Kafalar karışmasın kampanyaya odaklanın

Yangın devam ederken de, bittikten sonra da İzmirliler bir kampanya çabasına girdiler.
Görüyorum ki; destek çığ gibi büyüyor.
Odalar ve derneklerin dışında sokaktaki vatandaş da birşeyler yapmak istiyor.
Elbette insanların kafası karışık, hangi adresin doğru olduğunu anlamaya çalışıyor.
Aslında bu işin nasıl olacağı net...
Orman Bakanlığı çalışmaları yapacak, özetle koordinasyon bakanlıkta...
Ancak Ege Orman Vakfı gibi birçok vakıf da ortak kampanyalar düzenleyecek.
Herkesin içi rahat olsun çünkü İzmir’in yanmış ormanları için herkes çalışacak.
Bağışlar nerede toplanırsa toplansın, kaynak doğru yere, İzmir’in daha yeşil olması için harcanacak.
Bu kampanyanın sürekli olmasını istiyor ve bekliyorum.
Uzun yıllardır Ege Orman Vakfı gibi kurumlar aslında farkındalık sağlanması için büyük çaba sarf ettiler.
Kimileri bunun farkındaydı, kimileri değildi.
Genelde bizler bir şeyleri kaybettikten sonra anlıyoruz.
Yine öyle oldu.
İzmir’in yeşil bir kent olduğunu söyleyemeyiz.
Her kötü felaketten sonra ders çıkarmasını bilmeliyiz.
Ege Orman Vakfı ve benzeri kurumları güçlendirerek Türkiye’yi daha yaşanabilir hale getirebiliriz.

 
Renk aşkını iyi bilirim

BAZI ailelerin isimleri bazı kulüplerle özdeşleşmiştir.
İzmir için Yaşar ailesi Karşıyaka’yla birlikte anılır.
Gerçekten de Yaşar’ın kulübe verdiği destek herhalde dünyada çok az örneği olan bir destektir.
Yine Altay için akıllara gelen isimler vardır.
Özgener ailesi de onlardan biridir.
Hem Esin Özgener, hem de Mahmut Özgener Altay’ın başkanlığını yapmış, Mahmut Özgener Futbol Federasyonu Başkanlığı yaparak önemli bir görev üstlenmişti.
O sevgiyi iyi bilirim.
Ben de öyle bir ailenin ferdiyim.
İnsanın gönül verdiği renklere hizmet aşkının çok kıymetli olduğunu söyleyebilirim.
Şimdi fotoğrafta gördüğünüz gencimizin adı Cem Özgener...
Mahmut Özgener’in biricik oğlu, rahmetli Esin Özgener ve çok değer verdiğimiz büyüğümüz Kemal Çolakoğlu’nun torunu...
O da aileden gelen aşkla, tutkuyla spora, futbola, Altay’a bağlı...
Altay’da futbol oynuyor.
Son yıllarda da milli takımın değişmezleri arasında...
Moskova’da Türkiye, Rusya, Özbakistan ve Sırbistan arasında oynanan İvanov Turnuvası’nda maçları sırasıyla 3-2, 3-2, 1-0 kazandı ve U16 Türk Milli Takımı şampiyon oldu. Özbekistan maçında üçüncü golü Cem Özgener attı. Hem de ne gol...
Bir şandel yaptı ki, çıkarabilene aşk olsun... Zaten rakip takımın kalecisi de sadece seyretti.
Cem golün ardından tribünlere koşup kalp işareti yaptı.
Tabii o kalp anneye, Ayşe Özgener’e... Öpme selamı ise aileye ve millete...
Üç maçta da milli formayı giyen Cem, İsviçre maçlarıyla beşinci kez milli oldu.
Tebrikler Cem...

 
Bu kadar aktivite
yapmak kolay değil

ÇOK eleştiren var ama ben yine olaya pozitif tarafından bakacağım.
Çeşme yazları büyük ilgi çeken yerlerden biri...
Tabii ilgi artınca eleştiriler de artıyor.
Başta gürültü meselesi olmak üzere pek çok sorunun olduğunu biliyoruz.
Ancak şunu söylemeliyim; Çeşme giderek Türkiye’nin gündemine daha fazla girmeye başladı.
Bakın hafta sonunda şöyle bir etrafa baktım.
Onlarca canlı konser vardı.
Hem de Türkiye’nin iyi sanatçıları sahnedeydi.
Spiaggia Grande’de Yunanistan’ın en iyi seslerinden biri Antonis Remos sahne aldı.
Bir yanda da Jaaz Festivali yapıldı.
Oraya da ilginin çok olduğunu biliyorum.
Yani Çeşme gibi çok da büyük olmayan bir yerde onlarca etkinliği aynı anda yapmak bir başarıdır.
Diyorum ki...
Çeşme’nin bu aktivite yoğunluğu kışın İzmir’e çok yansımıyor.
Elbette yazın temposu ayrı, tatiller de var.
Ama otoyolun getirdiği avantajla İzmir giderek eğlencenin, dinlenmenin, nefes almanın merkezi haline gelebilir.
Gündüzleri sanat ve kültürle yoğrulmuş, geceleri sanat aktiviteleri, festivallerle tamamlanmış bir kent...
Bu arada giderek yükselen gastronomiyi de unutmayalım.