Paylaş
İzmir Ekonomi Üniversitesi’nin kuruluşunun üzerinden tam 15 yıl geçmiş.
İnanır mısınız; dün gibi...
Sanki birkaç ay önce açılış törenine gitmişim gibi...
Böyle yıldönümleri dünyanın ne kadar hızlı döndüğünü bana hatırlatıyor.
Ekrem Demirtaş; İzmir Ticaret Odası’nın tarihine şimdiden geçmiş biri...
Uzun başkanlık döneminin bana göre en başarılı projesi üniversitedir.
Yapılan birçok iş unutulup gidiyor, ama kalıcı olanlar her zaman akıllarda kalıyor ve hatırlanıyor.
İzmir’in ilk vakıf üniversitesi olan İzmir Ekonomi de onlardan biri...
Biliyorum; bundan sonraki 15 yılda bu kurum çok daha başka bir yerde olacak.
Geçen gün kuruluş töreni sonrası 12 şefin menüsünden çıkan bir yemek verildi.
Ben İzmir dışında olduğum için katılamadım.
Ama şunu biliyorum.
Bugün Türkiye’nin neresine gitsem mutfakta İzmir Ekonomi’nin mutfak sanatlarından mezun olmuş biri var.
Herkesin gittiği yoldan gitmeyen bir üniversite olarak görüyorum burayı...
Modada, tasarımda, bilgisayarda, medyada ve birçok alanda mezunlar arttıkça kurumsal hafıza daha da güçlenecek.
Ve İzmir bir üniversiteler kenti haline gelecek.
Bu iş tuttu
Ot, enginar derken; İzmir’in yoğun bir şekilde konuşulduğunu anladım.
Alaçatı Ot Festivali’ni kaçıranlar; “Bari Urla Enginar Festivali’ne gelelim” diye beni arıyorlar.
Bunda çok çetin geçen kışın ve siyasetin de büyük etkisi var.
Ama şu bir gerçek...
Ege Bölgesi giderek gastronomisiyle öne çıkan bir bölge haline geliyor.
Ama şunu söylemeliyim.
Turizmciler bu destinasyonu geniş bir coğrafya olarak düşünsünler ve turları Çanakkale’den başlatıp Fethiye’ye kadar götürsünler.
Uzmanlarıyla konuştuklarında, yöresel tatları dikkate aldıklarında bu bölgenin İtalya’nın Toscana’sından farksız olduğunu görecekler.
Ve hatta dünyanın tanıdık, bildik turizm kentlerine, bölgelerine gidenler için buranın eşsiz bir alternatif olacağını anlayacaklar.
İzmir mekruh mu?
Siyaseti bilmem.
Zaten siyaseti sevmediğimi bu sütunlardan defalarca yazdım.
Ama ne yazık ki; Türkiye’yi siyasetin o ağır gündeminden ve üslubundan kendimizi kurtaramıyoruz.
Ve bizi bir şekilde o girdabın içine çekiyor.
Politikacılarımız hayatın siyasetten ibaret olmadığını bir hatırlasalar gerçekten çok mutlu olacağım.
Çünkü hayatta mutlu olmak için sayısız neden var.
Bizdeki siyaset ne yazık ki, insanımızı mutlu etmiyor.
Benim de eleştirdiğim; belki de siyasete uzak durmamın gerçek nedeni bu...
Aslında siyaset imkanlar sanatıdır.
İmkanları yaratmak da siyasetçinin işidir.
Gelelim konumuza...
***
İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin Meclis’i her zaman olduğu gibi epey hararetli geçmiş; 2015 yılı faaliyet raporu değerlendirilmiş. Bu toplantı yılda bir yapıldığı, başkanın ve belediyenin ibrası gibi algılandığı için daha da ateşli geçeceği baştan belliydi.
Tartışmaları okudum.
ESHOT’tan girilmiş kentsel dönüşüme geçilmiş; ulaşım konuşulurken metro değerlendirilmesi de yapılıyor, bakanlığa devri önerisi tekrarlanıyor. Özetle hepimizi ilgilendiren pek çok konu konuşulmuş.
Siyasetin içinde eleştirmek elbette var. Doğal olarak muhalefet üyeleri de eleştirilerini ortaya koymuşlar. Burada herhangi bir sorun yok...
Arada bir tansiyon da yükselmiş; yükselebilir de...
Siyasette bu manzaralarla her zaman karşı karşıya kalıyoruz.
Meclis’te bu tartışmalar yapılırken şöyle bir yorum da yapılmış.
“İzmir mekruh bir kent oldu...”
Sözlükte şöyle denmiş.
“İğrenti verici, tiksindirici, iğrenç...”
Ve...
“Müslümanlıkta, dince yasaklanmamış olmakla birlikte yapılmaması istenen...”
Vikipedi de şöyle açıklamış.
“Mekruh İslam fıkıhında haram gibi kesin ve bağlayıcı olmamakla birlikte yapılmaması istenen şeydir. Sözcük anlamı olarak hoş görülmeyen, beğenilmeyen şey manasına gelir.”
Bu yorumu yapan Azad Fazla, tartışmaların büyümesi üzerine “Sözlerimi çarpıtma insaf ve merhametin ötesindedir. Kastettiğimiz metruk sözcüğüdür. Eski mahalle anlamında kullandım” demiş.
Bu sözlerin kendi partisinde de sıkıntı yarattığını bana gelen telefonlardan anlıyorum.
Tekrar ediyorum.
Siyasetçi değiliz.
Ama siyasetten her vatandaş gibi benim de beklentim var.
O da mutlu insanların olduğu bir ülkede yaşamak...
***
Yine de düşüncemi söylemeden edemeyeceğim.
İzmir ne mekruh, ne de metruk bir kenttir.
İzmir iktidarın da, muhalefetin de, 80 milyonun iftihar ettiği bir kenttir.
Eksikleri yok mudur, yanlışlar yok mudur, mevcut belediyeler ne kadar başarılıdır, hükümetin İzmir’e olan ilgisi daha fazla artırılabilir mi?
Bu soruların cevabı siyasetin içindedir.
Ve siyasetçiler doğru cevabı bulacaktır.
İzmir’in daha güzel olması için de ortak akılda buluşmalıyız.
Paylaş