayi Odası Başkanı Ender Yorgancılar, İzmir Ticaret Borsası Başkanı Işınsu Kestelli ve Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkan Jak Eskinazi kamuoyunun karşısına çıkıp şöyle dediler;
“Restoran ve kafeler 70 günden fazla tam kapanma yaşarken, yaklaşık 5 ay süresince sadece paket servis ile hizmet verebildi. Aynı şekilde, kuaför ve berberler yaklaşık 50 gün kepenk indirirken, spor salonları da toplamda 4 ay kapalı kaldı. Ayrıca etkinlik ve düğün salonları 15 ay boyunca sadece 2 ay açık kalabildiler. Özellikle hizmet sektörü gibi tekrar kapanmayı ticari olarak göğüsleyemeyecek durumda olan işletmeler için aşı kartı uygulamasının güçlü bir çözüm olacağına inanıyoruz...”
Aşı kartı uygulamasına en başından beri destek veriyorum.
Dördüncü dalga aşısızların olacağı şimdiden belli...
Hastaneye yatanların yüzde 95’inin aşı olmayanların olduğunu uzmanlar söylüyor.
Üstelik birkaç ay süreceğini tahmin ettiğimiz pandemi iki yıldır devam ediyor.
Ve hiçbir ülkenin yeni bir kapanmaya tahammülü olduğunu düşünmüyorum.
Kapanmaların olmasını istemiyoruz.
Bazı kısıtlamalar olabilir ama bunları da çocuklarımızın okullarına gitmeleri için yapmalıyız.
Aşı kartı uygulamasına Fransa, İtalya ve Yunanistan gibi bazı Avrupa ülkelerinde başlandı.
Bizde de uygulanmasını doğru buluyorum.
Oda başkanlarımızın bu isteğini destekliyor ve gündemde kalması gerektiğini düşünüyorum.

 

Haberin Devamı

Okullar açılmalı ve açık kalmalı

DÜNYA Sağlık Örgütü Avrupa Bölgesel Direktörü Hans Kluge Atina’da pandemiyle ilgili bir zirveye konuştu.
Zirvenin konusu akıl sağlığıyla ilgiliydi.
Kluge çarpıcı açıklamalar yaptı.
Ve dedi ki;
“İlk olarak çocuk ve ergenler gibi yüksek risk gruplarına odaklanmamız gerekiyor, çünkü okulların kapanmasından çok fazla etkilendiler. Okullar sadece eğitim vermekle kalmıyor aynı zamanda bir şekilde sosyal koruma sağlıyor. Örneğin ev içi şiddete karşı. Öte yandan araştırmada sağlık çalışanları ile hasta ve yaşlı bakım personeline de dikkat etmemiz gerektiğini gösterdi. Olağanüstü zamanlar olağanüstü önlemler gerektiriyor.”
DSÖ eylül ayında bir Avrupa faaliyet planının onaylanmasını bekliyor.
Bu planda hangi detaylar olur bilemiyorum.
Ama Türkiye için önemli olan şey okullardır.
Okullarımızı açık tutmalıyız.
6 Eylül’de açıp kapatmamalıyız.
Ya da 6 Eylül’de açıp; bazı günler yüz yüze, diğer günler online eğitime dönmemeliyiz.
Çocuklarımız bu yıl tam kapasiteyle ve yüz yüze eğitim almalılar.

Haberin Devamı


Bu sefer Atlas’a
kapanmayı asla
anlatamam

ŞAHSEN oğlum Atlas’a okulların bir açılıp bir kapandığını bundan sonra anlatamam. Çünkü okulunu özlediğini, öğretmenlerini, arkadaşlarını çok özlediğini biliyorum. Üstelik bu çocuklar okula gitmese de dışarıda oynuyorlar, buluşuyorlar. Yaz boyunca denize girdiler, kurslara katıldılar, parklarda oynadılar. Ve 6 Eylül’de okula gidecekleri için şimdiden bir heyecan içindeler. Okullar başladıktan kısa bir süre sonra yine vakalar artarsa ve yine tedbirler kapsamında okullar online’a geçerse inanın bu sefer ona söyleyecek sözüm yok.
Çünkü dünyada birçok ülke kısıtlamalara gitti, kapanmalar oldu ama özellikle ilköğretim okullarını kapatmadılar. Çocuklarımızın okullara ihtiyacı var. O yüzden aşılamayı tamamlamamız lazım. Aşı olmak istemeyenlere saygım var elbette... Ama o zaman onlar da evlerinde kalıp, kalabalıklar içinde olmamayı baştan kabul edecekler.

 

Haberin Devamı

Çok üzülüyorum kahroluyorum

İÇİMİZ yanıyor, gerçekten güzelim ormanlarımız yanıyor. Sosyal medyada herkes bu konuda yorumlar yapıyor, fotoğraflar paylaşıyor. Farkındalık yaratması için olumlu buluyorum. Ama her şeyi çabuk unutuyoruz. Geçen yıl da benzer yangınlar yaşadık. Acaba gerekli dersleri çıkardık mı? Ormanlarımız için istenen dikkati gösterdik mi? Sanmıyorum... İnanın, benim gibi iflah olmaz iyimserler için bile bazen içimi kaplayan kara bulutları dağıtmakta zorlanıyorum. Gerçekten de bu sefer yangının boyutları inanılmaz ölçüde... Türkiye’nin güneyi, turizmin en önemli merkezleri yanıyor. Ve bazen seyretmekten başka bir şey elden gelmiyor. Bu ormanları çok arayacağız. Bir ağacın yetişmesi için yıllar geçiyor. Yanan bu büyük alanlara yeni fidanlar dikeceğiz. Ama ben Marmaris’e giderken arabamın camını açtığımda içime soluduğum o havayı bu sefer alamayacağım. Ormanların arasından geçerken gittiğim Selimiye’ye, Datça’ya gözyaşları içinde gideceğimi biliyorum. Çok üzülüyorum, kahroluyorum.

Yazarın Tüm Yazıları