İzmir kaybetti, Tiran kazandı

SEVGİLİ Bülent Katarcı geçen hafta Arnavutluk’ta Tiran’daydı.

Haberin Devamı

Güney Doğu Avrupa Ülkeleri Oftalmoloji Cemiyeti’nin düzenlediği kongreye katıldı.
Kongrede İzmirli Prof. Dr. Mahmut Kaşkaloğlu’na Bosna Hersek’te yaptığı çalışmalardan dolayı onur belgesi verildi.
Kaşkaloğlu, elbette çok gururlanmış.
Bizler de bir Türk doktorunun böylesine bir kongrede onurlandırılmasından dolayı mutlu olduk.
Katarcı daha sonra Universial Hospital Hastanesi’nin Medikal Direktörü olan Doktor Serdar Pedikcoşkun’u ziyaret etti.
Prof. Dr. Bahattin Canbeyli’yle birlikte Pedikcoşkun kısa sürede Tiran’ın en fazla konuşulan isimlerinden olmuşlar.
Çok sevindim.
Çünkü Pedikcoşkun, Buca SSK Hastanesi’nin başhekimliğini yaptığı dönemde müthiş işler başardı.
Hastaneyi baştan aşağıya yenilediği gibi teknolojik anlamda da çağ atlattı.
Buca’yı tıkır tıkır çalışan, örnek gösterilen bir hastane haline getirdi.
Hastalar kadar doktorlar da mutlu oldular.
Ama Türkiye’de her başarılı insanın başına gelenler Pedikcoşkun’un da başına geldi.
Görevden alınmak istendi.
Kamuoyu baskısı olunca geri adım atıldı.
Ama bundan vazgeçilmedi.
Sonra bir gün sessiz sedasız, Pedikcoşkun’un emekliliğine birkaç hafta kala görev alanı değiştirildi.
O da mahkemeye gitti.
Mahkemeyi kazandı, görevine iade edildikten kısa bir süre sonra da emeklilik dilekçesini verdi.
Ve adam gibi görevini bıraktı.
Serdar Pedikcoşkun, şimdi Tiran’da...
Arnavutluk’ta..
Gelen haberler gösteriyor ki...
Orada da güzel işler yapıyor.
Güzel insanlar güzel işler yapar.
Ne diyelim...
İzmir kaybetti, Tiran kazandı.
Dilerim... Tiran’daki işleri yoluna sokar, İzmir’e geri dönüş yapar.
Çünkü, Serdar Pedikcoşkun’un yapacağı daha çok iş var.

Haberin Devamı

İzmir’in sellukalarını hatırlayan var mı?
“İzmir İçin Düşünceden Eyleme” grubu birkaç gündür, İzmir’in kaybolan bir kokusunu tartışıyor.
Selluka çiçeğini...
Tartışmayı başlatan da “www.kentyasam.com”da yazan Ayşe Semra Kadaifçioğlu’nun bir yazısı...
Kadaifçioğlu diyor ki...
“Aylık raporları değerlendirmek üzere odasına gittiğimde hınzırca bir gülümseme ile ‘Selluka nedir bilir misin?’ diye sordu. ‘Biliyorum’ dediğimde biraz daha gülümseyerek ‘Söyle bakalım neymiş?’ dedi. ‘Çok güzel kokan bir çiçektir’ diye yanıtladığımda gülümsemesi şaşkınlığa döndü. ‘Alsancak’ta bir kasabın adını söyleyeceğini sanıyordum’ derken haksız da sayılmazdı. Bu soruya İzmir’de yaşayan pek çok kişi o yanıtı verirdi. ‘Daha çok gençsin, sen nereden biliyorsun? Bu çiçek, çok uzun zamandır ortalarda yok. Aramadığım yer kalmadı’ derken de haklıydı. ‘İzmir’e özgü bu çiçeği ailemden hep duyarım, ama resimleri dışında hiç görmedim’ diye açıklamaya çalışırken, o artık beni duymuyordu. Hafif bir iç geçirip konuşmaya başladığında gözlerindeki özlem dolu parıltıyı görebiliyordum...”
Selluka çiçeğini artık çok az evin bahçesinde görüyorum ben de... Oysa çok hoş kokulu, eflatundan beyaza spiral şeklinde sarmaşık tarzı bir çiçek... Kokusu limon çiçeği, yasemin arasındadır.
Zor yetişir, nazlıdır, ama güzeldir...
Tıpkı İzmir gibi, Ege’nin diğer sahil kasabaları gibi...
Ezgi’nin Günlüğü’nün dinleyenler bilir. “Aşk” albümünde bir şarkı vardır.
“Yağmur yağdı, gene dallar boyandı. Sellukalar uyandı. Işık kapıya dayandı. Sen, sen, sen aşkı bulsan. Selluka gibi sarılsan...”
Ne dersiniz?
Şarkıda olduğu gibi sellukalar yeniden uyansa, İzmir’i yine sarsa...
Fena mı olur?

Haberin Devamı

Yorgancılar’ın verdiği rakamlar

Bir başkası değil, Ege Bölgesi Sanayi Odası Başkanı Ender Yorgancılar söylüyor.
- 2009 yılında kredi temini sıkıntısı yaşayan ve önünü tam olarak göremeyen firmalar yatırımlarını erteleyerek, kapasitelerini her zamankinden daha düşük seviyelerde tuttular.
- 2008 yılına göre firmaların; üretimleri yüzde 25, ihracatı yüzde 37 azaldı.
- Firmalar; 2008’deki rekor zarar artışının ardından, 2009’da zararın yüzde 63 azalması ile satış karlılığı artan, kaynak yapısı daha çok bozulan bir yapı görünümündedir.
- 2007 yılına göre firmaların diğer satışları yüzde 55, zararı yüzde 41 artmıştır.
- İstihdamları yüzde 17.5 azalmıştır.
- Özetle; firmalar 2009 yılında, krize hazırlıksız yakalandıkları 2008 yılından, özellikle satış ağırlıklı rakamlarda, 2007 yılına göre diğer satışlar, istihdam ve zarar başlıklarında daha kötü bir tablo içindedirler.
Teğet geçen kriz demek ki, böyle oluyor.

Yazarın Tüm Yazıları