Paylaş
Ben yerelliği birçok açıdan önemsiyorum. Bir kere demokrasinin güçlendirilmesi açısından sivil toplum örgütlerine bundan sonra çok önemli roller düşecek.
Sivil toplum daha katılımcı olmalı; bir anlamda sivil toplum da sivilleşmeli.
Ve toplumsal meselelerde inisiyatif almalıdır.
Bu açıdan İzmir’in ayrı bir şansı var.
Demokrasi tecrübesi ve gücünü sivil toplumdan alan bir kenttir İzmir...
Gençler, kadınlar hayatın içindedir.
Daha da önemlisi birçok kurum ve dernek arasında iyi bir koordinasyon vardır.
İzmir’in Türkiye’ye ilham kaynağı olabileceği çok şey var.
Onlardan biri de İzmir Ekonomik Kalkınma Koordinasyon Kurulu’dur.
Bu kurulu Aziz Kocaoğlu İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı’yken kurmuştu.
Aynı yapı bugün de devam ediyor.
Bu kurulda hoşuma giden başkanlığını büyükşehir belediye başkanlığı koltuğunda oturan kişinin değil; kenti temsil eden bir başka ismin üstlenmesi. Elbette belediye başkanı ve genel sekreteri de katılımcılar arasında bulunuyor.
Bu kurul 30 Nisan’da bu sefer sanal ortamda buluşacak.
Kurulun bu dönemin başkanlığını Sıtkı Şükürer yapıyor.
İzmir’i temsil eden, İzmir’i düşünenler dijital ortamda bir araya gelecek.
Son listeye baktım; 150 kişi var.
İzmir’i, Türkiye’yi düşünen 150 kişi...
Bu yüzyılın en önemli olaylarından birini yaşıyoruz.
Süreç devam ediyor.
Bugüne kadar hiç yaşamadığımız bir salgınla karşı karşıyayız ve çoğumuzun kafasında cevabını henüz bilmediğimiz sorular var.
Bu dönemde sanalda da bile olsa toplanmak önemlidir.
Destekliyorum.
İzmir farkını ortaya koymalı. Kentin bu süreci atlatabilmesi için alternatif öneriler ortaya konmalı. Bu olağanüstü dönemlerde olağanüstü öneriler getirmeliyiz.
Dijital kafalı bir İzmir öneriyorum
İZMİR Ekonomik Kalkınma Koordinasyon Kurulu’na birkaç önerim var.
İzmir’in bazı hazırlıkları vardı, eski deneyimleri de bunu teşvik ediyordu.
Bu salgın aslında bazı gelişmeleri hızlandırdı.
İzmir dijital kafalı bir kent olmalı.
Ben sadece İleri Teknoloji Bölgesi ya da Ege Serbest Bölgesi içine hapsolmuş bir teknoloji bölgesinden bahsetmiyorum.
Bütün İzmir’in akıllı bir şehir olmasını öneriyorum.
“Dijital kafalı bir kent İzmir” sloganını da o yüzden kullanıyorum.
İzmir ileri teknoloji üreten, dijital dönüşümü en hızlı yapacak kenttir.
İzmir Ekonomik Kalkınma Koordinasyon Kurulu’na ilk önerim bunun adımlarının atılmasıdır.
Zannediyorum bu salgın hükümetlerin de iş yapış biçimlerini değiştirecektir.
İzmir Türkiye’nin dijital başkenti olmalıdır.
Devlet de İzmir’i bu konuda desteklemeli, teşvik etmeli, cesaretlendirmelidir.
Şunu da hatırlatmak isterim
BİNALİ Yıldırım’ın İzmir Büyükşehir adaylığında çok dile getirilmişti.
Yüksek Teknoloji Üniversitesi ve çevresinin bu konuya tahsis edileceği söylenmişti.
Yine Nihat Zeybekci’nin İzmir için önerdiği projelerin başında yine bu konu vardı.
Ben bu konuları 90’ların sonunda yazmaya başladım.
Seçim dönemlerinde önerilen bu projeleri hep destekledim.
Salgın sürecinde daha da ikna oldum.
Sadece bu bölge değil; İzmir’in tamamı dijital şehir ilan edilmeli.
Ama projeye Urla’dan başlanmalıdır.
Tam da İZQ gibi projelerin zamanı
HAZIR bu konu açılmışken İzmir Ticaret Odası Başkanı Mahmut Özgener ile çok konuştuğumuz İZQ projesini de yazmak isterim. Özgener başkan seçildikten sonra girişimcilik, dijital dönüşüm konularına ağırlık verdi. Ve İZQ projesini ortaya attı. Odanın eski binaları girişimcilik, inovasyon merkezine dönüştürülüyor. Bu projeyi destekliyorum. Ama bu son salgından sonra vizyonun genişletilerek daha da büyük düşünülmesi gerektiği kanısındayım.
Örneğin bu merkezde Google olmalı, Microsoft olmalı, İntel olmalı.
Dünya devlerinin yüzünü İzmir’e çevirmesini sağlamalıyız.
Dijital dönüşüm hayatımızdaydı, anladık ki bundan sonra tam göbeğinde olacak.
Belki bu dönemde yatırımlar, projeler bir süre askıya alınabilir.
Bana sorarsanız İZQ gibi, İzmir’in dijital kafalı bir kent olmasını sağlayacak projeler tam gaz devam etmeli.
Ve devlet işte bu projelere şimdi destek vermeli.
İyi ki var dediklerimden
SITKI Şükürer’i Hürriyet Ege’deki yazılarından tanıyorsunuz. Ben ise çok eskiden tanıyorum. Türkiye kadar dünyayı da çok iyi tanır. Her zaman farklı bir bakış açısıyla olaylara yaklaşır. Büyük fotoğrafa bakarken benim gibi küçük fotoğrafı bakmayı unutmaz. Analizlerinde rakamlar kadar biraz psikoloji, biraz sosyoloji, biraz da kalbi vardır. Gustosu sadece yemekler üzerine değildir, bunun içinde hayat da vardır. Uzlaştırıcılığı, birleştiriciliği de hatırlatmak isterim.
İzmir Ekonomik Kalkınma Koordinasyon Kurulu’ndaki başkanlık görevi bence kent adına bir şanstır. Sıtkı Şükürer benim için de “iyi ki var” dediklerimdendir.
Paylaş